Geçmiş hükümetler iş başına geldiklerinde, ücretler arasındaki adaletsizlikleri gidereceklerini söylerlerdi. Ama bunun gereği bir türlü yapılmadı. Şimdiki hükümetimiz de yaklaşık 6 yıldır görevde. Hatırlanacağı üzere Hükümetimizin ilk demeçlerinden biri de, "Kamuda Eşit İşe Eşit Ücret" ilkesinin en kısa zamanda hayata geçirileceği idi. Bugün geldiğimiz noktada ise "Eşit İşe Eşit Ücret" ilkesi Bakanlar Kurulumuzda kabul edilmiş ve en geç 3 veya 4 sene sonra hayata geçeceği ümit edilmiştir. Kamu Personeli arasında, aynı işi yapan personelin maaş sistemini eşitlemek bu kadar mı zor? Kaldı ki maaşlarımızda herhangi bir artışa gidilmeyecek, sadece ek ödeme yoluyla aynı işi yapan personel arasında eşitliği ancak 3 ya da 4 senede sağlamaya çalışacak... Bu durumda gördüğümüz o ki; Sağlık Personeli, ağustos ayında başlatılacak iyileştirmeden faydalanamayacak. Çünkü bizler Döner Sermaye adı altında ek ödeme almaktayız. Ancak biz bunun yerine, maaşlarımızda iyileştirme yapılmasını istemekteyiz... Merak ettiğimiz bir konu da Sağlık Personeli arasında nasıl bir ücret dengesi kurulacağıdır. Şöyle ki: Sağlık Bakanlığı'nda aynı işi yapıp da 5 çeşit maaş sistemine tabi personel bulunmaktadır. 657 Sayılı Kanuna tabi kadrolu personel, 657 Sayılı Kanuna tabi Döner Sermayeden maaşını alan personel, 4924 Sayılı Kanuna tabi personel, 657 4/B'li personel ve en acı durumda olan Vekil/Ebelerimiz... Sağlık-Sen >> Vergi indirimi ücretlere yansıtıldı mı? Hükümet, çalışanlara ve işletmelere biraz nefes aldırmak için, asgari ücretin yarısının yüzde 15'i kadar vergiyi almayarak, bunun ücretlere yansıtılmasını sağlayacak bir düzenleme yapmıştı. Bu düzenleme sayesinde, işletmelere ek yük bindirilmeden, çalışanların ücretlerine vergi indirimi sebebiyle 48-81 YTL civarında bir artış sağlanacaktı. Arayan bazı vatandaşlar, bu vergi indiriminin ücretlerine yansıtılmadığını belirterek, yetkililerin gereken kontrolleri yapmasını istediler. Bilindiği gibi, 600-700 YTL maaşla çalışıp, bu parayla hem kira verip hem de ailesini geçindiren vatandaşlar az değil. Bu kadar zor şartlar altında hayat mücadelesi veren kişilerin, biraz rahat nefes almaları için yapılan bu düzenleme ortada iken, düşürülen vergiyi kanuna rağmen çalışana ödemeyen insafsızların bulunduğu söyleniyor... Eğer bu tür insafsızlar varsa, bunları tespit etmek de Maliye ve Çalışma Bakanlıkları bürokratlarına düşer... Piyasada etkili bir kontrol yapılmadıkça, art niyetlilerin doğruyu yapmaları beklenemez. Yapılan düzenleme yine bu çıkarcılara hizmet yarar... >> Çocuk ve ağaç Bilindiği üzere, küresel olarak dünyamız ve özel olarak da ülkemiz, çölleşme ve kuraklık meselesiyle ciddi olarak karşı karşıyadır. Bu tehlike, geçmiş yıllardan da daha öncelikli ve elzem olarak ağaçlandırma çalışmaları ve orman koruma konusunu devamlı olarak gündemde tutmaktadır. Herkes bilmeli ki, her bir fidan, her bir ağaç büyük ilgi ve ihtimam ister. Bunun için, ağaç sevgisi ve şuuru oluşturmada başta ailelere, okullarda öğretmenlere ve basın yayın kuruluşlarında yöneticilere büyük görev düşmektedir. Ağaç sevgisi ve şuurunu oluşturmak için, ailede anne baba çocuklarına örnek olmalı ve ağacın önem ve önceliğini anlatmalıdır. Okullarda okutulan ders kitapları ve çeşitli eğitim materyallerinden de ağaç sevgisi ve şuurunu oluşturmada yararlanılabilir. Bunun için okullarımızda öğretmenlerimize büyük görev ve fedakârlık düşmektedir. Bu sevgi ve şuuru oluşturmada üçüncü olarak, basın-yayın ve kitle iletişim araçlarından yararlanılabilir. Basın yayın yoluyla halkın ağaç ve ormanın önemi üzerinde düşünmesi sağlanabilir. Ahmet Sandal >> Tarih öğretmenlerine büyük haksızlık yapılıyor Milli Eğitim Bakanlığı'na; Bizler tarih öğretmenleriyiz. Önümüzdeki ağustos ayında ataması yapılacak 18 bin öğretmen kadrosu içinden, biz tarih öğretmenlerine sadece 74 kadro verilmiştir. Halbuki, bu sayının en az 600 ve üstü olması gerekir. Bizlere yapılan bu haksızlık, eğitimimizin gerçekleriyle de bağdaşmamaktadır. 2002-2008 yılları arasında alınan tarihçi sayısı sadece 1000 civarında iken, kısa bir karşılaştırmayla yine aynı dönemde alınan benzer bölüm öğretmeni sayısı 9000 civarındadır. Okullardaki boş tarihçi pozisyonları ücretli öğretmenlerle doldurulmakta, çoğu yerde ise dersler boş geçmektedir. Bu durum, konumu nedeniyle hassas bir ders olan tarih dersinden beklenilen fonksiyonları tam tersi bir hale sokmakta, yeni neslin tarih bilincinden yoksun kalmasına ve tarih dersinden nefret eden öğrencilerin yetişmesine sebep olmaktadır.. Yetkililerin bu haksızlığı düzeltmelerini istiyor ve bekliyoruz... Tarih öğretmenleri