"Ağaç yaş iken eğilir" atasözü ne kadar yerinde. Yavuz Sultan Selim Han'ın çocukluğuna kadar kafamda bir gezinti yaptım. Geleceğin Yavuz Selim'i henüz 5-6 yaşlarında iken, Amasya'daki sarayın bahçesine tek başına ok atma talimi yapar. Son okunu da hedefin tam ortasına saplayınca, sevinçle el çırpar; "Ya Hak" diye bağırır. Babası Sultan 2. Bayezit Han, ağacın arkasına saklanmış onu gözetliyor. Dayanamayıp, çıkıp oğluna sarılır. "Allah gücüne güç katsın oğlum, ama niçin yalnızsın?" diye sorar. Küçük Selim gözlerini hayretle açar; "yalnız değilim ki Sultan Babam, Allah her yerde vardır!" der. Bayezit Han hayli şaşırır; "Ok talimi için küçük sayılmaz mısın?" diye sorar. "Hayır" diyor küçük Selim; "İnsan ömrü her şeyi öğrenmeye yetecek kadar uzun değil, bir şeyler öğrenmek isteyen, işe küçük yaşta başlamalıdır..." Sultan'ın şaşkınlığı devam eder; "Bunları sana kim öğretiyor?" diye sorar; "Hocam Muhyiddin Efendi ile anam Gülbahar Hatun" cevabını alır. Sarayın bahçesi ulu ağaçlarla süslü, devlet düşmanları bir yerlere gizlenip zara verebilirlerdi. "Oğulcuğum, düşmanlarımız var, sana kötülük yapabilirler" der Bayezit Han. Küçük Selim şaşırırcasına babasına bakar, iki yaşından beri belinde taşıdığı küçük kılıcını babasına gösterir; "Bu kılıcı belimize süs diye takmadık, icab ederse kendimizi korumasını biliriz" der. İşte o günün şartlarında, bir ulu dava aşkıyla, düşmanlara galip gelmenin heyecanını, yiğitliğini iki yaşından itibaren yüreklere aşılayan Gülbahar Hatun anaların, Muhyittin Hocaefendilerin eğitimi; bir milletin parlak geleceği için en değerli hazinelerdi. Bugün de milletimizi bekleyen büyük tehlikelerin bulunduğunu bilelim. "Bir cihansın sen" gibi parolalarla, çocuklarımızı geleceğe hazırlayalım. Yavuz Sultan Selim Han gibi, küçücük çocuklarımıza iki yaşından itibaren; gayret, ideal, fazilet kılıcını kuşatalım ki; Yıldırımlar, Yavuzlar, Fatihler yetiştirelim, bu cihanı da huzura kavuşturacak yarınların temellerini atalım. Ama bugün madde peşinde bir eğitim, her şey para için diyen eğitimci kasırgası ve materyalist kafaların hakimiyetinde bir öğretimle bu ne mümkün diye yakınıyorsak da; "insan hayal ettiği müddetçe yaşar", ola ki uyanırız. Opr. Dr. Ethem İlhan Olgay 2009'da tüketici şikâyetlerinde hukuk ihlalleri başı çekti Geçmiş yıllarda olduğu gibi, 2009'da da hak ihlallerinin boyut kazanarak devam etmesi, hak arama mücadelesinde daha yoğun bir çalışmayı gerekli kılmaktadır. 2009 yılı tüketici problemlerinin 1.'si, yasa ve hukuk ihlalleridir. Kamusal hizmetler ağırlıklı olmak üzere, zamlar devam ediyor. Telekomünikasyon ve bankacılık sektöründe yaşanan sıkıntılar artarak devam ediyor. Telekomünikasyon sektöründe vergi yükü yüzde 56 oranında. Bankalar, yıllardır ve krize rağmen, ülkenin en kârlı kuruluşlarıdır. İnternet kullanımında Rekabet Kurulu kararı uygulanmıyor. GDO'ların kontrolsüz girişi serbest. Biyoteknoloji şirketleri insanlığı yanıltıyor. Genetik yapısı değiştirilen tohumlar/ürünler sahiplenilerek, patentlenmek isteniyor. Önümüzdeki süreçte de bütün mal ve hizmet piyasalarında global kriz gerekçe gösterilerek, haksız kazanç sağlamaya çalışılması karşısında, tüketicinin sağlık ve güvenliğine, bilgi edinmesine, sağlıklı bir çevrede yaşamasına yönelik bütün haksız girişimlere karşı hak hukuk mücadelesi vermeye ve daha güçlü daha örgütlü bir biçimde "dur" demeye devam edeceğiz!.. 2009 yılında tüketicilerin mağduriyetine yol açan problemleri irdelediğimizde, Bankacılık, Telekomünikasyon ve GDO'lu ürün ve yemlerle ilgili gıda sektörünün oluşturduğu sıkıntıların yoğun biçimde ön plana çıktığını görebiliyoruz. Fuat Engin (Tüketici Örgütleri Federasyonu Genel Başkanı) İkametgâh cezaları sebebiyle birçok vatandaş mağdur ediliyor Sayın Başbakan'ın ve İçişleri Bakanı'nın dikkatine; Bildiğiniz gibi, ikametgâh kayıtları Nüfus müdürlüklerine geçti. Kısmen de olsa bir tarama yapıldı. Bazı kayıtlarda karışıklık olmuş veya bazı kimselerin de adres kaydı tutulmamış oldu. Bildirimde gecikme yaşayanların da adresi şu an görünmüyor. Adres belirtmek için gittiğinizde Nüfus Müdürlüklerinde 300 TL ceza isteniyor. Bu tip bir problemle karşı karşıya olan çok insan var. Ekonomik olarak sıkıntı çeken insanımız, bu cezayı ödememek veya ödeyemediğinden dolayı adressiz yaşamaya devam ediyor. Seçim zamanı bu kişiler nasıl oy kullanacaklar? Hükümetimiz-den, bu konuyu, affıyla birlikte gündeme getirmesini bekliyoruz. Bürokrasi işleri kolaylaştırmalı, vatandaşı rahatlatmalı; cezalarla hayatı daha da çekilmez kılmamalı, vatandaşı kayıtsız yaşamaya mahkum etmemelidir. Sinan Tuncer Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00