Farklılıklarımızla birlikte yaşayalım

A -
A +

Ben, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü 3. Sınıf öğrencisiyim ve Sivaslıyım. Ülkenin bugününe, yarınına, problemlerine ve toplumun dertlerine duyarsız kalınamayacağını; bunlara duyarsız kalmanın hem ülkemiz hem de milletimiz için sonun başlangıcı olduğunu öğrendim. Arkadaşlarımla birlikte, elimden geldiği kadarıyla toplum problemleri üzerine düşünmeye ve bunların çözümüne yönelik projeler geliştirmeye çalışıyorum. Bugüne kadar, arkadaşlarımızla birlikte, birçok toplumsal projeye imza attık. Ankara Üniversitesi bünyesinde, "Sosyal Sorumluluk Topluluğu" isimli bir öğrenci grubu oluşturduk ve başladık çalışmaya. 2010 yılında, Sivas'ın Altınyayla ilçesinin Başyayla köyüne 3000 kitaplı bir "köy kütüphanesi" kurduk. Bundan sonra da bunu, "Her Köye Bir Kütüphane" kampanyasına dönüştürmek suretiyle, her yıl bir köye, "köy kütüphanesi" kurmaya karar verdik. Sonra Yozgat'ın Çekerek ilçesinin Karahacılı köyüne 4000 kitaplı bir kütüphane kurduk. Bu sene de Muş'un Bulanık ilçesinin Mollakent köyüne kütüphane kurmak için çalışıyoruz. İnanıyoruz ki, kurulan her köy kütüphanesi, köydeki çocuklar için bir ümit olacaktır. Bu sayede, üniversite öğrencilerinin, eğer istenirse ne denli güzel hizmetler yapabileceğini de göstermiş olacağız. Bizim attığımız adım, bir kar topunu hareket ettirmekten ibaret; bu kar topu yuvarlandıkça büyüyecek ve bir gün bakacağız ki ülkemizde her köyde bir kütüphane olacak. Birilerinin ütopya dediği bu düşünceye biz inanarak yola çıktık ve bunun başarılacağına yönelik umudumuzu her gün yeniden tazeliyoruz. Bu konuda şimdiden diğer üniversitelerde çalışmaların başladığını görüyor ve gelecek adına büyük heyecan duyuyoruz. "Her Köye Bir Kütüphane" projesinin yanı sıra bir dizi çalışmalar yapmaktayız. Bunlardan birisi de "Farklılıklarımızla Birlikte Yaşayalım" temalı Başyayla Köyü Kültür ve Sanat Festivali. Geçen sene ilkini düzenlediğimiz bu festivale, farklı kesimlerden konuklar getirerek, insanlarımız arasında her geçen gün büyüyen ön yargıları ve kutuplaşmayı bitirmeye çalışıyoruz. Genç nesiller olarak, geçmişte bir türlü başarılamayan bu kucaklaşmanın ülkemiz ve milletimiz adına ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bunun için de küçük bir Anadolu köyünden çok büyük bir mesaj çıkarmak telaşındayız. Bu kardeşliğin Anadolu'nun kalbinden yeniden zuhur edebileceğini herkese göstermek zorundayız. Anadolu'nun köylerinde, imkânsızlıklar içinde boğuşan insanlara bir umut olmak gibi büyük bir hayalimiz var. İmkânlarımız kısıtlı belki ya da önümüzde çok büyük engeller var. Ama bütün bunlara rağmen en büyük gücümüz samimiyetimiz. Samimiyetle sarıldığımız bu büyük göreve, sonuna kadar sımsıkı sarılıp bırakmayacağız. Bu kararlılığımızın ve azmimizin, başarıyı da beraberinde getireceğine inanıyoruz. Bu sayede çok güzel bir kaynaşma ve kucaklaşma olacağına inanıyoruz. Güzel Anadolu'muza yeniden sahip çıkacağız ve Anadolu'nun dört bir yanını aydınlatmanın mutluluğunu birlikte paylaşacağız. Mücahit Gündoğdu Aile bütünlüğünü korumak Anayasa'nın emri değil mi? Sayın Aileden Sorumlu Bakanım Fatma Şahin'e saygılarımla; Ben ve eşim İstanbul Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hemşire olarak çalışıyorduk. Eşimle orada tanışıp evlenme kararı aldık. Eşimin ailesi, kendi memleketlerinden olmadığım için, hiçbir zaman evliliğimizi tasvip etmediler. Sürekli eşime psikolojik baskı yaptılar. Aile içinde çok huzursuzluk yaşadık. Sırf bu yüzden, İstanbul'dan gitmeye karar verdik. Samsun, alt bölgemiz olduğu için, oraya tayin istedik. Fakat beni göndermek istemediler. Ama eşiminki gerçekleşti. Ben de eş durumu tayiniyle gideceğimi düşündüm. Eşim Samsun'da çalışmaya başlayınca, eş durumu tayini istedim. Fakat Samsun, İstanbul'un alt bölgesi olmaktan çıkmış. Bu sebeple, tayin dilekçeme olumsuz cevap verildi. İnternetten, kendi kıdemimde, becayiş yapmak isteyen hemşire buldum. Dilekçeyi vermeden önce, İstanbul Sağlık Müdürlüğü'nü aradım. Becayişlerin sadece aynı grup içinde yapılabileceğini söylediler. İstanbul 1. Grup, Samsun ise 3. Grupmuş. Becayiş işinde, gelen de memnun giden de. Problemin nerede olduğunu anlayamadım. Üstelik benim 1.5 yaşında minik bir kızım var. Bu durumdan hem ben hem eşim hem de çocuğum mağdur. Ben çocuğuma İstanbul'da tek başıma hem çalışıp, hem nasıl bakarım? Lütfen bana yardımcı olun, ya da en azından beni bir kere dinleyin. Hemşire Pınar Doğan Erken emeklilik değil, hakkımızı istiyoruz Bizler, 1999 öncesi çalışmaya başlayan, emeklilikte yaş bekleyenleriz. Emeklilik için yıl ve prim gününü dolduran, fakat yaş şartını bekleyen çalışan ya da işsiz kalanlarız. Ben özel sektörde 24 yıldır çalışan, 8400 prim gününü tamamlamış, 2 çocuklu bir anneyim. Bana 7 sene vurdu. "Emekli olmak için gençsin, yeni bir işe başlamak için yaşlısın" deniyor. Bu kanunu bu hükümet çıkarmadı Yaşar Okuyan çıkardı. Ama bu kanunu bu hükümet düzeltebilir. Biz, erken emeklilik değil, emeklilik hakkımızı istiyoruz. Halkın mağduriyeti giderilsin. Bizler de ev geçindiriyoruz, çoluk çocuk okutuyoruz. Bizlere hakkımız verilirse, nice ümitsiz gençler de iş güç sahibi olur. Ne olur bu sesimize kulak verin!.. Emeklilikte yaşa takılan Gülay-ANKARA > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.