Güzel şeyler de oluyor

A -
A +

Bu köşede her gün iç karartıcı, sıkıntı verici yazılar yayınlanıyor. Çünkü sizden gelen o. Sizden gelen de Türkiyemizin gerçek görüntüsü, gerçek manzarası. Yurdun dört köşesinden her gün peş peşe gelen mektup, faks, telefon mesajlarını değiştirmem hem mümkün değil, hem de kendimizi kandırma anlamına gelir. Ama zaman zaman az da olsa ümit verici, moral düzeltici mektuplar da gelmiyor değil. Gönül isterdi ki olumlu mesajlar daha çok olsun. Umarım yarının Türkiyesi'nde hep güzel mesajlarla bu köşeler dolar... Bugün iki güzel mektuptan sözedeceğim, hepimizin morale çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde, bu tür mektupların çoğalması da en büyük dileğim. Pendik Devlet Hastanesi İstanbul'dan yazan Sultan Hayır isimli okuyucumuz, alışkın olmadığımız pespembe bir devlet hastanesi manzarasını anlatıyor. "Dışından küçük ama içine girince şaşıracağınız nitelikte, insana insan olduğu için değer verilen bir yerden söz etmek istiyorum. Burası bir hastane, Pendik Devlet Hastanesi. Devlet Hastanesi deyip geçmeyin. İnanın ki öyle bir çalışma ve düzen var ki, hayran olmamak elde değil. Her yer pırıl pırıl, tertemiz. Her sabah çarşaflar değişiyor, her yer dezenfekte edilip siliniyor, sanki hastanede değil de evinizdeymişsiniz gibi rahat etmeniz için canla başla çalışıyorlar. Burada ameliyat oldum. Bütün ekip ve yöneticiler, insana insanca değer verdikleri için gönlümü fethettiler. Hepsine başarılarının devamını diler, diğer hastanelere de örnek olmalarını temenni eder, saygılarımı sunarım..." Rüşvetsiz ve iltimassız yarınlar geliyor Ankara'dan yazan Türkel Baytur da polis karakolunda, anlatılanların aksine gördüğü hoşgörüyü, işinin geciktirilmeden yapılmasını ve bu esnada gördüğü güzellikleri anlatıyor. "Türkiyemizde yolsuzluk, rüşvet, işkence haberlerini okudukça veya izledikçe üzülüyor, umutsuzluğa kapılıyoruz. Ben bir vatandaş olarak, Ankara Keçiören Emniyet Müdürlüğü'nde yaşadığım bir güzellikten bahsetmek istiyorum. Hatta bunu bir vatandaşlık görevi olarak kabul ediyorum. Bir ay kadar önce bir kahvehane devraldım. Ruhsatı üzerime almam gerekiyordu. Fakat insanlar hep bir ağızdan, rüşvet vermeden, araya adam koymadan, horlanmadan, itilip kakılmadan ruhsat alamayacağımı söylüyorlardı. Hatta işlemin enaz 3-4 ay süreceğini de hatırlatıyorlardı. Keçiören İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne müracaat ettim. Evraklarımı tamamladım. Ruhsat Büro Amirliği'nde çalışan görevliler güler yüzlü, samimi, içten davranarak, hiçbir istekte bulunmadan can-ı gönülden işlemlerimi bitirip; arada bayram tatili olmasına rağmen 15-20 günde ruhsatımı verdiler. Diğer bütün şubeler işlemler için aynı muameleyi gösterdiler. Ben vatandaş Türker olarak, tek kuruş vermeden, araya hatırlı adamlar koymadan ruhsatımı aldım. Kim ne derse desin, Emniyet Teşkilatımız şimdiden Avrupa Birliği'ne girmiş bile. Şimdi yarınlar için daha çok umutluyum. Rüşvetsiz, yolsuzluğu olmayan yarınlara... Teşekkürler Sayın Tantan, teşekkürler Keçiören İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün bütün yetkilileri ve çalışanları..." 20 milyar doları çiftçi mi yedi? Ülkemizin içinde bulunduğu durum hepimizi derinden etkilemiş olup, çiftçi kesimi olarak, krizin faturasının Ziraat Bankası'nın 20 milyar dolarlık görev zararından dolayı biz çiftçflere çıkarılmaya çalışılması hepimizi üzmektedir. Ziraat Bankası'nın görev zararı doğrudur. Fakat bu 20 milyar dolar, çiftçiye yansımamıştır. Çok cüzi bir miktarı ulaşmıştır, geriye kalan paranın akıbeti de araştırılmalıdır. Gerçekte bu miktar ulaşmış olsaydı, çiftçi bugün inim inim inler miydi, kooperatiflere ve bu bankaya olan borçlarından dolayı icralık olur muydu, cezaevine atılır mıydı? Çiftçiye fatura etmek çok kolay, çünkü çiftçi sahipsiz, kimsesiz, hakkını arayamıyor, savunmasını yapamıyor. 10 milyon çiftçinin Tarım Kredi ve Ziraat Bankası'na vadesi geçmiş, ödeyemediği toplam borç 420 trilyondur. Bizleri bu duruma düşürenler utansın, diyoruz. Bizleri, borcumuzu ödeyemeyecek derecede aciz hale getirenlerden isteğimiz, bu borcu 3 yıl gibi bir zamana yayarak, faizi de dondurmalarıdır. Bu uygulama başlayana kadar icra takipleri de durdurulmalıdır. Bir borçluya 40 kefil, kanun gereği yapılmış olup, hepsi icralık olmuştur. Çiftçilerin psikolojik dengeleri bozulmuş olup, cinnet geçirebileceklerin artabileceğinden korkulmaktadır. ¥ Ladik Muhtarlar Derneği Adına Başkan İsmet Demir

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.