Sağlık Bakanlığı'na; 04,06,2007 tarihinde Giresun Devlet Hastanesi'nden Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Göğüs Bölümü'ne sevk edilen annem Nazire Başaran mağdur edildi. Astım ve karaciğer problemleri vardı, yakın zamanda da bel fıtığı ameliyatı olmuştu. Farabi Göğüs Hastalıkları Bölümü'ne yatırıldıktan sonra, annemi akşam üzeri 18:00 civarlarında tomoğrafi filmi için hastanenin zemin katına indiriyorlar ve filme hazırlıyorlar. Oradaki yetkili kişi anneme, sol kolundan iğne ile ilaç veriyor. Damardan vereceği yerde, deri altına kaynıyor ve annemin eli şişmeye başlıyor. Annem çok acı çekiyor ve eli simsiyah bir şekilde aşırı şişiyor. Annem bağırsa da oradaki kişi bunu geç farkediyor ve iş işten geçmiş oluyor. Annemin eli zehir kaparak ağrımaya başlıyor. Yetkili bunu gördüğü halde, olaya müdahale etmeyerek diğer kolundan iğne vurup film çekmeye devam ediyor. Annemin kolu daha da şişerek rahatsızlanıyor. Bu durumda iken annemi odaya çıkartıyorlar ve müdahale etmiyorlar. Anneme gece saat 3'te narkoz verilip ameliyata alınıyor. Doktorlar "gece müdahale etmeseydik eli kangren olabilir ve kesilmeye kadar gidebilirdi" diyorlar. Aldığım bilgilere göre bu vaka ilk değilmiş. Bu konuda Başhekimliğe ve Dekanlığa dilekçemi verdim. Ama bir sonuç alamadım. Annem, hata ve sorumsuzluk sonucunda kolunda oluşan rahatsızlık nedeniyle uzun süre hastanede yattı, kolunu kullanamıyor. İhtiyaçlarını gideremiyor. Yani devamlı birilerinin ona bakması lazım. İlgililer hatalarını kabul ettiler, maddi meselede de kolaylık sağlayacaklarını söylediler. Ama annem hastaneden 25.06.2007 tarihinde taburcu olurken bize 3000 YTL(üç milyar) fatura çıkarttılar. Üniversite Hastanesi'nin Bağ-Kur ile anlaşması daha yeni olduğundan, bu parayı Bağ-Kur'un karşılamadığını öğrendik. Annemin kolunda bir problem yoktu, ilgililerin hatası yüzünden kolu için uzun süre yattı. Hastanenin hatası sonucu oluşan fatura da bize ödetiliyor. Bu meblağı ödeyecek gücümüz de yok. Her bakımdan mağdur edildik. Birilerinin buna müdahale etmesi ve bizim mağduriyetimizi gidermesi gerekmez mi? > Mücahit Başaran > Çalıntı araçları bulmada, neden teknoloji kullanılmıyor? İçişleri Bakanlığı'na; Manisa'daki evimizin önünden, 13.06.2007 tarihinde, 45 M 1320 plakalı Hyundai 100 Panelvan aracımız çalındı. Bu gibi durumlarda aracın uzak mesafeye gidebilmesi için akaryakıt alması gerekli. Akaryakıt istasyonlarında akaryakıt alan araçların plakaları kaydedildiğine göre, bunları birleştirip, emniyet ile işbirliği içinde tek bir sistemden kontrol etme yoluna gidilemez mi? 2 gündür, güzergah boyunca hangi istasyondan akaryakıt almış olabileceklerini ve hangi yöne gittiklerini tespit etmeye çalışıyoruz. Bu konuda akaryakıt istasyonları tüketiciler için bir çalışma yapmalıdır. Bu konuda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'na mail ile başvurdum. Fakat konunun kendileri ile ilgisinin bulunmadığını belirttiler. Bu konuyla ilgili, mutlaka çalışma yapılmalı. Çünkü bu kayıtların kontrolü sonucunda, çalıntı araç ve sahte plaka gibi adli olaylar daha kolay çözülecektir. Yol kontrollerinde, polislerin her aracı kontrol edemeyecekleri gerçeği göz önüne alındığında, gelişen bilişim sektörü yardımıyla yapılacak basit bir programla, çalıntı ve sahte plakalı araçlar kolaylıkla tespit edilecektir. > Yusuf Muzaç - MANİSA > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00