Emekliler kızgın, maaşlarında gereken düzeltmenin yapılmadığını söylüyorlar. Özellikle SSK emeklileri, son bir yılda kendileri için hiçbir iyileştirmede bulunulmadığını, önceki yıl yapılan iyileştirmenin de kayıplarını telafiye matuf bulunduğunu belirterek, yetkililerin suskunluklarına son vermelerini istiyorlar. Gerektiği zaman bazı alanlara kaynak bulunabildiği, açlık sınırının bile altında olan kendilerine gelince de bütçe açıklarının gerekçe gösterildiğini savunan emekliler, bu ayıba bir an önce son verilmesini bekliyorlar. İsminin saklı tutulmasını isteyen bir emekli, Hükümettekilerin kendileri gibi dar gelirlilerin oylarıyla iktidar olduklarını belirterek, herkesin sorumluluğunun gereğini yerine getirmesini istiyor: "Ne zor şartlarda emekliliğimizi hakettiğimizi bir sorsanız... Dağ-bayır, sıcak-soğuk, gece-gündüz, demeden; tatil-bayram düşünmeden çok tehlikeli işlerde çalışarak emekli olduk. Aldığım maaş ise 332 milyon. Yaşamak için başka işler yapmak zorundayım... Hasta oluruz, hastane köşelerinde sıra bekleriz; sıramız geldiğinde de doğru dürüst muayene olamayız. İlaç için yine sıra bekleriz akşama kadar, yazılan ilacın aynısını da bulamayız, muadili diye ucuzunu verirler. Alsak bir türlü, almasak bir türlü. Biz SSK emeklileri çok mağdur durumdayız. Bizi bu kadar süründürmek zorunda mısınız? Lütfen biz emeklilere de rahat gün gösterin!.." Bizi yıldıramazlar Girişecekleri mertçe bir savaşta ülkemizi yenemeyeceklerini bilen karanlık güçlerin ülkemiz üzerinde oynadıkları kirli bir oyundur son saldırılar. Bizi sindirmek, yıldırmak için yapılmış bir girişimdir. Terörist bazında ise sebep çok derindir. Gençler ihmal edilmektedir. Gençler amaçsız bir şekilde işsiz güçsüz sokağa terkedilmiş. Bunalımda olan bu insanlar ard niyyetlilerin, kötü emelli örgütlerin tuzaklarına kolayca düşebilmektedirler. İnternet yoluyla da gençlerimiz şiddete ve yanlış yollara yönlendirilmektedirler. İçinde bulundukları bunalım da onların gerçek dünyadan kopmalarını, suça itilmelerini kolaylaştırmaktadır. Ard niyyetli bazı güçler, bu nazik noktada insanlarımızı kötü emellerine alet edebilmektedirler. Son terör olaylarından ibret alınmalı, boşluğa bırakılan gençlerinize daha çok ilgi gösterilmeli, sahip çıkılmalıdır. > Ayla Öztürk - İSTANBUL Başkan feryadı duydu Ben, 1 Ekimde yazısını yayınladığınız Feriha Güçhan'ın kızıyım. Benim de yazımı yayınladınız. Annem 19 Ekim'de vefat etti. "Başkan feryadı duymadı" başlıklı yazı için çok teşekkür ederim. Yazı yayınlandıktan 2 gün sonra Adapazarı Belediyesi'nden beni çağırdılar. Akabinden de ruhsatımızı alelacele çıkardılar. Allah'tan başka kimsem yok. Beni çok rahatlattınız. Keşke annem o kadar üzülmeden bu işler yapılsaydı. Yine de emeği geçen herkese teşekkür ederim... > Nermin Güçhan - ADAPAZARI