En iyi hizmeti sunma gayreti içindeyiz

A -
A +

07.06.2001 tarihli gazetemizin bu köşesinde "Sigortalının çilesi ne zaman bitecek" başlığı altında yayınlanan yazıda, okuyucumuz Polat Özdal, Merdivenköy Polikliniği ile ilgili bazı olumsuzluklara yer vermişti. Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürol Banger imzasıyla gelen yazıda, konunun araştırıldığı belirtilerek şu açıklamalarda bulunulmaktadır: "Polat Özdal eşi ile 07.06.2001 tarihinde 2. Kadın Doğum Polikliniği'ne başvurularında Tüp Bebek Yöntemi ile çocuk sahibi olmak istediklerini, bu nedenle kurumdışı sağlık tesisine sevk talep ettiklerini, ancak kurumumuz mevzuatına göre "Tüp Bebek Yöntemi" hastalık sigortası kapsamında değerlendirilmediğinden bu yönde bilgilendirildikleri, bunun üzerine ilgililerin şikayette bulunacaklarını belirterek memnuniyetsiz bir şekilde poliklinikten ayrıldıkları; Üniteye bağlı olarak faaliyet gösteren Merdivenköy Polikliniği'nde Telefonla Randevu Sistemi'nin başarılı bir şekilde uygulandığı, sigortalı her vatandaşın en iyi şekilde faydalandığı, ayrıca Gönüllü Çalışma Uygulaması hakkında tüm sigortalılara bilgi verildiği; Kadın Doğum Polikliniği'nde beş polikliniğin hizmet verdiği ve her poliklinikte günde 70 hastaya bakıldığı, ayrıca acil olarak gelen hastalara da fiş verilerek muayenelerinin sağlandığı, böylece bakılan hasta sayısının 80'i bulduğu; Bu düzenli çalışma karşısında saat 16.00'dan sonra gönüllü çalışma uygulamasının sadece Kadın-Doğum Polikliniği'nden kaldırıldığı belirlenmiştir." Seçtirmişlere!.. 1. İnsanı üstün kılan, özgürlükçü, hiçbir affı içermeyen sivil Anayasa. 2. Dar bölge, iki turlu seçim sistemi. 3. Siyasi partilerde krallığa son. 4. Parlamento'da 120 vekil, 12 bakan (dışarıdan), yasama dışı dokunulmazlık yok... 5. Devlete iç asayiş, dış güvenlik ve denetleme dışında görev yok. 6. Tarım alanlarını acilen betondan kurtarmak. Bunları yaparsanız dünya bize imrenecek, inadı bırakın. Kendinizi zorla seçtirip de cahil yerine koyduğunuz insanlardan bu nimetleri esirgemeyin. Ne mutlu bana, size oy vermedim. Ne mutlu işi olana... ¥ Liberal Birhan - BURSA "Paran yoksa öl" mü? "SSK'da sıra beklemeye son" diyen sayın Yaşar Okuyan'a sesleniyorum; 02.08.2001 tarihinde SSK Göztepe Hastanesi'ne eşimi göğsündeki bezeyi muayene için götürdüm. Sabah saat 06.00'da girdiğim muayene sırası saat 10.30'da geldi. Doktor Bey, sözkonusu bezenin timör olma riskine karşı, bunun acilen araştırılıp tedbir alınması gerektiği düşüncesiyle bizi memografi bölümüne sevk etti. Saat 11.00'da mamografi bölümüne gittik. Gereken işlemleri yaptırdıktan sonra, verilen randevu gün ve saatini görünce gözlerime inanamadım. Acaba yanlış mı yazıldı diye bir daha sordum, ama verilen cevap aynıydı. Acil bir vaka için verilen randevu 18 Haziran 2002 günü, saat 10.00 idi... Bu filmin acil tanısı gereken bir rahatsızlık için olduğunu, hiç olmazsa bu sene içinde bir gün verilmesini istedim. Ama nafile... Bu tarihin bile çok iyi olduğu cevabını aldım. Ben biraz diretince de, "bana