Sporda yabancı hoca ve ithal oyuncular normalin çok üstünde. Gençlerimizin ve hocalarımızın önünü açmak lazım. Hele Milli Takımın başına yabancı hoca getirmek kabul edilemez... Statlarda, tribünden sahaya sert cisim atılmasını ve kötü tezahüratı engellemek için, seyircilerin arasına sivil polisler yerleştirilmeli. Hoca ve oyuncular üsluplarına dikkat etmeli, cezai müeyyideler caydırıcı olmalı. TOKİ, spor ve kültür komplekslerini ülke genelinde inşa etmeli. Gençlerin ve her kesimin spor ve kültürle yeterince haşır-neşir olması sağlanmalıdır. Gençlerini kaybeden geleceğini de kaybeder. Her yaşa göre spor, sağlığın sigortasıdır. Eğitimde teoriden pratiğe geçilmeli. İnsanlarımıza tarih şuuru aşılanmalıdır. Büyük şehirlerde, iş yerlerinin uzaklığı, performansı olumsuz biçimde etkilemektedir. İmkanlar ölçüsünde mesafeleri kısaltmak faydalı olur. Küçük yerleşim birimleri, köyler hatta mezralar bile teşviklerle cazip hale getirilmeli, şehirlere kontrolsüz göç önlenmelidir. Terör estirerek masum insanları öldürmek, iş yerlerini tahrip etmek, gerilimi tırmandırmak kimseye fayda sağlamaz. Bu durumda en ağır faturayı işsiz gençler, yoksul halk kesimleri öder. Anarşi ve teröre tevessül edenler, kendi ayaklarına kurşun sıkmaktadır. Petrol fiyatları başını almış gidiyor, cari açığı etkileyen en önemli kalem. İnsanlar trafikte sinir küpü olmakta ve sağlıklarını kaybetmektedirler. Akaryakıt sarfiyatının azaltılması için gereken tedbirler alınmalı. Toplu taşıma, özellikle başarılı sonuçları görülen metrobüs gibi sistemler yaygınlaştırılmalıdır. Ağır can ve mal kayıplarına sebep olan trafikteki kural ihlalleri engellenmelidir. "Mevduat munzam karşılıkları"nın Merkez Bankası'nca arttırılmasını bir bankacı olarak yanlış buluyorum. Kredi hacminin azalması, istihdam ve üretime olumsuz etki yapar. Geçen senenin son aylarından bugüne kadar arttırılan zorunlu munzam karşılıkların toplamı 40 milyar TL civarındaki kaynak bankalardan Merkez Bankası'na gitmiştir. Bu kadar meblağı bankalar plase edemediği, kredi faizinden mahrum kaldığı gibi, Merkez Bankası da bu kaynak için bankalara bir tek kuruş vermemektedir. Cari açığı azaltmanın başka yolları da vardır. Seçim barajının yüzde 10'un altına düşürülmesi koalisyonlara, dolayısıyla istikrarsızlığa davetiye çıkarır. Geçmişte bunun acılarını çok çektik. Caydırıcılığı düşünülerek, idam cezası bir daha düşünülmelidir. Sanayi-üniversite iş birliğini geliştirmemiz lazım. Nükleer enerjinin kurulması, disipline edilmesi gecikmemeli. Askerî hastanelerin ismi de "Devlet Hastanesi" olarak değiştirilmeli, bunların bütün vatandaşlara hizmet vermeleri sağlanmalıdır. Bu hastanelerde sivil doktorlar da çalışmalı. Aile kurumu gittikçe çatırdamakta, buna çareler düşünülmeli, eğitim çalışmaları başlatılmalıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu büyük miktarda açık vermekte, kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınması için daha çok mücadele edilmelidir. Terörizmi özendirmemek için, geçmişte ismi terörle anılan kişiler gençlere örnek olarak gösterilmemeli, bunların isimleri park, cadde vb. yerlere verilmemelidir. İsmi Mahfuz Mevlid anlayışımız ve uygulamamız değiştirilmemeli Diyanet İşleri Başkanlığı'na; Türkiye'de en çok konuşulan, bilinen(!), soruşturulan konu İslami emirlerdir. Acizane bendeniz de yaptım. Mevlid-i Şerif kutlamalarında orkestra çalındığını gördük. İslam'da; Selçuklu'da, Osmanlı'da böyle Mevlid yoktur. Osmanlı'da mehter orduya moral ve coşku verirdi. Müzikli Mevlid, İslamiyeti bozmak, hafife almaktır. Peygamber Efendimiz'in doğumu, 1400 yıldır kameri aya göre "Mevlidi Şerif Kandili" olarak kutlanmaktadır. Bunu miladi takvime göre, "Kutlu Doğum Haftası" adı altında, müzikle, ulviyetine uymayacak şekilde kutlamak doğru olmaz. Buna bakarak, "kurban, hac, oruç, namaz da miladi takvimle olsun" diyenlere ne cevap verecekler? Mevlid anlayışımız, sevgimiz, uygulamamız değişmemeli. Mevlid'de Kur'an-ı Kerim, mevlid ve naat vardır. Müzik, orkestra ve malayani katılmamalıdır. Bunlar bid'at olur. "Bidat yapanlar Cehennem ehlinin köpekleridir" mealindeki Hadis-i Şerifi herkes iyi anlamalı. Hacı Tahsin Koloğlu SAMSUN Bu yanlışı düzeltin!.. Küçük esnafım. 1982'de sigortalı oldum. 1987'de de Bağ-Kur'a geçtim. 25 yıl dolmuş, 9 bin gün prim ödenmiş. Yine de emekli olamazsın. Neden? Çünkü esnafsın... Öyleyse sigortalı olalım. O zaman da 1260 gün prim öde diyorlar. Bu yanlışı düzeltin. Ben 1965 doğumluyum. Emekli olmam lazım, ama olamıyorum. Lütfen küçük esnafa el atın, onlara da her türlü kolaylığı gösterin. Esnafın bu ülkenin temel direği olduğu unutulmamalı... Bir Esnaf > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00