Bazı vergi kalemlerinde ölçü iyice kaçırılıyor. Mesela, su faturalarına yüklenen Çevre ve Temizlik Vergisi'nde son iki yıldaki artış oranı ne kadardır, merak eden var mı? Bazı belediyelerin aldıkları emlak vergileri de vatandaşın sabrını zorlayacak noktalara ulaşmıştır. Samsun'dan yazan Tahsin Kuloğlu, belediyelerin 4 yılda bir matrahları yükselttiğini, Hükümetin de her yıl enflasyon vesair farkları eklediğini, vatandaşın, "al hepsi senin olsun" deyip kaçacak noktaya getirildiğini ifade ederken, haksız mı? "İmparatorluğumuzun sonlarında Emlak Vergisi, devlet harcamalarına, Kapitülasyon harçlarına ve vergi müteahhitlerinin soygunlarına yetmez olmuştu. Sonunda bazı yerlerde vatandaş, 'al hepsi senin olsun' diyerek evini, barkını, tarlasını bırakıp kaçmıştı. Tarih tekerrüre başladı. Samsun-Canik bölgesinde tarlalar belediyeye alınıp, arsa diye yazıldı; 500-1500 mertekarelik parçalara bölündü. Arsa vergisi tahakkuk ettirildi, katlandıkça katlandı, milyarlar oldu. Yüzlerce vatandaş bu şekildedir, icralara verildi, mükellefler kan ağlıyor. Gören, bakan yok. 1-2 yıl sonra Emlak Vergisi, taşınmazları yutacak. Bazı çarşı ağaları buralara el koyacak. Kaynaklar kurutulacak... Bazı belediyeler taşınmaz kıymeti, para kıymeti bilmez, sadece harcamayı bilirler. Ne kadar gelirse harcarlar. Belediyeler sürekli denetlenmezse, en çok kendilerine güvenenleri hayal kırıklığına uğratırlar." Belediyelerin bazı keyfi uygulamaları sonucu, birçok vatandaşın arsası elinden gitmiş, servetler el değiştirmiştir. Bu sorumsuzluklara seyirci kalınmamalı... > Hükümetin gayretleri takdire şayan, ama yeterli değil Her şeyden önce bu hükümete güvendiğimi belirtmek istiyorum. Enflasyonu düşürdü, faizleri indirdi, döviz kıskacından bizi kurtardı, ihracat ve büyüme rakamları da fena değil. Gayretli çalışmalarını takdir ediyorum. Ama daha yapılacak çok iş var. Fakir-fukaranın, dar gelirlinin hali hâlâ içler acısı. Kamuda çalışanlara ödenen maaşlar arasındaki adaletsizlikler bir türlü düzeltilemedi. Eğitim konusu da rayına oturtulamadı, hâlâ haksızlıklar kol geziyor. İşsizliği azaltıcı yönde bir gayret var, ama bunun yeterli olduğu söylenemez. Dar gelirliyi konut sahibi yapma teşebbüsleri de takdire şayan, ama gerçek ihtiyaç sahiplerine tatminkâr bir çözümün getirilebildiği hâlâ söylenemez. İyi niyetlerinden asla şüphe duymadığımız ve gayretlerini takdir ettiğimiz yetkililerin, yukarıda belirttiğim hususlarda ve dar gelirlileri ilgilendiren diğer konularda daha çok gayret göstermeleri gerekmektedir. > Ahmet Taşkıran-EREĞLİ > Aç kalmamak için 3 gözlük takarak berberlik yapıyorum Ben 6. basamaktan Bağ-Kur emeklisiyim. Zeminde oturuyorum, aylığımın tamamı evimin kirasına ancak yetiyor. Güneş gören, üst katlarda otursaydım, aylığım kiraya dahi yetmeyecekti. Aç kalmamak için, sağlığım elvermediği halde, 3 gözlük kullanarak mesleğim olan berberliğe devam ediyorum. 10 metrekarelik dükkanımda, hurda koltuk ve takımlarımla tek başıma çalışıyorum, müşterilerim yardımcı oluyor. Çalışıyorum diye, kiraya bile zor yetişen emekli maaşımın %10'u kesiliyor. Ben devletime bedelini ödedim, emekli oldum. Mağdur halimle çalışıyorsam, mecbur olduğum içindir. Aç kalmamak için, her türlü zorluğu göze alarak ekmek parasını kazanmaya çalışan biz emeklilere yapılan bu muamele doğru mudur? > Mehmet Göksu-ALANYA > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00