Eğitime belediye katkısı arttırılmalıdır

A -
A +

İstanbul'un göbeğindeki bazı okullarda bile, öğretmen eksikliğinden dolayı hala bazı derslerin boş geçtiği yönünde veli şikayetleri geliyor. O derslerin bu kadar boş geçmesi çocuklarımız için büyük bir kayıptır. Aslında iş bekleyen onbinlerce öğretmen var. Milli Eğitim Bakanlığı da ard arda tayinler yapıyor. Ama bütçenin imkanları da sınırlı... Eğitimin sadece öğretmenden ibaret olmadığını; bunun için derslik, araç-gereç gerektiğini; elektrik, su, ısınma faturalarının bulunduğunu da unutmamak gerekir. Bütün bu giderler için de yeterli kaynakların ayrılamadığı ortada... Aslında problemin kaynağı belli; bütün bu işleri Ankara'ya bağlamak, katı devletçi sistemden kopamamak... Yasak savma babında, sınırlı sayıda açılmış özel okullar da bu işe çare olamıyor... Hükümet, büyük ümitlerle reform paketi hazırlamıştı; buna göre okullar, sağlık kuruluşları da zamanla yerel yönetimlere devredilecekti. Ama bazı odaklar halka güvenemedikleri için, bu adımı rejim tartışmasına çevirerek engellediler... Bir mahalledeki okulun problemi ancak oradakiler tarafından çözülür. Bunun da en iyi organizasyonu yerel yönetimlerdir. Zaten bazı belediyeler şimdiden okulların dertlerine derman olmuşlar bile. Okul badanalarını, bakımlarını yapan, araç-gereç takviyesinde bulunan belediyeler var... Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin eğitime yaptığı katkı bile başdöndürücü. Bu belediyemiz 120 okula 120 Spor Salonu yapmış, 800 okula Sosyal Etkinlik Sınıfı, 110 okula Fen Laboratuvarı, 110 okula Fizik Laboratuvarı, 110 okula Kimya Laboratuvarı kurulmuş; 100 okula Ses Sistemi yapılmış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin eğitime katkısı tabii ki bu kadar değil; başarılı öğrencilere karne hediyesi, 65 bin öğrencinin sağlık taramasından geçirilmesi, okuma-yazma ve meslek kursları düzenlenmesi, muhtaç öğrencilere eğitim seti, yetim ve şehit çocuklarına yardım, üniversite öğrencilerine burs, eğitime kampanyalı destek ve başka bir sürü hizmet... Görüldüğü gibi, belediyeler ister istemez bu hizmete dahil oluyor. Bunun adı da konursa, eğitim problemimizin tamamen çözülmesi zor olmayacaktır. Artık bir okulun bile Ankara'dan yönetilmesi devri kapanmış olmalı. Halka ve halkın seçtikleri yerel yöneticilere güvenmeli, okullar tamamen belediyelere devredilmelidir. O zaman ne öğretmen eksikliği kalır, ne de okulların fiziksel yetersizliği. İş bekleyen onbinlerce öğretmen de işlerine kavuşur. Bakanlık da gereken denetimi yapmalı, müfredat üzeninde çalışmalı, eğitim sistemimizin daha da geliştirilmesi için projeler geliştirmekle vakit geçirmelidir... > Bağ-Kur emeklisinin perişan hali Sayın Başbakanım; Ben, 6. basamaktan Bağ-Kur emeklisiyim. Emekli aylığımın tamamını ev kirasına veriyorum. Biraz daha rahat, güneş gören bir daire tutsam, maaşım bunun kirasına da yetmez... Bir Bağ-Kur emeklisi olarak benim nasıl yaşadığımı, faturalarımı nasıl ödediğimi, evimin ihtiyaçlarını nasıl giderdiğimi de bir ben bilirim... Başka hiçbir geliri olmayan bir emeklinin düşeceği durumu yaşayanlar bilir. Çalışmaya müsait olmadığım halde, geçinebilmek için 3 gözlük kullanarak mesleğim olan berberliği devam ettirmek istedim, maaşımın %10'u kesildi. Geçinmek için biraz para kazanmak istedim, cezalandırıldım. Biz emeklilerin perişan hali ne zaman görülecek, uğradığımız bu haksız muameleye ne zaman son verilecek? Başka geliri olmayan emeklinin geçinmesi mümkün olmadığı halde, çalışınca cezalandırılması doğru mu? > Mehmet Göksu - ALANYA > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.