Ben, Mithatpaşa Anadolu Kız Meslek Lisesi Grafik Tasarım Bölümü öğrencisiyim. Okulca Gelibolu Belgeseli'ni seyrettik. Çanakkale Savaşı, milletçe gurur duyduğumuz bir zaferimizdir. Gelibolu Belgeseli'ni seyrederken; bizim acımızdan, zaferimizdan, sabrımızdan, özlemimizden, hasretimizden ve hatıralarımızdan çok, İngilizlerin acıları, hasretleri ve özlemlerine yer verildiğini gördüm. Filmin ilk yarısını sabırla izledim, bize ait görüntüler yoktu. Sanki Türkler acı çekmemiş, aç kalmamış, şehit olmamışlardı... Savaşın gerçek yüzünü bilmesek, kahramanlarımızın yan gelip yattığını zannederdik; bu durum beni çok rahatsız etti. İkinci yarıda sabrımı zorladım, ama son 10 dakikasını arkadaşlarımdan dinlemek zorunda kaldım. Bir Türk'ün ailesine yazdığı mektup gösterilmiş. Sanki bize acımışlar da, hadi bari kapanışı sizinle yapalım der gibi, beklediğimi en sona bırakmışlar... Bu tür belgeseller yapılırken daha duyarlı olunamaz mı? > Elif Betül Öztürk-İSTANBUL Sağlık Bakanlığı'ndan "tahlil parası" açıklaması 15.03.2005 tarihli gazetemizin bu köşesinde "SSK'lılardan tahlil parası alınıyor mu?" başlıklı bir şikayete yer verilmişti. Konuyla ilgili, Sağlık Bakanlığı İletişim Danışmanı Osman Güzelgöz imzasıyla gelen açıklama şöyle: "SSK ile Bakanlığımız arasında yapılan protokolde, Bakanlığımıza bağlı kurum ve kuruluşlarda muayene ve tedavileri yapılan SSK'lı vatandaşlardan verilen hizmet karşılığında ücret alınacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Şikayete konu olan Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden alınan bilgide; sosyal güvencesi olan hastalardan hiçbir şekilde ücret alınmayacağı yönündeki ilanın hastanedeki bütün ilan panolarında yer aldığı bildirilmiştir" Neden Psikologların adı yok? Sağlık Bakanlığı'na; 18 yıllık Psikoloğum. Yıllar önce çıkarılmış "Tababet Kanunu"nda yokuz. Defalarca Meclis Dilekçe Komisyonu dahil her merciye başvurduk, bir cevap yok... Bir çözüm yok.... Falcılar bile özel iş yerleri açarak çalışıyor, psikoloğun adı yok... Ebeler, Hemşireler, Diyetisyenler, Fizyoterapistler var, Psikoloğun adı yok. Hastanelerde sayfalar dolusu testleri biz psikologlar yapıyoruz. Döner Sermaye puanını Psikiyatristler alıyor. Özel iş yeri açarak çalışamıyoruz. Avrupa Birliği'ne girersek durum düzelecek mi acaba? > İsmi mahfuz Diyabetli çocuklarımıza sahip çıkın Ülkemizde bulunan diyabetli çocukların sağlıklı büyümeleri imkansız değil, yetkililerin bu iş için duyarlı olmaları yeterli. Şu anda en önemli problemlerin başında şeker ölçüm çubukları geliyor. Bunlar da ilaçlar gibi ücretsiz verilsin, anlaşmalı medikal, ya da eczanelerden alınabilsin. Günde üç adetle sınırlandırılıyor. Bu sayı yeterli değil. Bağ-Kur geri ödemeyi düşük ücretten yapıyor. Para iadesi 3 ay sonra yapılıyor. Verilen para günlük bir adedi ancak karşılıyor... Bu ücret neye göre belirleniyor? Bu paraya verilen ölçüm çubuğu bulunmuyor. Varsa yerini söyleyin de oradan alalım. Bu kararları rahat koltuklarınızda değil, hayatın acı gerçekleri içinde verin. Artık bir çözüm bulun... > Hasan Ali Kösali-GEBZE