Yakında bir hanım şarkıcı ülkemizi bir yarışmada temsil edecek. Nedense bilimsel konular dışında bu tür organizasyonlara milletimiz genelde çok fazla ilgi duyuyor. Böyle bir organizasyonda ülkemizi temsil eden bir kişinin, başka bir ülkenin diliyle bu temsili gerçekleştirecek olması garip değil mi? Siz Fransa'nın, Japonya'nın yahut İngiltere'nin herhangi bir organizasyona başka bir ülkenin diliyle katıldığını gördünüz mü? Ben hiç görmedim. Mesela geçen sene bir Fransız bakan, uluslar arası bir toplantıda, Fransız bir iş adamı İngilizce konuşunca "bu ne rezalettir, bir Fransız ulusunu temsil ettiği bir ortamda nasıl başka bir ülkenin diliyle konuşabilir" manasına gelen bir çıkışın ardından toplantıyı terk etti ve ülkesinde takdirle karşılandı. Ülkemizde yıllarca teknik direktörlük yapmış olan Gordon Milne; bilenler bilir Beşiktaş, Trabzonspor ve Bursaspor'da yıllarca görev alan bir teknik direktör. Bu teknik direktör ,Türkiye'de belki de iki yüzün fevkinde basın açıklaması yaptı. Bunların tamamında tercüman kullandı. Türkçe'yi çok iyi bildiği halde hiç kullanmadı. (Bir istisna hariç, Galatasaray bir İngiliz kulübüyle oynayacağı zaman bir basın toplantısında kendisine "İngiliz takımına Galatasaray hakkında bilgi veriyormuşsunuz." Diye sorulunca çok sinirlenip daha tercüman soruyu İngilizceye çevirmeden Türkçe olarak sert bir cevap vermişti.) Sömürü özentisi olmaktan çıkalım, kendi dilimizden ve kültürümüzden utanmayalım. Mümkünse bütün insanlarımız yabancı dil öğrensin ama benliğimizi kaybetmeyelim. Sırf bizim İngilizceyle katılıp kendimizi rezil etmemize bir taraflarıyla gülmek için bu sene kesinlikle bizi ilk üçe sokmak hatta birinci yapmak için ellerinden geleni yapabilirler. Sertab Erener'in aynı yarışmaya İngilizce parçayla katıldığı sene, üniversitede girdiğim bir derste öğrencilere, "görün bakın bence en kötü ihtimalle birinci olacak" demiştim. Daha sonraki sene yine İngilizceyle katıldık, o sene de bir başka sınıfta, "bu sene senaryoyu belli etmemek için bizi birinci yapmazlar, ama İngilizceyle katılmamızı özendirmeye devam için yine bizi dereceye sokmaya çalışacaklar 3. oluruz herhalde" demiştim. Ondan sonraki sene Türkçeyle katıldık derece düştü hemen bazı sözde aydınlarımız bunu Türkçeyle katılmaya bağladı, bu yıl yine İngilizceyle katılıyoruz. Eğer bu yıl dereceye giremezsek bir daha böyle hata yapmayacağımızı tahmin ettikleri için, bu sene kesinlikle ilk üçteyiz, muhtemelen 1. yapmaya uğraşacaklar. Bu arada ne olacak alt tarafı müzik ne olur İngilizce katılsak diyenlere bir çift cevap vereyim. Benlik böyle kaybedilmeye başlanıyor işte. Hem hani müzik evrenseldi yabancı müzik dinlerken öyle diyordunuz Türkçe olunca mı bu müzik evrensellikten çıktı? Y.Doç. Dr. Fazıl Kırkbir >> Toplumlar layık oldukları şekilde yönetilirler... Kendine hizmet etmesini düşündüğü şahısları ve kadrosunu seçme şansı eline verilen vatandaşımız, kendince kararını verdi..! Sandığa gitti ve gönlündeki duygularına tercüman olan oyunu kullandı. Önemli olan ortaya çıkan sonuçları herkesin gayet derinlemesine değerlendirip, gerekli dersleri çıkarıp, bundan sonra yoluna o şekilde devam etmesidir. Seçimler, seçenler ve seçilenler arasındaki bir yarış gibi görünse de, aslında toplumun genel yapısını yansıtmaktadır. "Toplumlar, layık oldukları şekilde yönetilirler" Hadisi Şerifi bu durumu,en güzel şekilde izah eder. Siyaset, toplumsal hayatın vazgeçilmez bir unsurudur ancak, uzun ince bir yoldur. Başarı elde edilir yada edilmez, ancak verilen mücadelelerin karşılığının alınması, atılan tohumların meyve vermesi zaman isteyebilir. "Kişiler zaferden değil, seferden sorumludur." Yani önemli olan hedefe varmak adına verilen mücadeledir; yoldur, yordamdır. Savunulan davanın haklılığıdır önemli olan. Haklı olmak, haklı kalmak zor bir iştir, hele de haklılığı, doğruluğu, başkalarına anlatmak, kabul ettirmek işin daha zor tarafıdır. Vatandaş, konuşanı dinliyor, verileni alı-yor, sonra da kendi ruh haletinin gereğini yapıyor. Uğur Kepekçi >> Öğretmenler hayatlarından memnun değil İstanbul, Ankara ve İzmir'den 2 bin 801 öğretmen üzerinden yapılan anket, öğretmenlerin birçok konuda sıkıntılı olduğunu gözler önüne serdi. Ankete göre, öğretmenlerin yüzde 91.7'si 2009 yılında hayat standartlarında azalma beklerken, hayat standardında artış bekleyenler yüzde 1.3'de kaldı. Öğretmenlerin yüzde 34.9'u hayat standardından memnun olmadığını, yüzde 33.7'si öğretmenlik mesleğinden memnun olmadığını açıkladı. Mesleğinden memnun olan öğretmenlerin oranı yüzde 22.7. Öğretmenlerin yüzde 92.9'u maaşlarının, aylık ihtiyaçlarını karşılamadığını açıkladı.. Öğretmenlerin yüzde 12.9'u ek iş yaparken yüzde 18.3'ü ise harcamalarını keserek maaşlarının yetmesini sağlıyor. Bağımsız Eğitimciler Sendikası