Haksızlıklara son verecek bu düzenleme yapılsın

A -
A +

Ben, Çevre ve Orman Uzmanıyım. Ben ve arkadaşlarım, kurumumuz ve ülkemiz için işimizi severek ve azimle yapan, yüksek puanlı sınavlarla seçilmiş, belgeli olarak iyi derecede İngilizce bilen, kariyer meslek mensuplarıyız. Örnek vermek gerekirse; AB uyum sürecinde, müktesebatın yaklaşık üçte birini "Çevre" başlığı ve konuları oluşturmakta, bu sürecin maliyeti yaklaşık 60 milyar euro olarak hesaplanmakta ve bu zorlu maratonda Çevre ve Orman Bakanlığı'na düşen yükü Çevre ve Orman Uzmanları sırtlamaktadır. Bizim maaşlarımız ve diğer özlük haklarımız konusunda; aynı şartlarda işe girdiğimiz bazı üst kurumlarda çalışan uzman arkadaşlarımızla büyük farklar söz konusudur. Aynı süzgeçten geçmemize rağmen, aramızda 3000 TL'lere varan maaş uçurumları bulunmaktadır. Sayın Başbakanımız ve ilgili Bakanlarımız bu haksızlığı görüp, bizler için bir tasarı hazırlattılar, çok teşekkür ediyoruz kendilerine. Son günlerde kamuoyunda "Torba Yasa" adıyla bilinen bu yasa tasarısı hakkında değişik iddialar gündeme gelmektedir (konu ile ilgili maddelerin tasarıdan çıkarıldığını söyleyenler var.) Bazı kesimlerin tasarıyla aleyhine propaganda yaptığını duymaktayız. Kamuda çalışan uzmanların özlük haklarındaki adaletsizliğe son vermek için düzenlenen maddelerin çıkarılacağı belirtiliyor. Bu düzenlemeden vazgeçilmesi halinde, yıllardır bu durumun mağduru olan kamu uzmanlarında büyük bir hayal kırıklığı oluşur. Halihazırda, kamuda uzman olarak istihdam edilen personel arasında, kamudaki hiçbir unvan arasında rastlanılmayan derecede, özlük hakları farklılığına dayalı bir kast sistemi bulunmaktadır. Aynı okullardan mezun olarak, aynı puanları alan, aynı sınavlara giren ancak kurumlardaki kontenjan nedeniyle farklı kamu kurumlarına dağılan uzman personel arasında, yapılan münferit düzenlemeler ile imtiyazlı bir grup oluşturulmuştur. Öyle ki, kariyer uzmanlar arasındaki maaş farkları aylık 3 bin TL'yi aşabilmektedir. Konuyla ilgili olarak, standart bir düzenlemenin yapılacağı "eşit işe eşit ücret" uygulamasının, uzmanlıklardan başlayarak getirileceği söylendi. Bizler buna inandık, ümitlendik. Lütfen gerekenler yapılsın, haksızlıklara ve mağduriyetlere son verilsin... > H. A. (Çevre ve Orman Uzmanı) Tarım ve hayvancılıkta bulunduğumuz nokta bize yakışmıyor Sayın Başbakan'ın dikkatine; Tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi için, hayvancılığa elverişli olan bölgelerde devlet tarafından süt endüstrisi kurulmalıdır. Aksi halde, bu alanlarda dışarıya bağımlı hale geliriz. Ürün fiyatlandırması yapılırken; üretici gözüyle, sanayici gözüyle ve tüketici gözüyle bakarak, bir değerlendirme yapılmalı. Hatırlanacağı gibi, süt üreticiliği yapan çiftçilerimiz, birkaç ay önce, 75 kuruştan süt alan sanayicileri protesto etmişler, seslerini duyurmak için sütlerini dökmüşlerdi. Burada düşünmek gerek; üretici mi, tüketici mi, yoksa sanayici mi mağdur?.. 75 kuruşa süt alan sanayici, bunu mayalayarak yoğurt yapıyor, 3 liraya satıyor. Satış fiyatının üçte biri kadarını üreticiye veriyor. Bu durumda, çiftçilerimizin emeklerinin karşılığını alamadıkları görülüyor. Hayvancılık meşakkatli bir iştir. Sadece sanayicilerin insaf ve inisiyatifi ile bu problem çözülemez. Çiftçilerimiz emeklerinin karşılığını almadığı zaman, toplumsal ve kitlesel üretimden bireysel üretime döner. Bu da ancak kendi ihtiyacını karşılayacak kadar üretim yapması anlamına gelir. Bu bakımdan mutlaka bu tür sanayiye devlet el atmalı, gerekli görülecek yerlerde fabrikalar kurmalıdır. Aksi halde, yakın bir gelecekte tarım ve hayvancılıkta sıkıntılar büyür, üretici ve tüketici mağdur olur, gıdamız için dışarıya bağımlı hale geliriz. Hayvancılığın süratle geliştirilmesi için gereken her şey yapılmalı. Çiftçilere verilen faizsiz kredi uygulaması iyi bir uygulamadır. 3-4 aylık buzağı ithal edilmeli, bu hayvanlar isteyenlere maliyet fiyatına verilmelidir. Hatta bir araştırma yapılarak talepler tespit edilmeli, bu taleplere göre buzağı ithal edilmelidir. Destekleme ve hibe gibi ödemeler doğru değildir. Gerekli çalışmalar yapılarak, sağlam bir zemin oluşturulmalı, harcamalar buna göre faydalı hale getirilmelidir. Tarımda, tohumculukta da durumumuz parlak değil. Suyu ve toprağı olmayan küçücük İsrail'den tohum ithal etmemiz çok acı. Kaldı ki bu tohumlarla ilgili yazılanlar ürküntü veriyor. İlgililerin bu konulara daha ciddi şekilde el atması gerekir. Başarılı olamayanların da yerlerine başkaları getirilmelidir. Yıldızı gittikçe parlayan ülkemizin tarım ve hayvancılıkta da aynı performansı gösterememesi kabul edilebilir bir durum değil... > Nihat Yılmaz > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.