Ekonomik milli mücadele

2003 yılının ekonomi rakamları, çoğumuzun hayal bile edemeyeceği kadar güzeldi. Ancak bunun kalıcı olması ve dar gelirliye yansıması için biraz daha gayret gösterilmeli ve gevşemenin yapılamaması gerekir. Hele popülist politikalara kesinlikle tevessül edilmemeli. Zaten Türkiye'yi yöneten kadro da bunun farkında, bir hata yapacaklarını sanmıyorum... E. Malmüdürü-Mali Müşavir Hacı Tahsin Koloğlu, ekonomide milli macadele başlatılmasını ve bu çok önemli konunun acilen gündemimizden çıkarılmasını istiyor: " 'Verdimse ben verdim', 'Tütüne herkesten çok vereceğim', 'Erken, genç emekli edeceğim' gibi sloganlara yansıyan hatalar bir daha tekrarlanmamalı, yapanlara mutlaka cezai müeyyide uygulanmalıdır. Ekonomik Milli Mücadele Komisyonu kurulabilir, buna değişik kurumlardan temsilci seçilebilir, bunun için kanuni düzenlemeler yapılabilir. Ekonomi iktisattır, iktisatsızlık iflastır. Yorgana göre ayak uzatılmalı, kıt kaynaklar ölçülü kullanılmalı, gidere boğulmamalıdır. Özelleştirmeler gecikiyor, bunun için yapılan aşırı masraflar aslını aşıyor. Birçok kit bir Türk Lirasına çalışanlara devredilse daha iyi sonuçlar alınabilir. Lojmanlar, kamplar, araçlar, telefonlar acilen satılıp giderlerinden kurtulunmalıdır. Bu satış işlerini maliye yapamaz, yaparsa bile masrafa boğulur. 70 milyonuz ve 70 milyar dolar dahili, aşırı faizli borçluyuz. Kişi başına biner dolar düşer. 70 milyondan 17 milyon kişi 7'şer milyar verse mesele yine hallolur. O zaman o aşırı faize giden para başka işlere harcanır, işler düzelir, istikrar sağlanır. Acilen bu borçtan kurtulmamız gerekir, boğuluyoruz..." Hükümete insafsızca yüklenmek Hükümet ipin ucunu tutunca, bazı çıkar çevrelerinin çarkları dönemez oldu; bu da beraberinde feveranları getirdi. Haktan, hukuktan, adaletten o kadar ustalıkla sözediyorlar ki, evveliyatlarını bilmeyenler kesin inanır... İnsanların işsiz kalması, bir nebze vicdan sahibi olan herkesi üzer. Ama bazı yanlışların düzeltilmesi de gerekiyor. İpin ucu önceki hükümetler döneminde bırakılmıştı (kaçmış demiyorum), meydanı boş bulan bazıları o ortamdan faydalanarak her türlü fırıldağı çevirmiş, emellerine de ulaşmışlardır. Bir cep telefonumun hattını iptal ettirmek için 4 ay uğraştım, yoğun mücadele verdim ve bu süre zarfında sabit ücret benden alındı. Bu kul hakkı değil mi? Bu pisliklerle o kadar uğraşılıyor ki, asıl yapılması gerekenlere sıra gelmiyor. İş, aş problemi halledilmeden; ekonomik ve siyasi olarak bazı sıkıntılar aşılmadan istikrar sağlanabilir mi? Hükümetin ipin ucunu yakalaması, çıkarı bozulan bazılarına çok dokunmuş ve can havliyle bağırıyorlar. Bunların istismarına kimse kanmamalıdır... Necdet Akman-İSTANBUL Hükümete güveniyorum AK Parti Hükümeti'ni, yaptıklarından dolayı destekliyorum. Yapılan çalışmalardan ve fedakarlıklardan ülke sevgisini görüyorum. Ama bazı politikacılar, ortak değerlerimizi istismar ederek, kendilerince o başarılı ekibi karalamak istiyorlar. Yalnız unuttukları bir şey var; artık milletimiz kimin ne olduğunu, kimlerin halis niyyetle millete hizmet için çırpındığını gayet iyi anlıyor ve görüyor. O çamurları atanlar, halkın arasına karışarak tepkileri ölçseler, durumu gayet iyi anlarlar. Sayın Ali Topuz'u 1970'lerden tanırım. Sayın Topuz'un hesaba katmadığı birşey var; artık Türkiye değişti, eski üslup prim yapmıyor.. Bu değişime ayak uyduramayanlar lütfen köşelerine çekilmeyi bilsinler. Ülkemize daha fazla zarar vermesinler... Ahmet Kaya-İSTANBUL