Gençlerimizin başıboş bırakılması halinde, teröre her zaman bulaşabilecekleri akıldan çıkarılmamalıdır. Nitekim günlük yaşantımızda, terör olgusuyla karışık gençlerimizi medyadan hep üzülerek izlemekteyiz. Gençler için çok kapsamlı projeler üretmek lazım. Bu iş için herkes taşın altına elini sokmalıdır. Devlet projesi olarak bu iş masaya yatırılmalı. Hele ülkemizde nüfusun yüzde 50'sinden fazlasının 30 yaşın altında olması, işin ciddiyetini ortaya koymakta, bu işe daha çok katkı yapmayı gerektirmektedir. Rehabilitasyon için adım atıldığı takdirde, bütün siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin, iş çevrelerinin vs. destek vermeleri, sorumluluklarının gereğidir. Gençlerine sahip çıkmayan ülkeler, en önemli işlevlerini yerine getirmemiş olur, ağır faturalar da ödemek zorunda kalırlar. Evvelinde gönlümden geçen, her il ve ilçede "Gençlik Evleri" kurulması ve bunların gençlerin her gün uğradıkları mekanlar haline getirilmesidir. "Öğretmen Evleri"nden farkı, bu evlerde aktivitelerin çok yönlü olmasıdır. Bu mekanlar, içinde beceri kursları, muhtelif dallarda spor yapılan, okuma birimleri bulunan, konferanslar ve diğer aktiviteler veriler ünitelerden oluşmalıdır. Bir eğitim kompleksi gibi düşünülerek, ihtiyaca göre yeni üniteler ilave edilmeli. Bu şekilde gençler sahiplenilmiş olur, başıboşluktan kurtarılarak, eğitimli gençler hâline getirilecektir. Bu projenin en önemli ayağı finansmanı olacaktır. Mülki amirler başkanlığında "Gençlik Konseyleri" kurularak, finansmanın; her türlü vergi ödemelerinde "Gençlik Evlerine Katkı Payı" adı altında cüzi oranda bir vergi alınması, iş adamlarının bu iş için yaptıkları bağışların masraflarda gösterilmesi, vatandaşın bağışları ve devletin katkılarıyla bu finansman sağlanabilir. Bu ciddi projeye kimse soğuk bakmamalı. Devlet, terörün yoğun olarak bulunduğu bölgelerde daha çok katkı da yapabilir. Projenin diğer ayağı ise, bu gençleri yetiştirecek eğitici tedarikidir. Fiziki mekanlar ve finansman ihtiyaçları karşılandığı taktirde, eğitici tedariki kolay olacaktır. Fiziki mekanların tedarikinde TOKİ devreye girmeli, böylece bu mekanlar hem daha kısa zamanda hazır hâle gelir, hem de daha ucuza mal olacaktır. İşin sosyal boyutunu en iyi şekilde cefakâr öğretmenlerimiz anlar ve bu proje için destek verirler. Spor yapan, bir meslekte beceri kazanan, okuyan, konferanslarla birikimleri artan gençler her halükârda art niyetlilerin, kanunsuz örgütlerin emellerine kolay kolay alet olmaz. Terörün birçok gerekçesi de bu şekilde ortadan kalkacaktır. Ekonomimizin ihtiyacı olan kalifiye eleman sıkıntısı da böylece azalmış olacaktır. Niyet çözümün yarısıdır. Bu şekilde gençler muğlaklıktan, müphemlikten daha çok kurtulacaklardır. Evvela irade beyanı gerekir. Somut adımlarla, algıların yerini olgular alır, silahlar işlevsiz hâle gelir. Niyet, empati ve barış dili hakim olmaya başlar, ön yargılar etkisizleşir. Hatta sadece gençlerin değil, toplumun her kesiminin benzer eğitimlere ihtiyacı var. Siyaset Evi, Ahlâk Evi, Okur-Yazar Evi, Yaşlılar Evi, Evlilik Evi, Hukuk Evi vs. gibi birçok yerler olabilir. Çözümün adresi olarak, eğitim kurumlarından başka bir mekân gösterilemez, gösterilmemelidir. Bugün ülkemizde 4 milyon kadının, bir milyon erkeğin okur-yazar olmadığı söylenmekte, ülkemiz için bu bir ayıp değil mi? Bu asırda hâlâ gazete, kitap okuyamayanların bulunması çok önemli bir eksiklik. İlgililer, TRT kanallarını da kullanarak, bu işe daha ciddi çözümler bulmalı. > Necdet Akman Teşvik süresinin uzatılması moral verdi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın, 2009 yılı sonunda 1 yıllık süre uzatımı ile sona eren 5084 sayılı Teşvik Yasası'nın süresinin yeniden uzatılacağı müjdesini vermesi krizi henüz aşamamış bazı sektörlerde, özellikle mermer ve maden sektöründe heyecanla karşılandı. Elazığ Mermerciler ve Madenciler Derneği (EMMAD) Başkanı Yahya Alper Bektaş, 31 Aralık 2009 tarihinde sona eren 5084 Sayılı Teşvik Yasası'nın süresinin 1 yıl uzatılmasının Mermer ve Maden sektöründe olumlu etki yapacağını söyledi. Bektaş, böylece yeni Teşvik Yasasından yararlanamayan mevcut yatırımcılar için süre uzatımının moral olduğunu ve istihdamın önündeki sıkıntıların en aza indirileceğini ifade etti. Dünya piyasalarındaki kötü gidişin Türkiye'yi ve Türk ihracatını olumsuz etkilediğine değinen Bektaş, kriz söylentilerinin bile insanlarda psikolojik olumsuzluğa, tüketimde daralmaya neden olduğunu belirterek, "Azalan tüketim, ihracat ile duran yatırımlar, ekonominin yavaşlamasına ve işsizliğe sebep olmaktadır. Teşvik süresinin uzatılmasının, dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz nedeniyle zor günler geçiren sanayiciyi biraz olsun rahatlatacaktır. Belirsizlik ortadan kalktı" dedi. Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00