Son "Kuş Gribi" vakaları, dünya güvenliğinin ne kadar tehlikede olduğunu bir defa daha gösterdi. Ne kadar tedbir alırsanız alın, hesaba katmadığınız yeni şeyler sizi hazırlıksız bir şekilde yakalıyor ve canevinden vuruyor... Ülkeler, kendilerini terörden, bulaşıcı hastalıklardan, başka güçlerin saldırılarından, tabii afetlerden korumak için mekanizmalar geliştirir. Bunun için ordular kurulur, kurumlar oluşturulur, tedbirler alınır... Dünya çapında da benzer organizmalara gidilir. Özellikle kitle imha silahlarının teröristlerin ya da sorumsuz yönetimlerin eline geçmemesi için mücadele edilir. Bir kişinin yapacağı çılgınlık kitlesel ölümlere yol açabilir. Bilim ve teknolojinin ilerlemesi beraberinde büyük riskleri de getirdi. Ummadığınız, beklemediğiniz bir yerde bomba patlatılıp canlara kıyılabiliniyor; bunun için de haberleşme harikası cep telefonları dahi kullanılıyor. Kitle imha silahlarının yayılmaması, sorumsuz kişilerin eline geçmemesi için istediğiniz kadar mücadele edin. Bunlardan biri kuşlar vasıtasıyla bu terörü başlatırsa, en azından böyle bir ihtimal dahi korkunç değil mi? Uçak havalandırma, füze rampalarını kurma mecburiyeti de yok. Kuşlara uçma yasağını da getiremeyeceğimize göre... Bu tür aşağılık oyunlarla bazı ülkeleri, yönetimleri dize getirme teşebbüsleri olamaz mı? En azından böyle bir ihtimal yok mu? "Tüfek çıktı, mertlik bozuldu" diyenler bunlar için ne derdi, merak ediyorum... Çok güvensiz bir dünyada yaşıyoruz, Allah yardımcımız olsun... Küçük esnaf ne yapsın? Ben Merzifon'da berberlik yapan küçük bir esnafım. 5 çocuğum var, ikisi liseyi bitirdi. Parasızlıktan okutamadım, bir iş de bulamadılar. Evimi çok zor şartlarda geçindirebiliyorum, tabii buna geçinmek denirse. Elektrik, su, vergi, muhasebe borçlarımı ödeyemedim. Prim borçlarında indirim olacağı söyleniyor; ben karnımı doyuramıyorum, gerisini nasıl öderim? Kiramı bile ödeyemedim. İş yerim vakıf malı, onarım, tadilat gerekçesiyle yakında oradan da çıkarıyorlar. Bu kış kıyamette, bu parasız halimle nasıl yeni bir yer tutar, nasıl geçinirim, bilemez haldeyim. Bu yaştan sonra kimse başka iş de vermez... Benim ve çocuklarımın sosyal güvencemiz yok; Bağ-Kur'a olan borcumuzdan dolayı, ondan da istifade edemiyoruz. Yeşil kart da vermiyorlar. Hastalanmamak için dua etmekten başka çaremiz yok. Bu memlekette ya çok zengin, ya da çok fakir olacaksın. Bizim gibi esnafa hayat hakkı tanınmıyor. Çiftçi, verilen destekle nefes alıyor, işçi ve memurlar kollanıyor; biz ise borç batağında debelenmeye terk ediliyoruz. Lütfen bu durumu da görün ve bizim için de çareler düşünün... > Zeki Koçak-MERZİFON Bahçedeki dut ağacım 1986 yılında evimin önüne diktiğim iki adet karadut ağacından biri, yıllar sonra üzerinden geçen elektrik telleri sebebiyle her sene tepesinden budanıyordu; bu da beni çok üzüyordu. Çok şükür bu hafta mahallemizdeki elektrik kabloları yer altına alındı. Benim ağaçlar ve çevremizde bulunan başka ağaçlar artık tepelerinden budanmayacak, bunun için çok mutluyum. Yeşilin, çevrenin ve güvenliğin çok önem kazandığı günümüzde, bu tür çağdaş uygulamalar daha da hızlandırılmalıdır. Emeği geçen herkese minnettarız... > Cavit Kapusuzoğlu-NEVŞEHİR >> Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00