Eğitim ve bilim dilinin İngilizce olması büyük riskler taşır

A -
A +

Çocuklarımız daha kendi dillerini tam manasıyla yazıp konuşamadan, İngilizce ağırlıklı olmak üzere, yabancı dillerin istilasına uğramaktadırlar. Ana dillerini yeterince bilemedikleri için, yabancı dilleri de öğrenmekte zorlanan çocuklarımız tam bir ikilem içerisinde kalmış; kendi dilleri üzerinde mi yoğunlaşacaklar, yoksa yabancı diller üzerinde mi? Tam ortada kalmış olan çocuklarımız, ne Türkçe'yi güzel konuşup yazabiliyorlar ne de yabancı dillerini geliştirebiliyorlar? Benim ülkemde bilim dili neden Türkçe değil de İngilizce olur, aklım bir türlü almıyor. Ne ayrıcalığı vardır İngilizcenin? Bu durum, tamamen İngilizlerin ve Amerikalıların dünya üzerindeki hakimiyetlerinden kaynaklanmaktadır. Hangi ülkede bilim dili olarak İngilizce seçilirse, o ülkede İngiliz ve Amerika etkisinin devam etmekte olduğu anlaşılır. Amerika ve İngiliz hakimiyetini artık geride bırakmanın vakti gelmiştir. Bu dille o ülkelerin hayat formları da insanımıza empoze ettiriliyor. Onların örf ve adetleri, hayat tarzları sinsice bünyemize şırınga ettiriliyor. İş öyle bir hal alıyor ki, insanlar artık İngiliz ve Amerikalılar gibi yiyip içmeye, onlar gibi giyinmeye, onlar gibi düşünmeye, onlar gibi oturup kalkmaya başlamaktadır. Her kademede okutulan İngilizce ders kitaplarını bir miktar incelemek nasip oldu. Adamlar apaçık kendi kültürlerini empoze etmeye çalışmaktadırlar. Eğitim ve bilim dili İngilizce olan, okullarında ağırlıklı olarak İngilizce eğitim verilen ülkeler bir bakıma işgal edilmiş durumdadır. Bu ülke insanları, İngilizler ve Amerikalılar gibi yaşamaya başlayacaklardır. Zaten savaşların nihai amacı bu değil mi? Kültürel işgalle asıl amaç gerçekleşmiş, o ülkeler bir mermi atmadan bağımlı hale gelmiş olacaklardır. Kültürel olarak giremedikleri toprakları da işgal ederek, kendilerine bağlama yoluna gitmektedirler, Afganistan, Irak gibi... Dedelerimiz Osmanlılarla emperyalist devletler arasındaki en önemli fark, emperyalist devletlerin işgal ettikleri ülkelerdeki her şeyi darmadağın etmeleridir. İşgal edilen ülkelerin her şeyini alıp değiştirmektedirler. Fakat dedelerimiz Osmanlılar öyle yapmadılar. Ben yabancı dillerin öğrenilmesine karşı değilim. Tabii ki yabancı diller öğrenilecek. Fakat sadece bu kadar. Daha fazlası kültürel emperyalizmdir. O durumda adamların bizleri yavaş yavaş etki alanlarına almaya başladığı manası çıkar! Hiç vakit geçirmeden, kendi dilimiz Türkçe'nin eğitimine dönmeliyiz, kendi dilimizi özendirmeliyiz. Bu hususta, teşvik edici plan ve programlar yaparak, dilimiz Türkçeyi dünya dilleri arasına sokmaya çalışmalıyız. Nizamettin Bekar-TRABZON >> Bilişim Öğretmenleri görev bekliyor Şu an Türkiye çapında 50 üniversitede Bilişim Öğretmenliği Bölümü bulunmaktadır. Her sene 5000 öğrenci alınmakta. Birinci öğretim, İkinci öğretim, Uzaktan eğitimle öğrenci alınmakta. 20 bin öğrenci bu okullarda okumakta, 7 bin mezun da iş beklemektedir. Atanan ama norm fazlası rakamı da 10000. Bilişim Teknolojileri Öğretmenliğine atamada 11 bölümün hakkı bulunmaktadır. Teknoloji yatırımları ne kadar olumlu görünse de, eğer eğitim ile pekiştirilmezse ne yazık ki sonu hüsranla bitecektir. Öğrencilerin bilgisayar bilerek okula geldikleri söyleniyor. Aslında bilgisayar bilmek teknoloji bilmek değildir. Bununla birlikte öğrenciler bilgisayar değil internet kullanmasını -bilinçsizce- biliyorlar. Çocuklarımızın bilgisayar bilgisi alt seviyededir. Yazılım konusunda çok alt seviyedeyiz. Bizim çocuklarımız sadece bilgisayarı açabilmekte, oyun oynayabilmekte, sosyal sitelere girmekte ve benzeri alt düzey işlemler yapabilmektedir. İlköğretimde bilişim dersleri kaldırıldı, hangi mantıkla bu uygulamaya gidildi anlayamadık. Öğretmenlere yol gösterecek biz bilişim öğretmenlerine ihtiyaç var... Öğrencilerin bilinçli birer teknoloji kullanıcıları olmaları, teknolojinin bilgisayar ve cep telefonundan ibaret olmadığını bilmeleri, teknoloji üretmeyi öğrenmeleri gerekmektedir. Biz bilişim teknolojileri öğretmenleri bunun için varız. Öğrencileri bilinçli teknoloji kullanıcıları olarak yetiştirmek için. Unutmamak gerekir ki, bizler bilgisayar değil, bilişim teknolojileri öğretmeniyiz. Sadece bilgisayar değil , teknoloji öğretiyoruz. Fatih Projesi, bizler olmadan ilerleyemez. Bizler bu proje için eğitilmiş, Fatih'in bilişimcileriyiz. Biz olmadan, tabletler oyun konsolu, akıllı tahtalar kara tahtaya dönüşecektir. Okullar, diğer projelerde olduğu gibi teknoloji hurda çöplüğü olacaktır. Bir an önce, Bilişim Öğretmenlerine hak ettikleri kadro verilmeli ve atamaları gerçekleştirilmelidir. Böylelikle mevcut öğretmenler ve öğrenciler birinci kaynaktan eğitim alarak, öğretmen ve öğrenciler teknoloji konusunda bilinçlendirilmelidir. Her okula bir Rehber Teknoloji Öğretmeni gereklidir. Bilişim Öğretmenleri >> Bize yapılan haksızlık ortada Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik ve Haberleşme Öğretmenliği 2005 yılı mezunu bir işsiz bekâr ve hayatın fiskesini yemiş bir insan olarak, yazmış olduğunuz yazıdan ötürü size yüz binlerce kez teşekkür ederim. Ben ki liseyi İstanbul Maçka Akif Tuncel Teknik Lisesi, 2. Üniversiteyi de Türkiye 529'uncusu olarak bitirdim ve senelerce özelde unvansız ve yetkisiz olarak bir orada bir orada çalıştım. En sonunda Devlette öğretmen olayım dedim, geçen yılki 11.000 kişi atamasında, bütün Türkiye'de 2011 Ağustos atamasında 9 kişi atandı. 82.030 puan ile açıkta kaldım. Bu ülkede, bizim gibi yetişmiş ve kalifiye insanları bile 80 küsur puanlarda atamadılar. Bize yapılan haksızlığı çok net ve eksiksiz şekilde tasvir ettiğiniz için, teşekkür ederim. Mehmet Özmen > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.