Eczacılardan cevap geldi

A -
A +

Yetkililerin, SSK'lı vatandaşların artık eczanelerden ilaç alabileceklerini açıklamaları üzerine, SSK emeklisi Abdullah Erkal'ın, ilaçlarını almak için Çapa civarında bulunan 15 eczaneye gittiğini, ama ilaçlarını alamadığını; eczacıların biraz daha duyarlı olmaları gerektiğini anlattığı yazısına yer vermiştik. Kendilerinin haksız yere suçlandıklarını belirten eczacılar, gönderdikleri cevapta; piyasa şartları, eczacılık mesleği düşünülmeden, oldu bittiyle getirilmiş ve birçok eczacı odasının kabul etmediği bir anlaşma ile karşı karşıya bırakıldıklarını ifade ediyorlar. Bu işteki aksamaların sorumluluğunun eczacılara yüklenmemesi gerektiği belirtilen açıklamada, Türkiye nüfusunun yarısını teşkil eden bu kesimden mahrum kalmanın kendileri açısından da istenen bir durum olmadığı anlatılıyor: "Gerekli hazırlıklar yapılmadan, belirsizlikler giderilmeden bu adım atıldı. Eczacının parası 18-45 gün arasında ödenmesi gerekirken, bu ödemeler 75-150 güne kadar gecikebiliyor. SSK'nın provizyon sistemine giremiyoruz, girebilsek bile gerekli onaylar verilmiyor. Sehven bir evrak eksik gönderilse reçete kupürlerle birlikte yok ediliyor, ilacın parası bizim cebimizden gidiyor. İlaç fabrikaları devletle yaptıkları anlaşmada %11 iskonto yapacaklarını belirtiyorlar, ama bu anlaşmanın gereği yapılmıyor. Hasta ve eczacıyı karşı karşıya getiren başka birçok aksamaya insafsızca sebebiyet veriliyor, ama fatura bize çıkarılıyor... Biz eczacılar ve yanımızda çalışanlar da aile geçindiriyoruz. Sebebleri bilinmeden, bu kadar sigortalıya sırtımızı döneceğimiz nasıl düşünülebilir, bu kadar müşteriyi kim görmezden gelir? Neden depolar 30 gün vadeyle mal verirken bizim paramız 150 gün sonra ödensin? Eczacılar sadece kamu hizmeti görmüyor; herkesten çok vergi veriyor, günde 12-14 saat çalışıyor, geçinmek için para kazanmak mecburiyeti de duyuyor... Biz ne devletten, ne ilaç fabrikalarından ne de depo tekellerinden zengin değiliz..." Değişimler sancısız olmuyor. Umarım bu sancılar da kısa sürer, kimsenin mağdur olmasına yol açmaz... Servisçilere 'dur' diyen yok! Okul servis ücretlerinin çok yüksek miktarlarda olduğu İstanbul'da bir skandal yaşanıyor. Geçen ocak ayında yarıyıl tatiline giren okullara öğrenci taşıyan servisler, sömestr tatili olmasına rağmen ücretleri tam alarak, "Haziran ayında taşıma ücreti almayacağız" dediler. Araya tatil girdi, okullar yeniden açıldı fakat okulların açılmasıyla birlikte velileri bir sürpriz daha karşıladı. Gaziosmanpaşa Prof. Dr. Gazi Yaşargil İlköğretim Okulu'na öğrenci taşıyan turizm şirketine ait servisler, 10 gün okula gidecek öğrencilerden "Haziran ayında para alınmayacak" diyerek yine tam ay ücreti talep ediyorlar. Konuyla ilgili kendilerini aradığımız servis yetkilileri ise İstanbul Valiliği'nin böyle bir izni olduğunu, yazılı olarak kendilerine bildirildiğini söylüyorlar. Belgeyi göstermelerini istediğimizde ise bize tepki gösteriyorlar. Eğitimde KDV oranının yüzde 18'den 8'e düşürülmüş olmasına rağmen servis ücretinde indirime gitmeyen, daha da önemlisi, 10 günlük öğrenci taşıması karşılığında tam ay ücreti talep eden servis şoförlerini ve onların yöneticilerini protesto ediyoruz. Milli Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği'nin konuyla ilgilenmesini rica ediyoruz. Bir grup öğrenci velisi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.