3 yıldır atama bekleyen öğretmenlerin sabrı kalmadı, yüzlerce öğretmen bunalıma girdi... Meclis kürsüsünde, Nimet Çubukçu ve Hüseyin Çelik tarafından, "2011 Ağustos ayında tek seferde 55 bin atama yapılacağı" sözünden geriye kalan 28 bin atamanın bir an önce yapılmasını bekliyoruz. Ülkemiz, OECD verilerine göre, dünyada öğretmen açığı hususunda 1'inci sırada yer alırken, bizler yüksek puanlarımızla 9 aydır hak mücadelesinde sağlığımızı yitirmekteyiz. Yıllarca okuduk, diplomalarımızı aldık ve öğretmen olduk. Derken karşımıza KPSS çıkarıldı, bizler sevdiklerimizden uzaklaştık, zevklerimizden fedakârlık ettik yine de yılmadık, ders çalıştık. Gecelerce kâbuslar gördük, günlerce gözyaşı döktük ama hep çalıştık. Sınava girdik yüksek puan aldık. Tam atanacağız diye beklerken, kendimizi bu mücadelenin içinde bulduk. Verilen sözler tutulmadı, tek seferde 55 bin atama sözü hayal oldu, 11 bin kadro verildi. Şubatta da 16 bin atama yapıldı; "55 bin" sözünden 28 bini hâlâ bekliyor... Artık başkalarının yaptığı hatanın bedelini ödemek istemiyoruz! Kadrolarımız açıkken, biz yüksek puanlarla 2012 KPSS'ye hazırlanmayı değil, okullarımızda, öğrencilerimizle olmayı hak ediyoruz! Temmuz'da 2012 KPSS var. Biz bu psikolojiyle nasıl ders çalışalım? Neden uğradığımız haksızlıklara herkes sessiz kalmaktadır? Önümüzü göremiyor, ucu belli olmayan bir tünele hapsolmuş gibi boğuluyoruz. Bunaldık, hastalanmaya başladık. Genç yaşımızda hak ettiğimiz ödül bu mu olmalıydı? Birileri lütfen bu sesimize kulak versin. Atama bekleyen öğretmenler Fen Edebiyat Fakültesi mezunlarına haksızlık yapılıyor KPSS-B-2010 sınavına girerek, memur olmak isteyen birçok Fen Edebiyat Fakültesi (FEF) mezunu, uzmanlık gerektirmeyen memurluklar için, fakülte/bölüm ayırımcılığından dolayı, FEF kodlarına az yer verildiğinden, üç merkezi atama geçmesine rağmen, 84-87 gibi puanlarla hâlâ atanamamıştır. Bilindiği üzere, KPSS-B sınavı, genel kültür ve genel yetenekten oluşan bir sınav olup, TUS, KPSS-A, Eğitim Bilimleri gibi bir uzmanlık sınavı değildir. Memur alımlarında FEF kodlarına çok az yer verilerek âdeta yok sayılıyoruz. Hal böyleyken, neden atanmak ümidiyle KPSS-B'ye giriyoruz? Mademki bu sınav Kamu Personel Seçme Sınavı adını taşıyor ise, neden sınavdan yüksek puan alanlar, bu bahsedilen kadrolar için hâlâ bekletilmektedir? Biz de gösterilen emeğin karşılığını almak istiyoruz. Kasım 2011 atamasında birçok kadro için taban puan 87.5'ta kaldı. Bunun altında kalan FEF mezunları için Haziran 2012 son şans. Çünkü 2010 KPSS puanları son defa kullanılacaktır. Bu yüzden, Haziran atamasındaki memurluk alımlarında, FEF kodlarının (4513, 4547, 4559, 4571, 4117, 4003, 4153), diğer nitelik kodlarının yanına eklenmesini ya da 4001 (herhangi lisans mezunu) kodunun konulmasını istiyoruz.. Atama bekleyen Fen Edebiyat Fakültesi mezunları İşportada satılan hazır okuma gözlükleri tehlikelidir!.. Prespiyopi, yaşın ilerlemesine bağlı olarak (45 yaş üzeri), göz lensinin uyum kabiliyetinin azalması ile ortaya çıkan fizyolojik bir durumdur. Yakın nokta gözden uzaklaşır. Batıda marketlerde, eczanelerde reçetesiz olarak geçici kullanımlar için satılan hazır yapılmış gözlükler, daha çok büyütme gözlüğü ya da aparatı olarak isimlendirilir. Optisyenlik müesseselerinde üretilen, kişiye özel optik sağlık gereci ile benzeşen bir yönü bulunmamaktadır Gözlere görme testi yapıldığında, her göz için farklı diyoptri ihtiyacı oranı %75'tir. İnsanlarda %80 oranında da astigmatisma bulunur. Böyle bir durumda, yeterli görmeyi sağlayacağını iddia etmek, optik sağlık gereci gibi mütalaa etmek bilim dışıdır Bu yüzden, bu hazır yapılmış gözlükler, yeterli (iyi görmeyi sağlayacak) düzeltmeyi sağlayamaz. Gözlüğün her iki gözünde de aynı siferik diyoptride lens takılıdır (+1.00-+3.00). Üstelik bu yaşlarda muayenesiz bu gözlüklere özendirmek, körlüğe sebep olacak hastalıkların tespitinin de atlanmasına sebep olur (glokom, diyabet). Bu tip gözlüklerin, belli bir ucuzluğu temini için cam ve çerçevesinde kullanılan malzemenin kalitesi de her zaman düşüktür. Ülkemizde işportada satılan hazır yapılmış gözlükler, her türlü hurda malzemeden, Uzak Doğu ülkelerinde üretilerek, daha çok kaçak yollarla ülkemize sokulmakta, kullanımına göz yumulması da göz ve görme sağlığı açısından tehlike oluşturmaktadır. Camları düşük abbe değerinden dolayı, kromatik aberasyona sebep olur. Çerçeveler belli bir standarda göre üretilmedikleri için, alerji ve tahriş yapabilir. Optisyenlik müesseselerinde gözlük kişiye özel olarak üretilir. Prizmatik etki meydana gelmemesi için, camın optik merkezinden bakması temin edilir. Bu tip gözlüklerin SGK reçeteleri karşılığı verilmesi, sözleşme fesih nedenidir. Vatandaşlarımızın işportadan bu tip gözlükleri almamalarının, göz ve görme sağlıkları için son derece önemli bir husus olduğunu hatırlatmak isteriz. Taylan Küçüker (Anadolu Gözlükçüler ve Optisyenler Federasyonu Bşk.) 65 milyar doların hesabı sorulmayacak mı? Başbakanlığa; Bugünlerde 28 Şubat sürecinin sorgulanması yapılmaya başlandı. Bu güzel bir gelişme. Ancak 28 Şubat, sadece demokrasimize yönelen bir darbe girişimi değil; sosyal, politik, toplum mühendisliği, medya, iş dünyası, üniversite ve ekonomik boyutları da olan çok kapsamlı bir girişimdir. O sisli dönemde toplam 21 banka batırılmış, milletin 65 milyar doları buharlaştırılmıştır. a) Batan bu bankaların yönetim kurullarında kimler vardı? b) Bu paralar kimlerin aracılığı ile, kimlerin cebine girmiştir? c) 28 Şubat sürecinin ekonomik boyutu da araştırılıp, milletin parası soygunculardan geri alınmayacak mı? 28 Şubat sürecinin bu boyutu aydınlatılmadan, 75 milyonun vicdanı rahatlamayacaktır. Yiğit Alpsen > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00