AK Parti döneminde Sağlık Bakanlığı; imkânları zorlayarak, hastaların gerek hastanelere, gerekse ilaçlara kısa zamanda ulaşıp sağlığına kavuşması için çok önemli adımlar attı. Bu yapılanları şükranla karşılamamak vefasızlık, insafsızlık olur. Lakin salt ilaçlarla tedavi olmak, faydayla birlikte bazı yan etkileri de beraberinde getirmekte ve devlete önemli mali külfetler yüklemektedir. Bir ilaç firması yetkilisinden öğrendiğime göre; ithal ilaçlarla beraber, ülkemizde üretilen ilaçların ham maddesinin önemli kısmı döviz ödenerek ithal ediliyor. Bunun cari açığımıza etkisi ortada. Bütün hastaneler tıklım tıklım dolu. Bazı kişiler, hastaneyi, psikolojik rahatlama için uğranması gereken mekân olarak görüyor. Bazı doktorlar da hasta yığılma ve yoğunluğundan dolayı, çoğunu bir torba ilaçla evine gönderiyor. Bu kadar fazla hastaya sağlıklı bir şekilde bakmak kolay değil. Bazı özel hastaneler de, maliyetleri karşılamak, kâr seviyesini yükseltmek için gereksiz muayene, tahlil veya başka işlemler yaptırabiliyor. İyi niyetli doktorlar yanında, suiniyetliler de olabiliyor. Çok yakın bir arkadaşım, ameliyat riski büyük olduğu halde ameliyat edildi ve bir hafta içinde vefat etti. Kesin bulgu olmadan, yanlış teşhislerle, hastanın moralini sıfırlayan veya ölüm süresi biçen çok doktorlar var. Oysa moral çok önemlidir. Bir programda izlemiştim; tıp akademisyenleri, tıp fakültelerinde mutlaka "Hasta Psikolojisi" diye bir dersin okutulması gerektiğini söylediler. "Hipokrat Yemini" gibi anlamsız kavramlar, hiçbir zaman sadra şifa olamadı, olamaz da... 1980'li yıllarda bankada çalışırken, midemde amansız ağrılar vardı. Bankacı arkadaşlar, bir an evvel mide ameliyatı olmamı tavsiye ediyorlardı. İlgili doktora muayene ve tetkiklerden sonra işin ciddiyetini daha iyi anlamıştım. İlaçla geçici bir rahatlama oldu ama istediğim neticeyi alamadım. Yıllık iznimi memleketim olan Elazığ'ın Maden ilçesinde, bahçemizde geçirmeye karar verdim. Yolculuk çok ağrılı geçti. Havası ve suyu fevkalade iyi olan yaylada, iyi bir moralle kendime gelmeye başladım, ağrılarımda azalmalar hissettim. Bir aylık iznimin sonunda, mide ağrılarım-sızılarım bitmişti. Rahmetli babamın, "oğlum zamanında doktor-doktor gezen bir mide hastası kadının kocası, takriben 5 kilometre mesafeden gelip bahçemizdeki sudan götürüyordu" sözleri de hafızamda yer etmişti. Yine kalbi rahatsız bir hasta da, bahçeye gelip gitmekten çok fayda gördüğünü söylerdi. Medyadan öğrendiğimize göre; kamuya ait 2 bin 644 sosyal tesis ve 237 bin lojman elden çıkarılacak, 2013 bütçesine gelir kaydedilecek. Bilhassa kamu kamp ve sosyal tesislerinden sadece 2 ay faydalanıldığı belirtiliyor. Ben bu köşede bir tarihlerde, sosyal tesislerin 12 ay faal olması gerektiğini; güneş-kum mevsimi dışındaki aylarda da buraların temiz hava ve suyundan istifade etmek isteyen çok kişinin bulunabileceğini yazmıştım. Hiç tatile çıkamayan, moral depolamak isteyen o kadar çok garip-gureba var ki... Kamu kamp ve sosyal tesislerinin satışından elde edilen gelirle, 81 ilin mesire yerlerine TOKİ tarafından sosyal tesisler yapılmalı, 12 ay boyunca başta hastalar olmak üzere, tatil yapamayan gelir seviyesi düşük ailelerin buralardan faydalanmaları sağlanmalıdır. Hastalar ve obeziteler için bu uygulama çok faydalı olacaktır. Hastalıklarda tedaviye giden yolda; ilaçtan çok, dini eğitim, sağlıklı beslenme, stressiz hayat ve havası-suyu temiz dinlenme mekanları daha etkili olacaktır. Tıp tahsili yapan doktorlara, isteğe bağlı Kur'an-ı kerim ve Peygamber Efendimizin Hayatı dersi verilmesi de önemli kilometre taşlarından olacaktır. Necdet Akman >> Gözlükçüler de e-reçete uygulaması istiyor 2012 ortalarında başlatılan, e-reçete uygulaması, mecburi hale getirildi. Sahte reçete, gereksiz tetkik ve muayene gibi işlemlerin devlete faturasının yüksek olduğu ifade ediliyor. SGK, bu durumun önüne geçebilmek için, e-reçete olarak ifade edilen elektronik reçete uygulamasını başlattı. Eczacı, hastanın verdiği numarayı girdiğinde, hangi hastaneden geldiğini, hangi doktorun baktığını ve yazılan ilaçları görebiliyor. Aynı zamanda hastanın TC Kimlik bilgilerini de kontrol edebildiği için, güvenli bir sağlık hizmeti sunumuna imkân veriliyor. Reçeteye yapılan eklemelerin ve reçetede yapılan değişikliklerin web ortamında yapılabilmesi zamandan tasarruf edilmesini sağlanıyor. Kâğıt reçetelerde yaşanan sıkıntıların başında gelen yanlış ilaç yazımları, hatalı ilaç isimleri, reçeteyi eczacıların okuyamaması gibi sıkıntılar e-reçete ile gideriliyor. Eski sistemde, hastanın hekime gidip reçete üzerinde gerekli değişiklikleri yaptırması ve imza alması gerekiyordu. E-reçete uygulaması, SGK'nın, sağlık hizmeti sunumu alanında yaptığı çalışmaların, en başarılısıdır. Gözlükçülük alanında kâğıt reçete uygulaması devam ediyor. Gözlükçüler olarak, elektronik reçete uygulamasının mümkün olan en kısa süre içerisinde, optik ürünler için de uygulanmasını istiyor, destekliyoruz. Üyelerimiz, teşhis, isim soy isim, dr, hastane bilgileri, reçete yazım hataları, vs. yüzünden, imzaladıkları optik protokol gereği para cezaları kesintilerle karşılaşmaktaydı. E-reçete uygulaması, medula işlemlerinin daha sade ve doğru yapılmasına imkân sağlayacak, istismarları önleyecektir. İlaçta başlatılan, böyle bir uygulamanın optik sektöründe başlatılması, aynı zamanda mesleğimize olan güven saygı ve itibarı da artıracaktır. Taylan Küçüker (Anadolu Gözlükçüler ve Optisyenler Federasyonu Bşk.) > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00