Eğitimin kalitesi nasıl yükselir?

A -
A +

Eğitim kalitemizin istenen seviyede olmaması hepimizi üzmektedir. İşin uzmanları bu iş için kafa yoruyor. Ama her nedense, iyileştirme için yapıldığı söylenen birçok yenilikler beraberinde başka problemler getiriyor. Çoğumuz bu yüzden eski okulları arar hale gelmedik mi? Adımlar atılmadan, kararlar verilmeden her kesimden, özellikle eğitim ordusunun çilekeş fertlerinden, öğretmenlerimizden yeterince fikir alınsa daha iyi sonuçlar alınmaz mı acaba? Çilekeş öğretmenlerimizden M. Ali K.'nin bu tespitlerine kim itiraz edebilir ki? "Ortaöğretimin çöküyor olması bir öğretmen olarak beni derinden üzmektedir. Bunun için şu basit tedbirler alınamaz mı? 1-Okulları verimli hale getirmek için öğretmenleri okula bağlamak gerekir. Bunun için öğretmenlere mesai mecburiyeti getirilmeli. Diğer memurlar gibi sabah gelip akşam gitmeli. Fakat okulda öğretmenlerin rahat çalışabilecekleri mekanların oluşturulması gerekir. Bir oda verilmeli, bu odalar zümre odaları olarak da olabilir. Bir masası olmalı. Tatmin edici ücret verilmeli. Bu durumda öğretmenler de başka bir iş peşinde koşmazlar. 2- Göze ve kulağa hitap eden eğitim araç-gereçlerinin sınıflara girmesi gerekir (Bilgisayar ve projeksiyon gibi...). 3- Öğrencilere şiddet uygulanmamalı. Değer verilmeli. Dövmemeli, sövmemeli, hakaret etmemelidir. 4- Öğrencileri okula cezbedecek mekanların oluşturulması gerekir. İnternet odaları, internet sınıfları olabilir. Her türlü sporu yapabilecekleri oyun sahaları yapılmalıdır. Sinema salonları yapılabilir. 5-Öğrencileri en çok rahatsız eden kıyafet mecburiyetidir. Sivil okullarda öğrencilere üniforma giydirmemek gerekir. Aşırıya kaçmamak suretiyle kıyafet serbestliği getirilmelidir. 6- Okulları ÖSS'ye hazırlayan dersanelere dönüştürmek gerekiyor. Bütün okulları tekli öğretime geçirerek sabah ders, öğleden sonra da ÖSS çalışması yapmak gerekiyor. Böylece parası olmayıp da dersanelere gidemeyen ve özel hocalardan ders alamayan öğrencilere yapılan haksızlık giderilmiş olur. Dersanelere gitme modası da sona ermiş olur. 7- Okullarda bilimsel özerklik sağlanmalıdır. Bunun için öğretmenleri müfettiş ve müdür baskısından kurtarmalıdır. Müfettişler azarlayıcı değil, yol gösterici olmalıdır. Müdürler de yetki ve sorumluluklarını aşıp öğretmenler üzerinde baskı oluşturmamalıdır." > Sesimizi duyan var mı? Alışılmışın dışında, bu sene Şubat ayında deyim yerindeyse "devede kulak" denebilecek bir öğretmen ataması gerçekleştirildi. Geride bırakılan binlerce öğretmen adayının, "Mart ayında bir atama yapılması" isteğine de kulaklar tıkamış durumda. Neredeyse bir aya yakın bir süredir gerek internet gerek telefon ve gerekse faks yoluyla seslerini duyurmaya çalışan öğretmen adaylarına tatmin edici cevaplar verilememekte. Açıkta bekleyen yüz binin üzerinde öğretmen adayı, yine Milli Eğitim'in ihtiyacı olan ve şu anda boş bulunan 160 bine yakın kadroya atanamamaktadır. Elbette ki bu mesele sadece öğretmen adaylarının değil, aynı zamanda bu ülkenin vatandaşı olarak kaliteli eğitim alma hakkına sahip, hayatına, çocuklarına yaptığı yatırımların karşılığını almak isteyen tüm fertlere ve kuruluşlara ait bir sorun ve sorumluluktur. Bu anlamda yükselmekte olan bu sese her kesimden bireylerin katılmasını umuyoruz. > Öğretmen adayları > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.