Esnaf kesiminden zehir-zemberek mesajlar geliyor. Yayın ilkelerimize ters gelen ibareleri yumuşattıktan sonra, bir kısmını bu köşede vermeye çalışıyorum. Ama hepsini vermeme bu köşe yetmiyor... Hepsinde ortak feryatlar var. Vergisini, faturalarını, çekini, senedini ödeyememe feryadı; akşama evine ekmek götürememe feryadı; haciz kıskacına düşme feryadı; iflas, batma feryadı... İşini, aşını, emektar ekmek teknesini, dededen kalma dükkanını kaybetmenin acısını tabii ki çekmeyen bilemez. Bunun öfkeye dönüşmesi de, bu kesimi, toplumun en muhafazakâr kesimini, devletimizin çimentosunu sokağa döküyor. Bu gibi gösterilerde art niyetli, provokatörlerin boy göstermesi sürpriz olmaz. Yetkililere düşen, bu tür art niyetlileri ayıklamak olmalı. Esnafımızın en tabii hakkı olan gösterilerini, yasal yollardan seslerini duyurmalarını yasaklamak çözüm olamaz. Biriken bu öfkelerin ne gibi sonuçlara yolaçabileceğini bilenlere sorup öğrenmek gerekir. Bu öfkelerin birikmemesi, yasal yollardan dile getirilmesi belki de birçok tehlikeyi önler. Yetkililere düşen, bütün cesaretlerini toplayıp halkın arasına katılmaları, esnafla bizzat konuşarak facianın büyüklüğünü anlamalarıdır. Koltuk ve inat uğruna ülkeyi yangın yerine çevirmeye kimsenin hakkı olamaz. Sırça köşklerinde, halktan kopuk olarak her şeye "yassah!" demekle bu sıkıntıların daha da büyüyeceğini anlasınlar artık. Kimsede tahammül, sabır kalmadı. Ne gerekiyorsa hemen yapılmalı... Uykularımız kaçıyor 35 yıllık esnafım. Ömrümde böyle şey ne gördüm, ne duydum. Esnaf kan ağlıyor, çiftçi batmış durumda. Buna rağmen yetkililer bizden fedakârlık bekliyor. Peki kendileri ne yapıyor; 18 Nisan'ı bekliyorlar, "kıyak emeklilik"ten yararlanmak için... Sayın vekiller, gelin fedakârlığı bütün milletçe yapalım. "Siz maaşlarınızın yarısını almayın, herkese örnek olun" desem acaba çok şey mi istemiş olurum? Gelelim son çıkardığınız, sizin deyiminizle "Esnafı Rahatlatacak Kararlar"a... Bu vergi taksitlendirmesi zaten vardı. Ödeyebilecek kişi zaten başvururdu. Ayda üç taksit nasıl ödenecek? Bunların hepsi göz boyamadır. Lütfen gerçekleri görelim artık. Esnaf olduğum halde işçi ve memura özeniyorum. * M. K. Paşa'dan bir esnaf - Bursa Dolarla yatıp dolarla kalkıyoruz Benim bir bakkal dükkanım var, bu işi 12 yıldır yapmaktayım. İlkokul mezunuyum, 5 yıllık okulu 6 yılda bitirdim. Satığım malların %90'ı Türkiye'de üretilen gıda, deterjan, kırtasiye gibi malzemelerdir. Aldığım bütün malları dolara bağlamışlar. "Haftaya bu fiyat olmaz haa" lafını sıkça duyarım. Dolarla yatıp, dolarla kalkar olduk. Doktor, ilaç parası da dolara göre artıyor. Zaten iki yıldır Bağ-Kur primimi de ödeyemiyorum... Sonumuz ne olacak, bilen var mı? Benim ülkemde kendi param geçmezse bunun sonu ne olur? Bu olanlara bir anlam veremiyorum. Cebimizdeki 500 lira akşama 400'e iniyor. Oldu olacak Türk Lirasını tedavülden kaldırın, yerine doları