Milli Eğitim Bakanlığı'nın, "Fatih Projesi" adıyla tanıtımını yaptığı Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi, "Fatih"lerini kaybediyor. Neden derseniz; bu projenin yürütücüleri olmaları beklenen ve Eğitim Fakülteleri'ne en yüksek puanla giren Bilgisayar Teknolojileri Öğretmenleri, bu projeden tamamen dışlanmış gibi görünüyor. Önce ilköğretimde 2 saat olan seçmeli derslerinin saatleri düşürüldü ve bire indirildi. Ardından seçmeli derslerin "notla değerlendirilemeyeceği" genelgesi yayınlandı. Bu görüşlerine katılmasam da, öğretmenlere göre bu durum, öğrenci karşısında "saygınlıklarının yitirilmesine" yol açtı. Ancak, öğretmenlerin ders saatlerinin düşürülmesine isyan etmesiyle, bakanlık ilköğretimde 4 ve 5'inci sınıflarda ders saatinin yeniden 2 saate çıkarılmasına, diğer sınıflarda bir saat olarak kalmasına karar verdi. Yapılan uygulamayla, Bilişim Öğretmenleri formatör öğretmen yapılırken; bakanlık, yolladığı bir başka yazıyla bu sefer de bu öğretmenlerin derse girdiği 4. ve 5. sınıflarda, artık derslerin sınıf öğretmenleri tarafından verileceğini duyurdu. Böyle olunca, bu dersler yeterli bilgileri olmayan sınıf öğretmenleri tarafından uygulanamadı, bizlerin de yetkileri elimizden alınmış oldu. İsteğimiz sorulmadan formatör yapıldığımız için ders saatlerimiz azaltıldı ve norm kadro fazlası olduk. Atama bekleyen binlerce Bilişim Öğretmeni atanamamaktadır. Atanmış olanlar da ihtiyaç fazlası durumuna düşmüştür. Yüksek puanlarla kazandığımız bölümümüzü okuduğumuza pişman olduk, çünkü şu an birçoğumuz işsiziz. Atanamıyoruz; hatta 85, 86, 87, vs. gibi yüksek puanlarla bekliyoruz. Türkiye'nin birçok yerinde, Bilişim Teknolojileri dersi, diğer öğretmenlere ek ders olarak verilen bir ders haline gelmiştir. Hızla gelişen ve değişen bir toplum içinde, bilgisayar bilgisi dahi olmayan insanların bilgisayar derslerine girmeleri düşündürücüdür. Derslerimiz ilköğretimlerde seçmeli ders olmakla kalmamış, 4. ve 5. sınıflarda tamamen kaldırılmıştır. Toplumun hızla değişen çağa ayak uydurmasını ve bu bilgi çağında öğrencilerimizin bilinçli bilgisayar kullanmalarını istiyorsak, bunu yapmanın yolu, bu branşa hak ettiği değeri vermek olacaktır. Atama kontenjanlarımız düştü. 2009 Ağustos ayında kontenjanımızı 500'e düşürüp, bize şok yaşattılar. 2009 Aralık ek alımda kontenjanımız 263'e düşürüldü ve Haziran 2010'da 215, 2010 Aralık Ayında 972 kişilik kontenjan verildi. Bunların hepsi yeni alım değildi, içinde çalışan sözleşmelilerimiz de vardı. 2011 Haziran ayındaki 30 binlik atamada ise kontenjanımız 407 kişiye düşürülmüştür. Türkiye'de binlerce Bilişim Teknolojileri Öğretmeni açığı bulunmasına rağmen, görüldüğü gibi bilişim çağında bize verilen kontenjanlar yok denilecek kadar azdır. A. Erbil Teknik Öğretmenlerin 12 yıllık mağduriyeti Bizler, 12 yıldır ataması yapılmayan, yıllarca siyasi hesaplara kurban edilen, pahalı ve zor bir eğitimden sonra işsizlikle boğuşan, asgari ücretle çalıştırılan Teknik Öğretmenleriz. 1999 yılında meslek liselerine getirilen katsayı adaletsizliği ile, mesleki ve teknik eğitimin altına dinamit konmuş ve mesleki eğitim bitme noktasına getirilmiştir. Meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliği ile, meslek liseleri giderek kan kaybetmiş ve ülkemizin teknik eleman, ara eleman ihtiyacı karşılanamamış, binlerce düz lise mezunu genç işsiz ise mesleksiz bırakılmıştır. Katsayı adaletsizliği tam 10 yıl bu ülkede uygulanmıştır. Avrupa ülkelerinde meslek liselerinin oranı %65 iken, ülkemizde bu oran %37'dir. Biz Teknik Öğretmenler ise ne yazık ki 1999 yılında önümüze bir gecede konulan katsayı problemiyle birlikte süregelen köreltilmeye mahkûm ediliyoruz. Bu 10 yıllık süreçte mağdur edilen insanların bir kısmını da Teknik Öğretmenler oluşturmaktadır. Teknik Öğretmenler bu süreçte ya hiç atanamamış ya da bazı bölümlerde 3-5 gibi komik rakamlarla atama yapılmıştır. Oysaki mezun sayısı binlercedir. İşin kötüsü, Milli Eğitim Bakanlığı Teknik Öğretmenleri, Öğretmen olarak atamadığı gibi, kamu ya da özel sektörde de unvanları yoktur. Teknik eğitim mezunlarının aldıkları eğitim hiçe sayılarak, özel sektörde işçi olarak asgari ücretlerle çalışmışlardır. Bizzat Bakanlık Müsteşarı, Meslek Liselerine atama yapılmasını tavsiye ederek, eğitim kalitesinin yükseltilmesini istemektedir. Bu yüzden biz teknik öğretmenler bir an önce atanarak hakkımız olanı, öğretmenlik mesleğimizi yapmak istiyoruz. Teknik Öğretmenlere pozitif ayırımcılık yapılmalıdır! Milli Eğitim Bakanlığı, atamalarda Teknik Öğretmenlere verdiği pozitif ayırımcılık sözünü tutmalıdır. Teknik Öğretmenler üvey evlat muamelesi görmekten bıktı. Yetkililerden ve ilgililerden beklentimiz, bu çığlığı duymaları ve Teknik Öğretmenler için gerekeni yapmalarıdır. Teknik Öğretmenler Kasımda 44 bin atama istiyoruz Geçen sene yaşanan KPSS kopya iddiaları sebebiyle MEB zor durumda kalmış ve mağduriyeti önlemek için ek alım yaparak 40 bin öğretmen atamasını bu seneki kadrolardan kullanmıştır. Normalde 55 bin kadro için yapılması gereken atama 11.544'te bırakmış. 2011 KPSS'ye giren öğretmenler mağdur edilmiştir. Bir bölümdekiler düşük puanla atanabilirken, bir başka bölümdekiler yüksek puana rağmen açıkta kalmıştır. Kontenjanların adil bir dağılımla belirleneceği ek alımlar en kısa zamanda yapılmalı bu sayede hiçbir meslektaşımız haksızlığa uğratılmamalıdır. Erken yapılan atamalar kopya mağduru olanları telafi ise, şu an mağdur edilmiş bizler için nasıl bir telafi düşünülmektedir? Ağustos atamasında Resim-İş Öğretmenliği'ne 89 kişi alınmış. 71,113 puanımla 130. sıradayım. Önceki atamada 67.70 puanla atanan Resim Öğretmeni 5 Eylülde görevine başlarken, ben 71.113 puanla evde oturuyorum. Kasımda 44 bin atama istiyoruz... Tuğrul Karagöz > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00