Derin devletin bir tek bizde değil, dünyanın belli başlı ülkelerinde de bulunduğu kanaatindeyim. 2 çeşit derin devletin varlığından söz ediliyor: 1. Devletin görünmeyen yüzü olan derin devlet. 2. Devlet dışı güçler; devletin içine sızarak, devletin adını kullanarak, kendi hesaplarına iş yapan yapılar, çeteler, gizli örgütler vs... 1. maddedeki yapı normal olarak kabul edilebilir, hatta bazıları, böyle bir yapının her devlette olması gerektiğini kabul ediyorlar. Ancak 2. kategoridekiler, işte asıl tehlikeli olan bunlar. Türkiye, son 3-4 senedir bu yapıyı açığa çıkarmakla cedelleşiyor. Derin devletçilik, tabiatı gereği gizlilik işleridir, öyle açıklığı aleniyeti kaldırmaz. Ama bizdeki bu işi yürütenler, öyle pervasızlaşmışlar ki, artık gizliliğe bile gerek duymadan, açık çalışmalar yapmaya başlayınca, yakayı ele verdiler. Bu işlerin içinde gizli servislerin de olması çok tabiidir. Fitneler neticesinde birbirine düşürülen toplumlar, devletler kaosa, karmaşaya sürüklenirler. Üstelik fitneciler, toplum içerisinde çok rahat at oynatırlar, toplumu yönlendirirler, sömürürler... İşte bunların gayesi budur. Başına bir sürü gaile açılmış, kendi dertleriyle uğraşan, iç huzuru bozulmuş, geleceğe ümidini kaybetmiş toplumların üzerinde istediğiniz operasyonu yapabilirsiniz. Türkiye bunu yakın geçmişinde çok çarpıcı biçimde yaşadı, hepimiz yaşadık, hâlâ da biraz yaşıyoruz. Bu, aynı zamanda bir soğuk savaş taktiği de olabilir. Böyle fitne fesat işleri, bizim kültürümüze, inançlarımıza, değerlerimize terstir. Dinimize göre fitne, fesat ve bozgunculuk yasaktır. Fitne neticesinde, birçok masum ve suçsuz insanlar da zarar görür. Bu tür işlerle uğraşanlar inançlarımıza göre lanetlenmiştir. Bizim mücadelemiz, savaşlarımız mertçedir. Demek ki, böyle derin yapıların baş kahramanları değerlerimizle uyumlu değildirler. Yeryüzünde tarih boyunca bu tür işlerle uğraşan inanç grupları ve topluluklar olmuş ki bunlar insaniyet için hayırlı bir miras bırakmamışlar. Hep zayıf, silik ve kompleksli kalmışlar. Bu konuda uzmanlıkları ile ünlü devletler ve inanç grupları da bulunmakta. Ama tarihimiz boyunca, atalarımız bu tür kirli işlere hep iğrenerek bakmışlar. Fitne, fesat, hile, desise gibi yolları savaş aracı olarak seçenlerin bu huylarını değiştirmeyecekleri bilinmelidir. Bunlar her zaman içimizden de yandaş bulabilecekler. Ama bu tür işlerin bize yakışmadığını bilelim; bilhassa bu tür kirli işlerini sanki ulvi gayeler için yaptıklarını anlatan sahtekârlara da kanmamalıyız. Çok uyanık olmalıyız, bu tür işlere bulaşanlara da müsamaha gösterilmemeli, caydırıcı cezalar verilmelidir. Asım Korkmazyürek (Makine Mühendisi)-YOZGAT Sözleşmeli öğretmenlere verilmiş sözler neden tutulmuyor? Sözleşmeli öğretmenlere kadro verileceği defalarca söylendi, ilgililer bunun için söz verdi; ama netice değişmedi. Sayın Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, sözleşmeli ile kadrolu öğretmenler arasındaki farkın, sadece bağlı oldukları kurum olduğunu söylemişti (SSK-Emekli Sandığı). Ama durum hiç de öyle değil. Sözleşmeliler olarak maddiyattan çok manevi olarak çöküntüler yaşıyoruz. Her tanıştığımız veli, "sözleşmeli misin?" diyecek diye hep kaçıyoruz. Artık bıktık, ayrı bir insan olarak bakılmasından kafamız hep önde gidiyoruz. Okulda her işimizi rahat yapamıyoruz, birileri bir şey söyleyecek, "sözleşmelisin" diye yüzümüze vurulacak diye çekiniyoruz. Aynı eğitimi, diplomayı aldığımız, aynı işi yaptığımız kadrolu öğretmenlerle aramızda dağlar gibi fark var. İtilmiş, kakılmışız, âdeta üvey evlat muamelesi görüyoruz. Özetle; 1. İş güvencesi tam olarak çözümlenmedi. 2. Çocuk ve evlilik yardımından yararlanamıyoruz. 3. Kurum sicil numaramız yok. 4. Stajyerliğimiz kalkmıyor. 5. Hizmet sözleşmesi dayatılarak çalıştırılmaktayız. 6. Askerlik sorunu tam olarak çözümlenmedi. 7. Normal tayin hakkımız hâlâ yok. 8. Öğretmen kimliklerimiz yok. 9. SSK ödemelerimiz her sene yenileniyor, girdi çıktı yapılıyor. 10. Maaş ve ek dersler bordrolarımız hâlâ kadrolulardan ayrı hesaplanıp, panolara ayrı asılıyor ve okuldan alamıyoruz. 11. Maaşlarımızı ve ek derslerimizi okul değil de, ilçeden veriliyor. 12. Hizmet puanı alamıyoruz. 13. Sınavlarda gözetmenlik idarecilerin keyfine göre veriliyor. Sözleşmeli Öğretmen-Kadrolu Öğretmen Arasındaki Farklara son verilsin, mağduriyetimize daha fazla seyirci kalınmasın, verilmiş sözler tutulsun... Bizleri kadrolu yapmaları çok mu zor, hayır, istense yapılabilir. Bir grup sözleşmeli öğretmen > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00