koyun(!) * Dertli bir esnaf - ADANA Bunlar kendilerini nasıl affettirecek? Ben hayatımın 13 yılını tahsilim için harcadım ve şimdi yüksek okul mezunuyum. Tahsilim bir işe yaramadı, sağolsun babamın yardımıyla birkaç ay önce konfeksiyon mağazası açtık. Şanstan mıdır, bilmem kriz nedeniyle satışlarımız durdu. Artık çekleri bile ödeyemez duruma geldik. Peki böyle mi olacaktı? Dedelerimizin, uğruna canlarını vererek, kanlarını dökerek kurulan bu güzelim ülke, birkaç kişinin vurdumduymazlığı yüzünden batacak mı, merak ediyorum... Acaba hesap günü gelince bu insanlar kendilerini halka nasıl affettirecekler? * B. M. G - VAN Bunları hak etmedik!.. Geçen gün şehirde gezerken, bir dükkanın önünde gördüğüm yazı dikkatimi çekti. Durdum ve yazıyı okumaya başladım. Sonra da içeri girerek esnaf arkadaşla yazı hakkında konuştum. Genelde konuştuğu konu "siftah yapmadan dükkanı kapatmak"tı ve haklıydı. Yazı şuydu: "Enayi aranıyor! Sermayesini bankaya yatırıp, gül gibi geçinmek varken, üretim veya satış yapacağım diyerek, yer kiralayıp mülk sahiplerini zengin edecek; İşçi çalıştırıp, verdiği maaşla her gün kendisine isyan ettirecek; Kazanmadığı halde vergi ödeyecek; Maliyetine sattığı malı alırken mağazayı da alıyormuş gibi kapris yapan müşteriye hâlâ güleryüz gösterebilecek; Yaş haddi nedeniyle iş değiştiremeyeceğinden, sermayesinin son damlasına kadar savaşabilecek; Bir enayi aranmaktadır!.." Lütfen vatandaşın sesine kulak verin, bu krize bir çözüm bulun! Türkiye bunları haketmiyor... * Fatih Sultan Alemdar Orta direk Seni gözlerinden astılar, Görmeyesin diye. Bir lokma bir hırkayla avuttular, Ölmeyesin diye. Lime, lime doğrayıp etlerini, sundular azgın köpeklerine. Sonra mumyaladılar iskeletini, Yaşıyor desinler diye. Basıp omuzlarına tırmandılar, Taht misali koltuklarına. Bir ahtapot gibi sarıldılar, Dermansız kollarına. Yediler sofrandaki aşı, ekmeği, Bakmadılar akan gözyaşlarına. Erittiler beş paraya bunca emeği, Mahvettiler ülkeyi tek başlarına. Orta direk bel veriyor çaresiz, Sabır küpü çatladı, döküldü sular. Gönlü kavi ama gözleri fersiz, Bu keşmekeş içinde nasırlaştı duygular. * Avukat Oğuz Özbek - İSTANBUL Vatandaştan öneri Sayın Hükümet, siyasi partiler ve milletvekilleri; Biz, 6 yaş ve yukarısı (92 yaş dahil) uyku uyuyamaz olduk. Uykularımız kaçtı. Lütfen Meclis dışındaki partiler dahil, bir araya geliniz, toplanınız. Memleketin sıkıntısını görüşünüz. Dipten tepeye bütün kanunları inceleyiniz. Neyin neresi değişecek ise değiştiriniz. 6 saat uyusanız, her halde yeter. Her meseleyi kökünden hallediniz. Temel atma ve açılış merasimlerini boş olanlar yapsın. Sizler vatandaşa bir umut vermek üzere toplanınız. Kemal Derviş Bey'in koşuşturmasını seyretmekten vazgeçiniz. Siz de koşuşturunuz. "Alternatifimiz yok" demeyin. Yoksa siz, kendiniz alternatif olursunuz. Millet bunaldı, lütfen acele ediniz. Lütfen, lütfen!* Alaaddin Çeliker - KONYA