Ozellikle işçi emeklilerinin hali içler acısı. Memurlara ve memur emeklilerine verilen zamlardan bu kesimin mahrum bırakılması, tepkilere yolaçıyor. Yetkililer de her defasında bu kurumların büyük rakamlara ulaşan açıklarından sözediyor. Ödenmiş primlerin çar-çur edilmesi, iyi kullanılmaması, ya da batırılmasında emeklinin kusuru bulunmamaktadır. Haliyle bu gerekçeler tepkileri azaltmıyor. Zaman zaman yapılan usulsüzlüklerin, yolsuzlukların üzerine gidildiği de oluyor. Ama okuyucumuz M. Y ıldız'ın belirttiği bir husus var ki, bir türlü düzeltilmiyor: "Yetkililerin bütün haksızlıkların, yolsuzlukların peşine düştüğünü zaman zaman okuyoruz. Ama galiba bir husus unutuluyor; bir işçi emeklisi üç maaş alıyor, bir diğeri ise bir maaşla zar-zor geçiniyor... Ben bir süper emeklizedeyim. Emekliliği hakettik, bir de biraz daha iyi geçinmek ümidiyle, bir emeklilik kadar ilave para ödedik. Süper olduk, ama hepsi kursağımızda kaldı. Buna da "devlet sağ olsun" diyerek göz yumduk; ama anlatacağım hususa bir türlü razı olamıyorum: Çevremde birçok kadın var, bizim hakedip alamadığımızı onlar alıp çatır çatır yiyor ve yitkililer bu haksızlığa bir son vermiyor... Benim komşum 85 yaşında vefat etti. Dul kızı hem kendi emekli maaşını, hem beyinden emekliliği ve şimdi de annesinin emekli maaşını alıyor. Böyle bir uygulama adaletle bağdaşır mı? Bu kadıncağız zaten 85 yaşına kadar maaşını aldı. Kızının hakkı olmayan bu para, nasıl veriliyor? Biz bir maaşla geçinme mücadelesini verirken, bu ve bunun gibi binlerce kişiye haketmedikleri paralar neden veriliyor? Biri Bağ-Kur, biri SSK, biri Emekli Sandığı imiş. Bunların hepsi devletin katkısıyla yaşamıyor mu? Bu hanımların ayrıcalığı mı var? Bir de, annesi veya babası ölen hanımın numaradan boşanması, sonra da hemen anne ya da babasının emekli maaşını alması yok mu... Hiç kimsenin aklına gelmiyor mu; 'bu adam ne zaman öldü, bu kadın ne zamandan beri dul' diye? Herkes kazandığının karşılığını alır, öldükten sonra yedi sülalesine maaş sadece bizim ülkemizde var. Benim babam Almanya'dan emekli, kardeşim dul; ama adamlar 'senin bir maaşın var, hem babanın parasından sana ne' diyor. Birçok kişi haketmediği paraları alıyor. Çalışanlar enayi mi? Lütfen bunu araştırın ve haksızlıkları giderin!..." Sosyal güvenlik kurumlarının neden hep açık verdiğini vatandaş daha iyi anlıyor galiba. Bir tarafta hakettiği halde, açlık sınırında yaşamaya çalışanlar, öbür tarafta hakedilmeden alınan paralar... Artık buna kesin bir çözüm bulmanın zamanı gelmiştir... Bize lise diploması verilemez mi? Milli Eğitim Bakanlığı'na; 1997/1998 eğitim öğretim yılında İmam Hatip Lisesi 3. sınıfını geçtim. Kıyafetim sebebiyle 4. sınıfa devam edemedim. Şimdi Meslek Liseleri 3 sınıfa indi. Benim gibi, Meslek Lisesi 3. sınıfı bitirenlere lise diploması verilmesi için bir düzenleme yapılamaz mı? Aksi halde, benim durumumda olan çok kişinin mağduriyeti devam edecektir... > B. Damarlı - TEKİRDAĞ Huzurumuzu bozanlara göz yumulmasın! Çankırı Belediye Başkanı'nın dikkatine; Pazar pazarı olarak kullanılan yerde, birkaç tezgahcı mahallelinin huzurunu kaçırmaktadır. Belediye zabıtası da her nedense bunlara göz yummaktadır. Lütfen bu nahoş olaya müdahale edin, vatandaşın huzurunu bozanlara prim vermeyin! > Yeni Mahalle sakinleri - ÇANKIRI Adaleti sağlayın! Önceki hükümetler, kendi politikaları icabı, Köy Hizmetleri, Karayolları, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri ve Tekel geçici işçilerine kadro imkanını tanıdılar. Biz, Şeker Fabrikaları geçici işçileri olarak bu haktan mahrum bırakıldık. Bize adaletsizlik yapıldığına inanıyoruz. Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan ve Sanayi Bakanı Sayın Ali Coşkun'dan isteğimiz, bu adaletsizliğe son vermeleridir. > Geçici Şeker İşçileri TEDAŞ'tan açıklama 06.07.2003 tarihli köşenizde yayınlanan "Bunlar doğru mu" başlıklı şikayet konusu incelenmiştir. Tetkik sonucunda; "iki ay önceden sayaç okumaya gelen taşeron firma elemanlarının, aboneye ait sayaç mührünü koparıp, sayacın bağlantı mandalını ters çevirmesi ve abonenin bu koparma suçunu işlemiş, hem de kaçak elektrik kullanan biri durumunda bırakıldığı, bu olaydan abonenin hiçbir haberinin olmadığı" şeklindeki iddianın gerçeği yansıtmadığı, yapılan uygulamadan anlaşılmıştır. Şöyle ki; firma elemanları şu anda abonelere ait sayaçları mühürleyip şeffaf kapak takarak, sayaç kontrol tutanağı düzenlemektedir. Bu işlem anında, yakaladıkları kaçak elektrik kullanma pozisyonlarına dokunmadan, kapak takarak mühürleme işlemlerini yapmakta ve işletmelerimize kaçak elektrik durumunu bildirerek, işletme elemanlarımızca yeni bir tesbit tutanağı tanzim edilmektedir. Taşeron firma elemanlarının bu konuda hiçbir yetkileri bulunmamaktadır. Yalnızca firma elemanları yaptıkları sayaç kontrol tutanaklarını abonelere imzalattırarak haberdar etmektedirler. Yazınızda belirtildiği gibi "abonenin haberi olmadığı" şeklindeki beyanın yanlış olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca; sayaç okuyan firma elemanlarının yanında kurum yetkilisi olduğu halde mührün koparılması ve mandalın ters çevrilmesi nedeniyle iki aydır kaçak elektrik kullanıldığından tutanak tutulduğu ve 200-300 milyon ceza tahakkuk ettirildiği ceza ile birlikte iki aylık kullanım ücretinin ödenmeden elektriğin bağlanmadığı, gecikilirse %500 faiz ödeneceği şeklindeki ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır. Kaçak elektrik kullananlara çıkartılan tahakkuk, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğine göre hazırlanmakta ve son ödeme tarihine kadar faiz alınmamaktadır. Son ödeme tarihinden sonra aylık %7 gecikme cezası alınmaktadır. Yine iddia edildiği gibi, yüklenici firma elemanlarına, yakaladıkları kaçak elektrik kullanan abone başına prim verilmesi, firmanın kendi çalışma düzeninden kaynaklanmaktadır. Firma veya TEDAŞ elemanları, dürüst vatandaş için böyle bir olaya tevessül etmemişlerdir, çünkü böyle bir tespit durumu, o kişilerin işten atılmasına kadar gitmektedir. Başka bir iddia ise, son fatura tutarının bir önceki fatura tutarından az olması halen de, haber verilmeden elektriğin kesilebileceği, tasarruf yapan abonelerin potansiyel kaçak kullanıcı olacağı, bütün faturaların ödenmiş olması ve mühürlerin sağlam olmasının sonucu değiştirmeyeceği, tekrar elektrik bağlatılmasında sıkıntı oluşacağı şeklindeki iddialar ise, kurumumuz talimat ve yönetmelikleri ile bağdaşmamaktadır. Son olarak, üst katlarda oturan abonelerin sayacın önünde olanlardan habersiz olmaları nedeniyle abonenin ceza tahakkuk tutanağına isminin üzerine "imzadan imtina etti" veya "evde yok" ibaresinin düşüldüğü belirtilmektedir. Oysa; bu ibareler abonelerin evde olmaması durumunda, aboneye bildirim yapılamaması veya kaçak elektrik tutanağı tutulan abonelerin, konunun yasal yollara itilmesinde güçlük çıkarmak amacıyla evde oldukları halde kapıyı açmamaları veya tutanağı imzalamamaları durumunda düşülen bir ibaredir.