28 Ağustos günü CNR fuar merkezinin 7. hol kapısına 300 metre mesafeye park edilmiş otomobilimin camını onca güvenlik görevlisi ve güvenlik kamera sistemine rağmen güpegündüz (17:00 civarı) kırarak içinden değerli eşyalarımı çalan hırsızlar, halen ellerini kollarını sallayarak sokaklarımızda dolaşmaya ve de kimbilir daha kaç insanımızın canlarını yakmaya devam etmektedirler! Olay günü derhal kamera kayıtlarından eşkalleri, hatta altlarındaki otomobil marka, renk ve plakası da tespit edilen (şahsen bana güvenlik sebebi ile (!) gösterilmeyen video görüntülerini alan polis memurunun ifadesi) hırsızlardan 1 aydır hâlâ ses seda yok! Acaba diyorum ki; bu olay bir devlet yetkilisinin başına gelseydi veya kamuoyunun yakından tanıdığı birinin başına gelseydi, bu kadar zaman geçer miydi? Güngören patlamasının faillerini 2 günde gün ışığına çıkaran polisimizin, bu gibi konularda da elini çabuk tutması gerekmiyor mu? Geciken adalet adalet değildir! İnsan bazen kendi kendine "failleri kendi imkânların ile bulup adalete kendin vermelisin, çünkü; hırsızın peşine düşen yok, tesadüfen bir olay sonrası yakalanırsa yakalanacak, hırsız yakalansa bile kısa zaman sonra tekrar hapisten çıkacak ve yine alıştığı mesleğini icra edip insanların canını yakacak" diyor. Daha önce 2 defa cep telefonu çalınmış ve savcılığa suç duyurusunda bulunmuş ve 4 senedir hâlâ hiçbir cevap alamamış biri olarak, bu uğradığım hırsızlık hadisesi de yanıma zarar kalacak diye düşünüyorum. Ama bugün sıradan vatandaşların uğradığı bu gibi haksızlıkların üzerine gitmeyenlerin, kendinin de aynı mağduriyetlere maruz kalacaklarını unutmamaları gerektiğine inandığımı buradan dile getirmek istiyorum. Polisime, devletime kanunlarıma güvenmek istiyorum. > Hasan Dede Dinç >> Böyle bir karar alınmışsa yanlıştan dönülmelidir... İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na; İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Abdurrahman Nafiz Gürman Mahallesi'ndeki 6 adet parkın etrafında bulunan bütün binaların yeniden revizyona tabi tutulması halinde, sadece 3 kata kadar müsaade verileceği ile ilgili bir karar almış. Bu kararı neye istinaden almışlar bilmiyorum ama çok yanlış bir karar. Buradaki binalar 3 katlı olsaydı anlardım ama buradaki binalar nerede ise 40 yıllık binalar ve hepsi de 8 veya 9 katlı binalar. Buradaki halk 40 yıl önce devlete parasını vermiş, tapusunu almış, vergisini vermiş... Allah korusun bir deprem olsa, binaları yıkılsa, yeniden binalarını yaptırmaya kalksalar, 3. kattan sonraki kat sahipleri evsiz mi kalacak? Böyle bir karar mı olur? Umarım İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yaptığı yanlışı fark eder ve bu kararından vazgeçer. Aksi halde insanlar haksızlığa uğrayacak, evsiz kalacaklardır. > Orhan Karakoç- Merter/İST. >> 250 bin işsiz öğretmen adına Öğretmenlik diplomamızın varlığına rağmen, umutlarla başladığımız, bütün bir yılı çalışarak geçirdiğimiz, aşmak zorunda olduğumuz, hep yüreğimiz ağzımızda beklediğimiz KPSS geldi, geçti... Hepimiz atanırız diye umut ettik... Ne yazık ki birçoğumuzun umudu bir sonrakine kaldı. Yüz binlerce öğretmen adayı başka bahara erteledi hayal kurmayı. Tüm çabalarımıza rağmen geçerliliği ve güvenilirliği olmayan, öğretmenlik niteliklerini ölçmekten uzak bu sıralama sınavında, bölümümüzün gerektirdikleriyle alakası olmayan ölçme yöntemlerinde, başarılı olamadığımız için pek çoğumuz sınıfta kaldık... Türkiye'de işsizler ordusuna katılan güvencesiz öğretmen adayları gün geçtikçe artmakta ve bu mağduriyetiler görmezden gelinmektedir. 230.000'i bulan öğretmen adayı sayısı öğretmen alımlarındaki düşük rakamlar yüzünden günden güne çığ gibi büyümektedir. Ne yazık ki okullarımızda ücretli öğretmenlik adı altında bir yıl içinde 4-5 öğretmen değiştiren öğrencilerin eğitim kalitesi düşmekte, bu yüzden de veliler öğrencilerini ek masraflar yaparak dershanelere göndermektedir. Bizler öncelikle bütün işsiz öğretmen adaylarını tek bir çatı altında toplamak, çalışmalarımızı planlı bir şekilde ve koordinasyon içerisinde yürütebilmek için www.sanalmiting.com adresini kurduk. Bizleri ziyaret eden bütün arkadaşlarımıza oluşumumuzdan ve neler yapmayı planladığımızdan bahsettik. Kendi içimizde, elimizdeki imkanlar doğrultusunda toplantılar yaptık. Bu toplantılarda sesimizi duyurmak, sorunlarımızı birilerine fark ettirmek için neler yapacağımızı uzun uzun tartıştık. Hepimizin gördüğü gibi, eğitim sistemimizin sorunları ortada... Çözümü ise hep beraber aramak istiyoruz. Ulaşmamız gereken on binlerce işsiz öğretmen, on binlerce öğretmen bekleyen öğrencimiz var... > Serkan T. (Türkçe Öğrt. adayı)