Halkın öncelikleri

A -
A +

Son günlerde yapılan "irtica" yorumlarını dikkatle takip ediyorum. Bir de çevremde gözlemlediğim meseleleri ve Türkiye'nin genel sorunlarını düşünüyorum. Bence, Türkiye'nin en önemli sorunu irtica değil. Neden? İnsanlar öncelikle kendi geçimlerini düşünürler. Ülkemize aç, fakir ve üstelik işsiz insanların sayısı çok fazladır. Daha bundan 5 sene önce ekonomik kriz yaşamadık mı? Hâlâ piyasalarda ufak da olsa olumsuz gelişmeler yaşanmıyor mu? Cari açık ve ekonomideki kırılganlık hâlâ tehlike arz ediyor. Bu yüzden, en önemli problem ekonomidir. Güneydoğu'da terör faaliyetlerinin artması, askerlerimizin şehit edilmesi. Bölgeyi, PKK ve onun "harici ve dahili" destekçilerince kaosa sürüklemek. Dolayısıyla bir diğer sorun "terör"dür. İnsanlarımızın, mutlu, huzurlu yaşaması için sağlıklı olması şarttır. Ülkemizin geneline baktığımızda hâlâ sağlık konusunda yetersizliğin olduğunu görüyoruz. Sağlık sigortalarının ilaçları ödememesi, bürokratik işlemler, hâlâ sigorta güvencesi olmayan insanlar vb... Dolayısıyla diğer sorun "sağlık"tır. İnsanlar belli hak ve hürriyetlere sahiptirler. Herhangi bir insanın hakkı çiğnendiğinde, o insanın hakkı aranmalıdır. Bu da adalet ile mümkündür. Peki adaletimizin çok iyi çalıştığı söylenebilir mi?Açılan davaların uzun sürmesi, adaletin adil olarak sağlanamaması, cezaların caydırıcı etkisinin olmaması vb... Dolayısıyla başka bir sorun da "adalet"tir. Bir milleti millet yapan eğitim ve öğretimdir. Eğitim ve öğretim yeterince verilemediğinde cehalete, bağnazlığa sürüklenmek kaçınılmazdır. Dolayısıyla bir diğer sorun "eğitim ve öğretim"dir. Daha nice meseleler var tabii irili ufaklı. Gelelim irticaya; öncelikle irtica tehlikesi yorumunu yapanlar, irticanın tanımını iyi yapmalıdır. Allah'a karşı görevlerini yapan bir insan irticacı olamaz. Çünkü dini yükümlülüğünü yerine getirmektedir. Eğer art niyyetli yapılanmalar ya da terör maksatlı örgütler kastediliyorsa, bunların hakkından da güvenlik kuvvetlerimiz ve adaletimiz gelir. Bu sebeple gerilim çıkarmak, Türkiye'ye ve insanlarımıza zarar verir. Miraç Palabıyıklar > Öğretmenlerin işgüzarlık nöbeti kaldırılmalıdır Eğitim ve öğretim görevinin yanı sıra, öğretmenlere, "güvenlik görevi" de yüklenmiş durumda. Her öğretmen haftada bir gün, asıl işi eğitim görevinin yanı sıra, görevli bulunduğu okulda nöbetçi olarak güvenlikten de sorumlu tutuluyor. Görev süresince, okula ve okulun materyallerine verilebilecek maddi hasarın, okuldan kaçan ya da kavga eden öğrencinin sorumlusu, o günkü nöbetçi öğretmen oluyor. Kaleminden ve kitabından başka silahı bulunmayan öğretmen, nöbeti süresince polis görevi yapmaya zorlanıyor. Son yıllarda okullarda artan şiddet olayları ile karşı karşıya bırakılıyor. Bu dayatma ve bazı işgüzarların buluşu nöbetçilik, zaman zaman öğretmenin hayatında, görev yapmasında, hatta ev ile okul geliş gidişlerinde tehditler almasına bile neden olabiliyor. İşin en ilginç yanı ise okula veya öğrencilere verilebilecek zararlar karşılığında sorumluluk altında bulunan öğretmenler haftalık nöbetlerini hiçbir ek ücret ve ödenek almadan tutuyor. Diğer bir angarya olarak, öğretmenler tüm resmi bayramlarda âdeta tören kıtası olarak kullanılmakta ve buna karşılık hiçbir ücret alamamaktadır. Öğretmenlere yapılan bu dayatmaya ve haksızlığa bir an önce son verilmelidir. Gürkan Avcı (Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı) > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.