Elazığ Valiliği'nin örnek kampanyası

A -
A +

Gençlerin kötü alışkanlıklar edindiği, toplum olarak yeterince kitap okumadığımız gibi şikayetleri hepimiz dillendiririz. Ama buna çözüm bulma hususunda birşey yapmayız. İnsanlarımızın daha çok okumaları için kılımızı kıpırdatmayız. Sadece lafla, şikayetle bu işlerin düzelemeyeceği de ortada. Ama Elazığ Valiliği, her ile örnek olabilecek bir kampanyayı başlatıyor. Vali Muammer Muşmal'ın önayak olduğu kampanyanın ismi de anlamlı: "Elazığ Okuyor" "Gençliğini kitaplarla beslemeyen milletlerin sonu acıdır" özdeyişi hatırlatılarak, Avrupa'da en genç nüfusun bizde bulunduğu, eğer gençlerimizi iyi yetiştiremezsek, bu olumlu özelliğin ülkemiz için birçok olumsuzluğa da temel teşkil edeceği belirtiliyor, buna çözüm bulmak için gayret gösteriliyor. Bu kampanyanın saman alevi gibi parlayıp sönmemesi için de, proje süresince yoğun bir faaliyet programı planlanmış. Kampanyanın amacı da net; okuyan bireye, okuyan aileye, okuyan şehre ve okuyan topluma ulaşmak; bütün öğrencilere ve halka okuma alışkanlığı kazandırmak, bu alışkanlığı kalıcı hale getirmek... İlk başta, bütün okul kütüphanelerine öğrenci sayısınca kitap armağan edilecek, il genelindeki bütün okullarda okuma saatleri belirlenecek ve okuma kulüpleri oluşturulacak. Bunun için oturumlar, paneller, konferanslar düzenlenecek, yazar ve şairlerin okuyucu ile buluşmaları sağlanacak. Okumayı özendirici yarışmalar düzenlenecek, en çok kitap okuyanlar ödüllendirilecek. Yayınevlerinin katkılarıyla kitap fuarları da düzenlenecek... 15 Mart Günü Fırat Üniversitesi'nde başlatılacak "Elazığ Okuyor" kampanyasını alkışlamak, desteklemek ve diğer illere örnek olmasını dilemek gerekmez mi? > Milli Sporcuların sınavsız olarak Beden Eğitimi Öğretmeni yapılmaları uygun mu? Milli Eğitim Bakanlığı'na; Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü'nden mezun olan ve olacak milli sporcuların KPS'ye girmeden, sınavsız olarak Beden Eğitimi Öğretmeni yapılacakları söyleniyor. Zaten bu öğrenciler bu okullara girerken 15 ilave puan aldılar, konumları itibariyle de hep ayrıcalıklıydılar. Bunlar kendi branşları dışındaki branşlarda da genellikle yeterli değiller, nasılsa işleri garantili diye eğitime de gereken önemi vermiyorlar. Böyle yetersiz öğretmenlerin okullarımız için oluşturabilecekleri sakıncalar düşünüldü mü? Yapılan bu ayrımcılık, diğer öğrencileri umutsuzluğa, çaresizliğe itmez mi? Bu uygulamanın eşitlik ilkesine de ters düşeceği ortada değil mi? Benim iki çocuğum, katsayı uygulaması sebebiyle mağdur edildiler, zor bela bu okullara girdiler, şimdi 3. sınıfta okumaktalar. Onların okullarında da milliler var. Millilere hakketmedikleri öğretmenliği sınavsız olarak verirseniz, bizim çocuklar bu kadar uğraşmaya rağmen ortada kalırsa, bunun ne kadar büyük bir haksızlık olabileceğini düşündünüz mü? İlle de milli sporcuları onure etmek, ödüllendirmek gerekirse, buna saygı duyarız, ama bunu başka türlü yapın... Tahir Durmuş - BALIKESİR Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.