Sağlık Bakanı'nın dikkatine; Ben bir ev hanımıyım. Eşim de bir kamu kuruluşunda işçi olarak çalışıyor. Acımı sizinle paylaşarak, asıl konuya gelmek istiyorum. Benim özürlü bir çocuğum var. Doğumum esnasında hastanede doktor yoktu, sezaryen yapılması gerekirken yapılmadı; çocuk oksijensiz kaldığı için şu an spastik durumda. Özürlü kızım 11 yaşında. Diğer iki çocuğum sağlam, eşimle bir akrabalık bağım da yok; yani bütün sebep hastane yetersizliği, doktorun olmayışı... Asıl mesele ise şu; 3 yıl önce Burdur Merkez Kışla Mahallesi'nde yapılacak Doğum ve Çocuk Hastanesi'nin temeli atıldı. Bu işe en çok sevinenlerden oldum. Temeli zamanın Başbakanı attı. Seçim esnasında AK Parti Milletvekili adayı Dr. Bayram Özçelik Beye ve parti yöneticilerine bu işe yardımcı olmalarını istedik, onlar da ellerinden geleni yapacaklarını söylediler. Yeri istimlak edilmiş, temeli atılmış. Ama demirler ve betonlar kıştan dolayı dökülecek diye korkuyorum. Yoksa bu temeller hep seçim için göstermelik olarak mı atılıyor? Ben bir anneyim, başımdan geçen acı olay var. Doğum ve Çocuk Hastanesinin ne kadar önemli olduğunu yaşayarak öğrendim. Lütfen bu iş yarım bırakılmasın, bir an önce el atılsın. Acılı bir anne olarak, ailemizle birlikte, üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız... > Mürüvvet Gümüş - BURDUR Bekçiler hiç yıpranmaz mı? İçişleri Bakanlığı'na; Ben Meslek Lisesi Mezunu olarak 1984 yılında Emniyet Teşkilatı'na bekçi olarak girdim. Askerliğimi de borçlanarak 20 yılımı doldurdum. Biz bekçiler 9 saat çalışır, haftada 1 gün izin yaparız. Ancak, ne hikmetse, hastane laborantları, İlçe Tarım'daki teknisyenler, sanat okulundaki elektrik teknisyenleri yıpranma alır, bize 1 gün dahi yıpranma verilmez. Bilfiil 25 yıl gece çalışan bir insan hiç yıpranmaz mı? Lise mezunu bir polis, ortaokul mezunu başkomiser 3.-4. dereceye yükselip, 4/1'den itibaren ek gösterge alır, ama biz bu ek göstergeden mahrumuz. Bu gösterge neden bizi de göstermiyor? Halbuki biz de verilen her işi yaparız; teşkilatın eli, ayağı, gözü, kulağı gibiyiz. Lütfen bize yapılan bu haksızlığı düzeltin artık... > İsmi mahfuz Benim suçum ne? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na; Ben 22 yaşımda sigortalı olarak işe başladım. Şu anda toplam 6500 gün çalışmışlığım var. Ama yaşım yetersiz olduğu için emekli olamıyorum. Bir komşum 30 yaşında sigortalı olarak işe başlamış ve 5000 işgünü sonucunda SSK'dan emekli oldu. Peki benim suçum ne? Erken yaşta çalışma hayatına atılmam mı? Bu adaletsizliği göz önüne alarak bizim mağduriyetimizi giderici bir çalışma yapmanızı istiyorum... > Bayram Günaydın - DENİZLİ SSK ilaçlarımı niçin vermiyor? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na; Ben 2102445403 tahsis numaralı emekliyim. Kırşehir SSK Hastanesi, tedavim için 16.05.2002 tarihinde beni Kırşehir Devlet Hastanesi'ne sevk etti. Psikiyatri Servisinde yapılan muayene sonucunda, Sidrofil ilacının yazıldığı bir reçete verildi. Kırşehir SSK Hastanesi eczanesi bu ilacı vermedi, sağlık raporu istedi. Onu da çıkardım, yine ilacı vermediler. Buna benzer ilaç yazdırdım, "eczanemizde yok" diyerek onu da vermediler. Biz bu devlete 25 yıl emek verdik. Maaş kuyruklarında beklediğimiz yetmiyormuş gibi, ilaç kuyruklarında da bekliyoruz, ama ilacımızı alamıyoruz. SSK, trilyonluk ilaç yolsuzluklarını bize vermediği ilaçlarla mı kapatacak? > Ali Kurtbaş - KIRŞEHİR Kredizede çiftçilere bir çare bulun Sayın Başbakan'ın dikkatine; Rize Merkez Küçük Çayır Köyündeniz. Ziraat Bankası'ndan Hayvancılık Kredisi aldık. Aldığımız bu kredileri geri ödeyemedik. Faizlerin yüksek olmasından dolayı mağdur olduk. İşsiz ve fakir vatandaşlar olarak, yetkililerin bize bir kolaylık sağlamalarını istiyoruz. Zaten seçimler esnasında, biz çiftçilere bir kolaylık gösterileceği belirtilmişti. Anayasamızda da devletin vatandaşı koruması gerektiği belirtilmiş. Bize ve bizim gibi kredizedelere bir çıkış yolunun gösterilmesini bekliyoruz. > Hasan Esir (Küçük Çayır Köyü sakinleri adına) - RİZE