Eğitim-öğretim yılı biterken...

A -
A +

Yarın ilk ve orta dereceli okullarda 2001-2002 öğretim yılı bitiyor, milyonlarca öğrenci karne alıp yaz tatiline başlıyor. Başarısız öğrencilere nasıl davranılacağı, ya da başarılı öğrencilerin nasıl ödüllendirileceğine değinmeyeceğim, o konular uzmanlarınca anlatılıyor. Bir yıl boyunca zaman zaman bu köşede de belirtildiği gibi, eğitim sistemimiz sağlıklı değil. Mevcut durumdan ne öğretmen, ne öğrenci, ne veli, ne de idareci memnun. Kaliteli, donanımlı bireyler yetiştirme yerine; belli kalıplara, belli şekillere uygun insan yetiştirme sevdası gibi çağdışı bir uygulama, işleri çığırından çıkarmıştır. Eğitim sistemiyle sık sık oynanması, "kazanılmış hak" ilkesinin yok sayılması, gençlerdeki güven duygusunun tamamen yitirilmesine yol açmıştır. Okula başlayan çocuk, ileriye dönük sağlıklı hedefler koymakta zorlanıyor, işi oluruna bırakır oldu. Çünkü bu işi yürütenlerin heran bir sürpriz yapabileceklerini biliyor. Lise son sınıfa geldiğinde bile olmadık setlerle karşılaşabileceğini düşünüyor. Okula başlarken söylenenler aniden değişiyor. Meslek lisesinde okuyup, mesleğiyle ilgili bir üniversitenin hayalini kuran bir genç, son sınıfta üniversite kapılarının kendileri için neredeyse kapandığını görebiliyor. Öğretmen yetiştiren, oğretmen olmak için okunan ve yıllarca bu şekilde mezun veren Fen-Edebiyat Fakülteleri'nden mezun olanlar kendilerini bir anda sokakta bulabiliyor. Bu bakanlığımız hem öğrencileri, hem öğretmenleri hem de velileri şaşırtmakta çok mahir. Sonuç ortada; kendilerine haksızlık yapıldığına inanan milyonlarca mutsuz genç ve bunların aileleri, bir de olanları umursamaz bir şekilde izleyen Bakanlık...Bir yanda işsiz binlerce öğretmen, öbür yanda kimi okullarda tıkış tıkış doldurulmuş sınıflar ve kalitesi düşük bir eğitim. Halbuki yapılacak olan bellidir; eğitim işine gönül veren vatandaşların önünü açmak. Bazı vergi kolaylıkları ve teşviklerle birçok vatandaş bu işe soyunacak, hem işsiz öğretmenimiz iş bulacak, hem eğitimin kalitesi biraz daha yükselecek, hem de devletin yükü azalacaktır. Bakanlık da yönlendirme işini makul ölçüler içinde yine yapabilir. Merkeziyetçilikle ne sağlığa çözüm bulabildik, ne de eğitime. Sonucu ortada iken, yanlışta bunca ısrar neden? Geleceğimiz, istikbalimiz olan gençlerimizin iyi yetişmesi herşeyden önemli değil mi? Artık bu haksızlığa son verin Milli Eğitim Bakanlığı'na; Bizler Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kurumlarda hizmetli olarak çalışan Açıköğretim Fakültesi mezunlarıyız. Açıköğretim Fakültesi mezunu devlet memurlarının kurum içi yükselmeleri engelleniyor. Bu okuldan mezun olanlar, tahsillerinin denkliğindeki kadro ve derecelere çıkamıyorlar ve unvan sahibi yüksekokul mezunu memurların faydalandıkları özlük ve sosyal haklardan faydalanamıyorlar. Buradaki amaç, Açıköğretim Fakültesi mezunlarının önünü kesmek midir? Eğer böyle bir düşünceleri varsa, o zaman neden bu okulları açık bırakıyorlar da bizim gibi insanları ümitlendirip onca masrafa sokuyorlar? Haksızlıklar ortadan kaldırılsın, bize de fırsat eşitliği tanınsın. > Mağdur bir grup yüksekokul mezunu Üsküdar'daki tarihî eserler yıkılmaya mı terk edilecek? Kültür Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün dikkatine; Doğa, tarih ve turizm beldesi Üsküdar'ımız, Türkiye'de Türk-İslam eserlerinin yükseldiği Edirne, Bursa gibi sembol şehirlerimizden bir tanesidir. Bu tarihî eserlerin bir kısmı Hazinenin, bir kısmı belediyelerin, pek çoğu da Vakıflar'ın himayesindedir. Ne yazık ki, Vakıflar yönetimi, atalarımızın bizlere armağanları bu tarihî eserlerle pek ilgilenmemektedir. Mesela, Üsküdar Meydanı'nda bulunan ve adeta yıkılmak üzere bırakılan Valide-i Atik İmarethaneleri... Bu imarethaneler bir müddet önce vakıflarca aslına uygun bir şekilde restore edildikten sonra, GİMA Müessesesi'ne verilmişti. GİMA da binayı önce depo, daha sonra da perakende satış mağazası olarak kullandı. Sonradan GİMA özelleştirilince bu tarihi bina boşaltıldı. Bu binanın durumu şu anda içler acısıdır. Camları kırılmış, içinde uygun kişiler barımaktadır. Güzelim bina virane hale getirilmiştir. Üsküdar İmar ve Kültür Derneği olarak, bu binanın müze yapılması için teşebbüslerimiz oldu, ama tahsisat yokluğu gerekçe gösterilerek bu talebimiz yerine getirilmedi. Yetkililerin atalarımızın yadigarı olan bu tarihî eserlerimiz hususunda daha duyarlı olmasını bekliyoruz. > A. Altan Dölarslan - ÜSKÜDAR Demirköy halkı yüksekokul istiyor Demirköy halkı yüksekokul isteklerini seslendirme kararını aldı. Kırklareli Milletvekili Necdet Tekin'in Demirköy seyahatinde de ağırlıklı olarak konuşulan konu bu idi. Orman Bakanlığı'na ait olan ve kullanılmadığı için boş bulunan mekanın böyle bir hizmet için uygun olacağı düşünülerek, ilgili mercilere müracaatta bulunulması gerektiği belirtildi. Ekonomik sıkıntı ve işsizlikle iyice bunalan yöre halkına, eğitime yönelik böyle bir hizmetle iyi bir nefes aldırılacağı, moral kazandırılacağı ifade edildi. İlçedeki tüm siyasi partilerin desteklediği bu hayırlı teşebbüse, Kırklareli'nin bütün milletvekillerinin de destek vereceğine ve biran önce çözüme ulaşılacağına inanıyoruz. > Türkan Üresin - DEMİRKÖY Devlete borcumuzu ödeyeceğiz, alan yok! Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'ne; 066347542 numaralı İsteğe Bağlı Bağ-Kur'luyum. Askere gidip geldikten sonra prim yatırmaya gittim. "Aradan 3 ay geçtiği zaman Bağ-Kur'un iptal oluyor" deyip, ne prim borcumu, ne de askerlik borçlanmamı almıyorlar. Devlete parayı, borcumuzu vereceğiz, alan yok. Ben İsteğe Bağlı Bağ-Kur'lu olmaya devam etmek, primlerimi yatırmak istiyorum. Buna bir çare yok mu? > İsmail Bulut - İSTANBUL

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.