Esnafın son çırpınışları

A -
A +

Hayat standardını lütfen kaldırın, veya yeni bir düzenleme yapın. Bu vergilerin altından hiçbir esnaf kalkamaz. Yarın vakit çok geç olabilir. Bakınız, benim muhasebecinin söylediğini yazıyorum: 300 mükellefinden sadece 8'i yeni çıkan vergileri ödeyebileceğini belirtmiş. 300 esnaftan 292 esnaf bu vergiyi ödeyebilecek durumda değil. Bu da demek oluyor ki; bu ülkede esnafın %97'si bu vergiyi ödeyemeyecek. İnsanlar gibi bazen hükümetler de yanlış yapabilir. Ama yanlışlar anlaşılınca dönülmeli, hatalar telafi edilmeli. Mesela bir ara Bağ-Kur primlerini astronomik bir şekilde arttırdılar. Sonra hatalarını anladılar ve bunu biraz aşağıya çektiler. Bana göre bu "hayat Standardı daha büyük bir hatadır. Bu kanunun içinde anlaşılması güç bir hata var. Eğer bir esnafta bir araba varsa, modeline bakılmaksızın 90 milyon fazla vergi verecekmiş. Ben bu arabamın benzinini dahi çoğu zaman alamıyorum, ufak tefek arızalarını tamir ettiremiyorum ek vergiyi nasıl vereyim. Sadece esnafa yapılan bu uygulamayı aklım almıyor. 300-500 milyon maaş alan işçiye, memura bu uygulanmıyor da, vergisini dahi ödeyemeyen esnafa bu uygulama reva mı? Bu çifte standart olmuyor mu sayın devlet büyüklerimiz? Bu tür kanunları çıkararak hem kendinize, hem de Türk halkına yazık ediyorsunuz. Herkes yeni bir seçim bekliyor, bunun için dua ediyor. Biz esnaflar çok çilekeşiz. Uykularımız dahi kâbus oluyor. Huzurumuz yok. Elektrik, su ve Bağ-Kur primlerimizi dahi ödeyemiyorken, bu yükselen vergileri nasıl ödeyeceğiz? ¥ İsmi Mahfuz Bir Esnaf - ESKİŞEHİR Altta kalanın canı mı çıksın? Üniversite mezunu ve okumuş bir insan olarak diyorum ki, halkın (küçük esnaf, memur, işçi, polis vs.) devlete ve hükümete zerre kadar güveni kalmamıştır. Çünkü hergün halkın içerisindeyim, işsiz olduğum için, kahvehanelerde bulunduğum için bunları söyleyebiliyorum. Ankara'dakiler, acaba biliyorlar mı, kendilerine her gün milyonlarca beddua yağdığını?.. Halk patlama noktasına gelmiştir. Bu çarpık düzen, kokuşmuş sistem, yolsuzluk, rüşvet sona ermeli. Herkes en iyi ve istediği, hayalini kurduğu işte çalışacaksa... Şu andaki yönetimin ismini, en iyi bizim binanın kapıcısı söylüyor: "Altta kalanın canı çıksın" yönetimi... ¥ Mert Demir Tükendik... Ben 35 yaşında 4 çocuklu bir anneyim. Ben de bir zamanlar huzurluydum; evim vardı, bir de aylıklı bir işim... Ta ki aklım çelinene kadar; düşündüm, ben bu 4 çocuğun geleceğini bir aylıkla nasıl temin ederim, bir de nereye kadar elin kölesi olurum diye... Karar verdim, evimi sattım, çünkü çocuklarıma iyi bir gelecek hazırlamak için iş kurmam gerekiyordu. Bir market aldım. Almaz olaydım, üstüme devri, algısı vergisi... derken ev parası gitti. Kaldım elin kiralarında. Meğerse ben evi çocukların geleceği için değil, Maliye ve Bağ-Kur için satmışım. Ne vergiymiş be, bunlara para yetişmiyor. Bir de af geldi vergiye dediler, bizleri maliyeye davet ettiler. Bizler de kuzu kuzu gittik. Keşke gitmeseydim. %3 dediler, %5'ten faiz uyguladılar. Bir de evin en iyi, en iyi eşyasını teminat göstererek taksitlendirdik. Bu ne biçim adalet, bu ne biçim düzen? Bizleri dinleyen yok ki... Şimdi öyle zor bir durumdayım ki, inanın devlete vere vere hiçbir şeyim kalmadı. Bir canım var, onu da vergiye feda edip intihar etsem, bu sefer de çocuklar ortada kalacak. Zaten bu şekilde de yaşayan bir ölüyüz. Çünkü çocuklarımın ihtiyaçlarını gideremez oldum. Ne kıyafet, ne servis parası, ne de okul parası... Eskiden iyi bir işim, iyi bir evim vardı; şimdi ise borç batağındayım. Çocuklarım isyan ediyor, ben kahroluyorum. İcra kapımda, yattığım yorgana, yastığa göz diktiler. Kötü oldun mu suçlu oluyorsun. Bizim işimiz de baklava çalıp hapis yatan gibi. Öyle mağdur bakkallarımız var ki, şu anda anlatamam. Şu anda öfke doluyum, ama hak yerini buluyor, onlar da müstahaklarını bulacaklar... Sanki analarımız bizleri onlar için doğurdu, onlara çalışalım diye. Halımızı, kilimimizi de alsınlar. Tüm bakkallar birşeyler yapalım, kendimizi daha fazla ezdirmeyelim. Çoluğumuzun, çocuğumuzun rızkını yedirmeyelim. ¥ Vergi ve Bağ-Kur mağduru bir vatandaş - ANTALYA

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.