Formasyon belgesi "umut tacirliği" hâline getirildi

A -
A +

Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK yetkililerine; Bilindiği üzere, Fen-Edebiyat mezunlarının öğretmen olabilmesi için, olmazsa olmaz haline gelen formasyon belgesi, üniversiteler tarafından umut tacirliği hâline getirilmiş ve döner sermayelerini doldurmak için bulunmaz bir fırsat olarak değerlendirilir olmuştur. İşi daha da ileriye götüren bazı üniversiteler, formasyon açacağı bölümleri sır gibi saklayarak, belirsizlik oluşturmuş. İşini şansa bırakmak istemeyen biz öğrenciler, ön kayıt ücretlerini yatırmayı göze alarak, başvuru yapmış fakat sonuçlar açıklandığında, bölümlerimize formasyon verilmediğini görmüş bulunmaktayız. Kayıtlar sırasında bilgi almak için hiçbir yetkiliye ulaşılamamaktadır. Bahsettiğimiz ön kayıt ücretleri üniversiteye göre değişmekte, çok az bir kısmı ücret almazken, parasız yapılabilen bu işi diğer üniversiteler 20-30-50 TL gibi rakamlarla yapmaktadırlar. Başvuru sayıları dikkate alındığında (ortalama 8 ila 10.000 başvuru) azımsanmayacak meblağlardan bahsetmekteyiz. Ortalama olarak, en az 10-15 üniversiteye başvuran bir öğrencinin yol, ön kayıt ücreti ve diğer masrafları 500-1000 TL civarındadır. Formasyona kabul edilirse ödeyeceği 2000 ila 5000 TL arasında değişen kayıt ücreti ise cabası. Bir başka konu ise formasyon başvurusunda üniversitelerin yaptığı adaletsizliklerdir. YÖK'ün aldığı kararlar üniversiteler tarafından dikkate alınmamakta herkes kendi kafasına göre kurallar koymaktadır. YÖK, not ortalamamızla formasyon başvurularında dönüşüm yapılmasını yasaklarken, üniversiteler yalnızca yüksek lisans için kullanılan YÖK tablosu dediğimiz dönüşüm tablosuna göre 100'lük notlarımızı 4'lük sisteme ya da 4'lük notlarımızı 100'lük sisteme göre dönüştürmektedir. Bu durum bazı öğrencilerin notlarını aşağıya çekip zararına olurken, bazı öğrencilerin ise tam tersine yararına bir durum ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca YÖK, formasyon açan üniversitelere, "%60 kendi mezununuzu, %40 diğer üniversite mezunlarını formasyona yerleştirecek şekilde kontenjan açın" derken, bugün yaşanan Adnan Menderes Üniversitesi formasyon sonuçlarında, %74 Adnan Menderes Üniversitesi mezunlarına, %26 diğer mezunlarına kontenjan ayrıldığını gördük. Artık bu adaletsiz uygulamaların görülmesini ve sesimize ses olunmasını istiyor; formasyon olayının umut tüccarlığı, öğrencilerin gelir kaynağı olarak görülmesine bir son verilmesini istiyoruz. Ülkemizin geleceği olan biz gençler, bize yapılan bu zulmün son bulmasını istiyoruz. > Murat Yılmaz Bu haksızlığı bir an önce düzeltiniz! Milli Eğitim Bakanlığı'na; Ben Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan bir branş öğretmeniyim. Mevzuat gereği, öğretmenler haftada maaş karşılığı ders saatinin üzerinde derse girerlerse, her saat için ek ücret alırlar. Yönetmeliğin bir başka maddesinde (madde 17), "sınıf öğretmenlerinin sınıfına idareci ya da branş öğretmeni girdiği saatlerde, sınıf öğretmeni, okulda bulunması halinde, ek ders görevini yapmış sayılır" denmektedir. Bu durum, sınıf öğretmeni ile branş öğretmenleri arasında, sınıf öğretmenleri lehine bir eşitsizlik, adaletsizlik oluşturmaktadır. Şöyle ki; Ben şu anda branş öğretmeni olarak, okulumda haftada 15 saat yani tam maaş karşılığı kadar ders okutmaktayım. 15 saatten fazla ders okutmadığımdan, hiç ek ücret alamamaktayım. Aynı okuldaki 5. sınıfı okutan bir sınıf öğretmeni arkadaşımın müzik, beden, din, İngilizce, iş eğitimi, bilgisayar derslerine branş öğretmenleri girmekte, bu sebeple o sınıf öğretmeni de aynı benim gibi haftada 15 saat ders okutmaktadır. Ancak ücret yönetmeliğinin gereği olarak, bu sınıf öğretmeni arkadaşımız girmediği, okutmadığı 15 saatin (haftada) ücretini almakta . 1. Aynı ders saatini (haftada) okutan iki öğretmen arasında böyle bir haksızlık yapılmaktadır. 2. Yönetmelikte derse girmeyen sınıf öğretmenine ücret verebilmek için, "okulda bulunma ve idarece verilen görevi yapma" kılıfı konulmuştur. a) Yüzlerce öğretmeni olan okulda dersi olmayan öğretmenin o saatlerde okulda olup olmadığını kim, niçin araştırsın? b) Öğretmenin asli işi ders okutmaktır. İdare, sınıf öğretmenine hangi işi verecek ve o öğretmen o idari işi nasıl yapacak? c) İdareciler, idari işleri yapsınlar diye ücret almıyorlar mı? Niçin kendi işlerini sınıf öğretmenine yaptırsınlar? d) Okulda bulunmak ve idarece verilecek bir görevi yapmak, ek ders görevini yapmış olmayı gerektiriyorsa, bu hak niçin sadece sınıf öğretmenlerine veriliyor da branş öğretmenlerine verilmiyor? Bu bir ayırımcılık ve haksızlık değil mi? Bizler bu haksızlığın düzeltileceğini beklerken, maalesef Bakanlık yeni yönetmelik değişikliği ile, gelecek sene bunu daha da genişleteceğini duyurmuştur. Sonuç olarak, bu haksız uygulama bir an önce durdurulmalı; ya bütün öğretmenler bu haktan faydalanmalı ya da sınıf öğretmenlerine de okutmadıkları dersin ücreti ödenmemelidir. T. Dağ (Branş Öğretmeni) Kadına karşı şiddet mutlaka, hemen önlenmeli!.. Maalesef son yıllarda kadına karşı şiddet iyice arttı. Eğitim, köylü-kentli, çalışan-ev hanımı farkı gözetmeksizin hemen her kesimde şiddet mevcut. Kültürümüze örfümüze, değerlerimize uymayan bu marazdan bir an önce kurtulmalıyız. Her kadını tek tek korumak hemen hemen imkansız. Kadın sığınma evleri geçici çözüm, her mağdura sığınma evi bulmak ve orada sürekli barındırmak imkansız. Şiddet uygulayan kocaya, kadının ikamet ettiği şehirden uzaklaştırma cezası verilemez mi? Kadının düzeni bozulmaz, çocuklarıyla evinde muhitinde hayatına devam eder. Şiddetçi kocanın, hakimin uygun göreceği süre kadar o şehre girişi yasaklanırsa, işe yarar mı acaba? Yasağa uymayanlar için başka ek yaptırımlar da getirilebilir. Şiddet uyguladığı mahkeme kararıyla tescillenen eşe, belli süre sosyal projelerde kamu yararına mecburi çalışma cezası verilemez mi? Şeref Şen Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.