Avrupa Birliği'nin istekleri doğrultusunda, Kopenhag Kriterleri gereği habire reformlar yapılmakta. Devletin şeffaflaşması, birey haklarının korunması yönünde birçok yasal değişikliğe gidildi. Vatandaşı canından bezdiren, bazı yerlerde de rüşvet çarkına dönüşen kamu vakıflarına çeki-düzen verilmesi için de kanun çıkarıldı. Yapılan bunca yasal düzenlemeler vatandaşın şikayetlerini bitirmedi. Bürokratların, personelin yıllardır kazandıkları bazı alışkanlıkları bırakmalarını beklemek fazla saflık olur. Ankara'dan yazan Ekrem Şahin'in çektiği sıkıntıları, her gün birçok vatandaşın yaşadığına eminim: "30 yıllık memur emeklisiyim. Eş-dost ve babamın yardımıyla ev almaya kalkıştık. Bundan sonra başımıza gelmeyen kalmadı... Çankaya Belediyesi 3 ve 4. Bölgedeki Tapu Sicil Müdürlüğü'ne gittik. İlgililerle görüştük, satış işlemlerimizin hemen yapılacağını söylediler. Ama ne hikmetse bu işlemler bir türlü bitmiyor. Memurlarla defalarca görüşmemiz de işe yaramadı. Sorduğumuzda, önümüze birçok engel çıkarılıyor. Anladığım kadarıyla, müteahhit-emlakçı ve bazı memurlar arasında bir çark kurulmuş, bir meblağ ödenmeden bu çarkı aşmak mümkün değil. Bu duruma çok üzüldüm, kahroldum... Yetkililere sesleniyorum; oralara gidin, vatandaşın nasıl soyulduğunu, rüşvetin nasıl döndüğünü görün ve duruma el koyun. Bu cennet memleketimiz hep yanlışlar ülkesi mi olacak? Vatandaş hakkını hep yargıda, hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde mi arayacak?" Yapılacak olan gayet basit; yetkililer sıradan bir vatandaş gibi ilgili yerlere gitsinler, insanlarımızın çektiklerini bizzat yaşasınlar. Sorumluların yakasına ibreti alem için yapışsınlar ve gereğini yapsınlar. Bakalım, ondan sonra aynı densizliğe tevessül eden biri çıkar mı? Ekmekler, poşetlenmiş halde satışa sunulsun Ankara'nın Etimesgut ilçesinde oturuyorum. Ucuz ve gramajı fazla olduğundan, çoğu Etimesgutlu gibi biz de Halk Ekmeği alıyoruz. Bundan 2 sene önce Etimesgut'a belediyenin "Halk Ekmek Fabrikası" açıldı.. Bu fabrika sayesinde, artık ekmek bayilerinin önünde çok uzun kuyruklar olmuyor. Halk Ekmek Fabrikasına ben gitmedim, ama giden herkes ve yerel gazeteler fabrikanın tertemiz olduğunu, ekmeklerin son teknolojiyle, el değmeden üretildiğini söylüyorlar. Buraya kadar çok güzel, ama bundan sonrası güzel değil; o ekmekler fabrikadan çıkınca kamyonlara çıplak elle konuluyor. Bazıları da indirme bindirme esnasında yere düşebiliyor. Ekmeklere, fabrikadan geliş sırasında belki 10 tane çıplak el değiyor. Bu ellerin temiz olduğu kesin mi? Ekmek bayilerinde de ilgililer, göz göre göre paraları tuttukları elleriyle ekmekleri de elliyor. Bazen de para konan yerlere ekmek konuyor. Paraların üzerinde ne tür mikroplar, bakteriler olduğunu ve hangi tehlikeli hastalıklara yol açtığını bilirsiniz. Devletin vatandaşının sağlığını tehlikeye atmaması gerekir. İnsan sağlığının her zaman paradan daha önemli olması gerekir. Ben 1999'da Berlin'e 1 aylığına gittim. Poşetsiz ekmek satıldığını hiç görmedim. En ucuzundan en pahalısına kadar bütün ekmekleri poşetleyip öyle satıyorlar. Ekmekler fabrikada poşetlenip öylece satışa sunulsun ki gönül rahatlığıyla ekmek yiyelim. Kimse kimsenin elinin kirini yemesin... > İsmi mahfuz - ANKARA