Milli Eğitim Bakanı'na; Bilindiği üzere, liseler 2005-2006 Öğretim Yılında 4 yıla çıkarılıyor. Ancak şu anda bunun nasıl olacağı tam olarak belirginleşmemiş. 17 Haziran itibarı ile yaz tatillerine çıkmış olan ve bu müfredatın uygulayıcısı olan öğretmenler hiçbir şey bilmiyor bu bir. Yıllardır içtiğimiz sudan yediğimiz ekmeğe kadar eğitime katkı payları alınıyor. Eğitimde kalite artırılacaktı, teknolojik imkanlardan faydanılacaktı, sınıf mevcutları 20-30 kişi olacaktı (!) Nerde kaldı bunlar Sayın Bakanım? Ne zaman gerçekleşecek bu söylenilenler? Bakanımız 4 yıllık eğitimin gerekçelerini anlatırken, bazı Avrupa ülkelerinden örnekler verip oradaki ortaöğretim sürelerinin bizden çok fazla olduğunu ifade ediyor. Acaba Avrupa ülkelerinde eğitime ayrılan ödenek ile oralardaki sınıf ve şube sayılarındaki farklılık da görülüyor mu? Bu iş daha önceki hükümetler döneminde kararlaştırılmış olsa da, Avrupa ülkelerinde bu süre çok daha fazla olsa da, bu iş şimdilik bize göre değil. Efendim, elbise bedene göre biçilir. Elbiseye göre beden oluşturulmaya çalışılmaz. Bedeni kesip biçemezsiniz. Çalışılırsa o elbise ya dar gelip patlar ya da bol gelip emanet olduğu anlaşılır. 45, 50 hatta 60 kişilik sınıflarda, uzaklarda değil (İstanbul'da) 18 hatta 19 yaşındaki insanların eğitim gördüğünden haberdar değil misiniz? Yapmayın! Ne olur yapmayın! Bu ülkenin geleceği ile oynamayın. Zaten âdettir, bizdeki bütün iktidarlar eğitim sistemimizdeki aksaklıkları hep düzeltmeye çalışmışlardır (!) Sayın Bakanım, gelin isterseniz önce bunları düzeltin. 25, 30 kişilik sınıflar diyordunuz, nerede kaldı bunlar. Bunlar düzelir, eğitime ayrılan ödenek artırılırsa, sınıflardaki öğrenci sayıları rayına oturursa, bir de eğitimciler geçim mücadelesinde olmazsa, bakın verim nasıl artıyor. ÖSS ve OKS'de sıfır alanlar nasıl azalıyor. Şu anda okulların açılmasına az bir zaman kaldı ama çok büyük iki problem var. Birincisi liselerin 4 yıla çıkarılması ile oluşmuş altyapı yetersizliği, bunun başında da derslik. İkincisi Öğretmen ihtiyacı. Bütünlemeye kalan 450 bin lise öğrencisinin kaç dersten bütünlemeye kaldığına bakılmaksızın bir üst sınıfa geçeceğini söylediniz. İkinci dönem notu olmayanlar dahi geçecek. Hatta hiç dönem notu olmayanlar ortalama yükseltme sınavına girecek, kaç alırsa alsın bir üst sınıfa geçecek. Azıcık insaf edin! Öğretmen ihtiyacını nasıl çözeceksiniz? Size göre kolay, yıllardır çalışıp okulunu bitiren eğitim fakültesi mezunlarına haftada 24 saat ders, 250 YTL ücret verirseniz bu işi de çözmüş olursunuz. Yeni açılan birçok okulun öğretmenlerinin yarısı ücretli. Ne kadar verim bekliyorsunuz? Verilen ücret yol parasını ve öğlen yemeğini bile karşılayamıyor. Bir de yeni açılan bu okullarda kadrolu memur, hizmetli, güvenlik görevlisi yok. Nasıl idare edip eğitim öğretimi tamamladılar demiyor musunuz. Çıkıp kayıtlarda para istenmeyecek. Bir de okullarda Para Toplamanın Esasları ile ilgili genelge çıkarıp okulların her tarafına asılacak diyorsunuz. Okullardaki öğretmen ve idarecileri para toplama işinden kurtaracağız diyordunuz. Hem personel atamıyorsunuz hem de sigortasız personel çalıştırılmayacak başınız ağrır diyorsunuz. Böyle bir şey olur mu? Para verdiniz de sigorta yapılmıyormuş gibi. Bizim içimiz yanıyor. Bu ülkenin geleceği eğitimden geçmektedir. Lütfen bunları bir daha düşünün. Hiçbir kastımız ve hiçbir art niyetimiz yok. Sadece ve sadece yapılanların bu ülkeye zarar vereceğini düşünüyor, eğitim işinin iyice çıkmaza gireceğini ve öğretmenlerin saygınlıklarını tamamen yitireceğini görüyoruz. > Bir Öğretmen Türkçe sevdalıları Bizler Türkiye çapında, genellikle Türkçe ve edebiyat alanında eğitim gören öğrenciler olarak "Türkçe Sevdalıları" isimli bir topluluk oluşturduk. Bu amaçla www.turkcesevdalilari.com isminde bir ağ sayfası (internet sitesi) kurduk. Gayemiz, katledilen dilimizi korumak ve Türkçe konusunda hassasiyet uyandırmaktır. Bu konuda herkesin katkısını bekliyoruz. "Türkçem, benim ses bayrağım!" > Başkan: Uğur Kılıç