"Engelli memurun emekliliği" ile ilgili mevzuatı netleştirin!

A -
A +

Normal statüde işe giren özürlü memurun emekliliği hususu tam bir komediye dönüşmek üzere. Kardeşimin çalışan özürlü bir memur olmasından dolayı konuyu yakînen takip ediyorum. 21.04.2005 tarihinde değişiklik yapılan ve normal statüde işe giren özürlü memurları kapsayan Emekli Sandığı Kanunu'nun 39/j Maddesinde; "göreve girişlerinde özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe uygun olarak alınmış ve raporda sakatlık oranı en az %40 olanlardan fiili hizmeti 15 yıl olanların istekleri üzerine..." emekliye ayrılabileceği ibareleri yer almaktadır. Bu değişiklik yapılırken, basında ve bazı internet sitelerinde, normal statüde işe giren özürlülerin 15 yıl sonunda emekli olabileceği, zaten değişikliğin bu amaçla yapıldığı yönünde yorumlar yapılmıştı. Meclis görüşmelerinde de konu bu şekilde dile getirilmişti. Ancak yasa kanunlaştıktan sonra, Emekli Sandığı bu maddedeki "göreve girişlerinde" ifadesi nedeniyle, normal statüde işe giren memurun işe girmeden önce rapor almış olması halinde bundan yararlanacağı, işe girdikten sonra "doğuştan özürlü" olduğuna dair rapor almış bile olsa yararlanamacağı yönünde yorumda bulundu. Böylece tam bir komedi oluştu. İşe normal statüde girilip rapor Kuruma ibraz edilmediğine göre bu şart niçin konmuştur. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasarısının geçici 5. maddesinde de "Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce sakatlık kontenjanından göreve başlayan ve T.C. Emekli sandığına tabi bir göreve devam edip bu kanunun malulen emeklilik şartlarını taşımayanlardan onbeş yıl hizmeti bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır" denmektedir. Burada yer alan "malulen emeklilik şartını taşımayan" ibaresinin kimleri kapsayacağı da değişik yorumlanabilecek bir durum ortaya çıkarmaktadır. Özürlüler ile ilgili yasa değişikliklerinde sürekli değişik yorumlanabilecek ve muğlak hususların olması bizi üzmektedir. Allah kimsenin sağlığını bozmasın. Şimdi net bir şekilde soruyorum: İşe normal statüde giren ve şu an çalışmakta olan bir memur, işe girdikten birkaç yıl sonra "doğuştan özürlü" olduğunu raporla belgelerse, bu kişi, istemesi halinde 15 yıllık hizmeti sonunda emekli olabilir mi, olamaz mı? > Abdullah Kara "Yaratmak!" Medyada sıkça kullanıldığına şahit olduğumuz "yaratmak" kelimesi, tüylerimi ürpertiyor. Çünkü bu kelimenin çok ulvi bir anlamı var. Bu kelime ancak Allah (c.c.) için kullanılabilecek bir kelimedir. Olur olmaz yerlerde insanlar için bu kelimeyi kullanmak büyük bir hatadır. Ben, lügat ve edebiyat alanında kariyeri olan bir kişi değilim. Ancak "yaratmanın" yalnız ve yalnız yüce Allah'a ait olduğuna iman etmiş biriyim. İnsanlar, Allah'ın kendilerine bahşettiği akıl ve kabiliyetleri ile; Allah'ın yarattığı şeyleri bulabilir, bir araya getirebilirler. Yaratma ise sadece "Yaratan"a, yani Allahü tealaya aittir, yoktan var etme anlamına gelir. Bu kelimeyi yaratılanlar için kullanmak en hafif tabiriyle cehalettir. Yaratmak kelimesini, başkasının olamayacak, "var etme kudretinin" aşkına, lütfen gelişigüzel kullanmayalım. Yüce Allah'ın yarattığı canlılar sadece üreticidir. > H. Hilmi Levent-AMASYA

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.