söyleme, Bakanın, halkın şikayetlerini dinlediği telefonu bile var, aç oraya söyle" karşılığını aldım. Kanser gibi ciddi risk taşıyan bir tetkikte mümkün olduğu kadar erken davranmak gerektiğini biliyoruz. Bunun için prim ödediğimiz SSK hastanelerine gidiyoruz. Orada gördüğümüz muamele ise, "paran yoksa öl, eğer bu arada ölmezsen, bir sene kadar bekle ondan sonra öl" şeklinde.. ¥ Mehmet Ali Akdağ - İSTANBUL 88 yaşındaki "ihtiyar delikanlı"nın dramı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu 21.06.2001 tarih 24439 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 15.06.2001 tarih 346 nolu kararı ile "mali sistemde güven ve istikrarın sürdürülmesinin temini amacıyla Türk Ticaret Bankası A. Ş.'nin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin, bankanın zarar üretmesinin önlenememesi ve satış imkanının bulunmaması nedeniyle 01.07.2001 tarihi itibariyle kaldırılmasına,..., tasfiyesinin... yürütülmesi hususunda..." denilerek ihtiyar delikanlının ölümü istenmektedir. Mevcut yöneticilerin atadığı idarecilerce, karlı şekilde işletilmesi gaye edinilen bankanın 1995 yılından bu yana bir türlü düzeltilememesi, zarara sokulması ve çeşitli siyasi entrikalar sonucu zamanın hükümetinin düşmesine sebep olması mı bu sonucu doğurdu? Binlerce çalışanı, emeklisi ve bunların bakmakla yükümlü oldukları vatandaşlar bu ülkenin evladı değil mi? Her ayın ilk gününde hesaplarımıza geçen maaşlar, 01.08.2001 tarihinde saat 16.00'ya kadar ödenmedi... Çalışanlar ve emekliler olarak, bankayı bu hale bizim getirmediğimiz kanaatindeyiz. Getirenlerden de hesap sorulmuyor. Sorulmayacak mı? ¥ Mehmet Ali Yüksel - İSTANBUL Çiftçi yandı Ziraatla uğraşanların %80'i Ziraat Bankası veya Tarım Kredi Kooperatiflerinden kredi almıştır. Borcu olanların çoğu ne kadar faiz vereceğini bilmemektedir. Ziraat Bankası'ndan öğrendiğimize göre: 01.03.2001'den itibaren %57, 01.11.2000'de vadesi bitenler Haziran 2001'den itibaren%138, daha evvel borcunu ödemeyerek icralık olanlar %152 oranında faiz ödeyecek. Önceki yıllardan borcu olanlar vadesinde ödemediği zaman %20'ye varan bir ceza puanıyla ödemelerini yapardı, şimdi ise ceza puanı 138-57= 81. Bir yıl ürün olmadı veya herhangi bir sebeple borcunuzu ödemediyseniz %138 faizle borcunuzu ödemeniz gerekiyor. Ziraat Odaları Başkanı'na ve yetkililere sesleniyorum; Türk çiftçisi bu yükün altından kalkamaz, bu faiz oranı %70'i geçmemelidir. Krizin tüm yükünü çiftçiye ödetemezsiniz... ¥ Yalçın Melikoğlu - ORDU PERPA En büyük bina dediler, koştuk oraya, Önkayıt yaptırmak için girdik sıraya. İstedikçe verdik, doymadılar paraya. Sorumlular cezasını çeker inşallah! Koca PERPA'yı 11 yıl boş beklettiler. PERPA'lının ocağına incir diktiler. Kanını emdiler, ciğerini söktüler. Yiyenler de cezasını çeker inşallah. Hep söz verdiler, sözünde duran olmadı. PERPA meydanda çürüdü, gören olmadı. Bittik, battık halimizi soran olmadı. Sağır sultanlar da bizi duyar inşallah. ¥ Mehmet Ali Sıvaslıoğlu - İSTANBUL

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.