Dünkü misyonerlik

A -
A +

Alışılagelenle yetinilmeyerek, Teravih Namazında camiye sığmaz cemaatle hatim indirilen benim inançlı, imanlı insanlar diyarı Adapazarı'mda bugün, bizzat müftülerinin bildirdiğine göre, evlerini İncil'li kilise haline getirmiş aileler türemiş ve tesbit edilebilen 100 civarında vatandaşımız Hıristiyan olmuş. Depremzedelerin maddi ve manevi ıstıraplarını sömüren İslam düşmanları, dolarlı molarlı, hem de yerleşik cephe kurarak görevlendirdikleri misyonerleriyle kurtarılmış bölgeler edinmişler! Bu dolar ödüllü Hıristiyanlaştırma faaliyetlerini kabullenmiş görünen müftü efendi kardeşimiz, "Misyonerlik faaliyetleri dünyada olduğu gibi ülkemizde de vardır. Dün olduğu gibi yarın da devam edecektir" diyor. Ülkemizin, bugünkü hali malum; peki dünkü misyonerliği nedir, nasıldı? Buyrun düne bir göz atalım: 1930'lu yıllarda bir üniversiteli öğrenci iken, Tünel'den Beyoğlu'na çıkmıştım.Taksim'e doğru yönelince, Foto Süreyya'ya bitişik, kapısında "Mukaddes Kitaplar Kitabevi" yazılı bir dükkanın vitrininin, üstünde "Yusuf" yazılı el içi büyüklüğünde kitapçıklarla dolu olduğunu gördüm. Hz. Yusuf sanarak, almak üzere içeri girmemle beraber bir adam hızla geldi; "buyur bakalım aziz meslektaşım" diyerek boynuma sarıldı. Kucaklaştığımız adam oranın müdürü bir gayrimüslim vatandaşımızmış. Yüksek Orman Mühendisliği Okulu açıldığı zaman tedrisat Fransızca imiş. Fransızca bilen Türkler'den sadece Tevfik Ali Bey başvurmuş. Kendisiyle beraber, bir gayri Müslim arkadaşla, üç kişi olarak öğrenime başlamışlar. Orman Mühendisliği diplomasını da almış, ama bu iş daha cazip geldiği için, meslekte yer alamamış. Çalıştığı tesisin amacı ve görevi "Mukaddes Kitap" satmakmış. Yanında da 5-6 yardımcısı varmış. Ama satış yokmuş. Geçen sene sadece bir kitap satabilmişler. Onu da Güzel Sanatlar Akademisi Başkanı Burhan Toprak almış. Bugünkü dolarlı Hıristiyanlaştırma, dün de aynı paradan puldan çekinmeyen harcamalı bir çaba idi. Ama görüyoruz ki, dün bir tek Mukaddes Kitap satanlar, bugün kurtarılmış bölgelerde acar Hıristiyanlar türetmeye başlamışlar bile! Tabii bizim gafletimiz de işlerini kolaylaştırmış. Din, bir bilgi işi olduğundan çok, bir iman ve inanç işidir. Bu iman ve inanç da çocuğun kalbine ilköğretim çağından önce tohum atmaya bağlıdır. Bu tohum zamanında atılmazsa manevi boşluk oluşur. İşte o manevi boşluğu mutlaka ya şeytan, ya da misyonerler doldurur. Apaşikar yaşadığımız şu dramatik durum da bunu göstermiyor mu?!. Hani yaz aylarında okullar tatil olunca başlayan o masum Kuran-ı Kerim Kurslarımız vardı ya... İşte o kurslar körpe yüreklere iman ve inanç tohumu serpiyordu. Bugün Müslüman kimliğinden koparılıp, Hıristiyanlaştırılan gayrimüslim vatandaşlarımız çoğalmaya başlamışlarsa; bu dramatik sonucun baş mimarları o kurslara ve okullara mani olanlar değil midir?. Zira bu yüzden yavrularımızın manevi benlikleri zırhsız, sipersiz, silahsız ve karşı hücuma mecalsiz bırakılmış olmuyor mu?. Adapazarı Müftüsü 390 kişilik bir ekiple halkın manevi gücüne güç katmaya çalıştıklarını söylüyor. Ama pek fazla etkili olacağını beklemeyelim. Yürekler taa baştan zırhsız, sipersiz, silahsız ve karşı hücuma mecalsiz bırakıldığı sürece; sonradan doldurmalarla misyonerliğin bilinçli, planlı, azimli ve de dolarlı saldırıları karşısında Hıristiyanlaştırmanın hızını kesmek mümkün değildir. Ne diyelim; Allah akıllarımıza ve kalbimize "selim"ini arttırsın... > Kenan Ünaldı (Orman Mühendisi) Adaletsizlik ve ayırımcılık istemiyoruz! Milli Eğitim Bakanlığı'na; Milli Eğitim, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmenliği kadrosuna artık ilahiyat mezunlarını almayacağını açıkladı. Türkiye'de 22 İlahiyat Fakültesi'nde toplam 12 bin 182 öğrenci eğitim öğretim görüyor. Bu fakülteler geçtiğimiz yıl 2 bin 894 öğrenci mezun verdi. 1998 yılına kadar öğrenci mevcudu bugünkü rakamın en az 3 katı olan İlahiyat Fakülteleri'nde her geçen yıl öğrenci mevcudu azaltıldı ve azalmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda mezun olanlarla birlikte 10 binlerce ilahiyatlı öğretmen olabilmeyi bekliyordu. MEB'in bu kararından sonra ilahiyat mezunları sadece imam olabilmek için uğraşacaklar. Bu kararı alanların bizden ne istediğini anlamıyorum. Biz gençlere "Türkiye'nin geleceğisiniz" diyorsanız, bizim ve Türkiye'nin hayatını karartmayın. > Hakan Senar Gönüllü öğretmen bekleniyor Bakırköy Belediyesi ile bir derneğin işbirliğiyle Bakırköy Belediyesi Kartaltepe Kültür Merkezi'nde yaz boyunca çocuklara ücretsiz verilecek kurslar için gönüllü öğretmenler aranıyor. Daha çok dar gelirli ailelerin çocuklarına yönelik olarak düşünülen ve birçok branşı içine alacak kurslara yoğun talep olacağı tahmin ediliyor. Bu kurslarda gönüllü olarak katkıda bulunmak isteyen öğretmenlerin 543 67 09 numaralı telefonu aramaları yeterlidir... Daha ne kadar bekleyeceğim? Milli Eğitim Bakanlığı'na; Viğde ili merkez okullarının birinde 23 yıldır öğretmen olarak görev yapmaktayım. 1992 yılında lisans eğitimimi tamamladım. Türk Dili ve Edebiyatı branşına geçmek için hâlâ beklemekteyim. İsteklerime olumlu cevap almam için Bakanlık daha ne kadar bekletecek? > İsmi mahfuz öğretmen - NİĞDE Camimizde sizin de harcınız bulunsun Bingöl 7 Evler'de (Kardeşler Köyü) bir cami inşaatını başlattık. Kaba inşaatını kendi imkanlarımızla tamamladık. Ama artık nefesimiz de tükendi. Sizin de bir harcınız olsun istemez misiniz? > Z.D. - BİNGÖL

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.