Hükümetimiz; düşküne, hastaya yardımcı olmak için didiniyor. Devlet Hastanelerinde sabahın erken saatlerinde oluşan kuyruklar hastalarımızı perişan ediyor, çare bulmak gerekiyordu. Özel hastane ve sağlık kuruluşlarından yararlanmak istendi. Hastalar için büyük kolaylıklar ve rahatlama da sağlandı. Ne yazık ki yine bazılarının fazla kâr hırslarıyla istedikleri gereksiz tahlil ve tetkikler yüzünden gereğinden fazla masraflar oluştu, bu sebepten kısıtlamalara gidildi. Sağlık personeline, maaşlarına ilaveten, baktıkları hasta sayısına göre döner sermayeden pay verme yoluna gidildi, bu şekilde çalışanların şevklerinin de artırılması amaçlandı. Bu da istismar edildi, çekişmeler, hatta hayali hasta kayıtları bile görüldü. Bin yıllık kültürümüze dayalı üstün karakterimiz, yani; arslandan kaçar gibi haramdan kaçan, kul hakkına çok titiz olan, edepli, hayâlı, vakur yapımız cemiyetimizde kalsa idi; bütün güzel reformlar en güzel mahsullerini verirdi. Bu olmadıktan sonra, büyük gayretler bile boşa gidiyor. Arkadaşım; 80 yaşındaki babasını ısrarla buraya getirip misafir etmek ister. Adamcağız köyünden gelir. Akşamları üst kattaki ailenin gürültülü müziğinden hiç uyuyamaz. Oğluna merakla sorar; "bu yamyam gürültüsü gibi sesler nedir" diye. Oğlu, "bu gençlerin hoşlandığı müziktir" der. "Bu memlekette komşunun rahatsız olacağı düşünülmez mi" diye sorar ve komşu hakkı ile ilgili hassasiyetleri anlatır... "Burada bize benzemeyen davranıştaki kişiler acaba ecnebiler midir" diye sorar, oğlu acı acı gülümser. Bir haftalığına sahilde tatil yapmak için babalarını da götürürler. Oralardaki insan manzaralarını görünce de, "oğlum buralar hepten ecnebi dolu, ne olur beni hemen köyüme götür" der... > Opr. Dr. Ethem İlhan Olgay-ANKARA ------ >>> İşçilerin çoğunun düşük maaş aldığı neden saklanıyor? İşçilerin, ikramiye dahil aldıkları net maaşlar, yıllar geçtikçe hep azalmıştır. Az sayıdaki bazı uç örnekler verilerek, kamuoyu hep yanlış bilgilendirilmektedir. Şu anda çoğumuzun 609 YTL'lik maaşlarla çalıştığımız belirtilmiyor. Sayın Başbakanımız'ın Ulusa Sesleniş konuşmasında, işçi maaşlarını 1000 YTL olarak telaffuz etmesi, basında devamlı memur maaşlarından bahsedilmesi, bir işçi kuruluşu olan Türk-İş'in bile açlık ve yoksulluk sınırını açıklarken bunu memur maaşı ile kıyaslaması bizleri yaralamaktadır. 2003 yılında kamuda işçi sıfatıyla işe başlayan kişiler olarak, "eşit işe eşit ücret" ilkesinin bizim için de uygulanmasını istiyor ve bekliyoruz. > 2003 yılında işe girmiş bir grup kamu işçisi ------ >>> Sosyologlara yapılan haksızlığı düzeltin Adalet Bakanlığı'na; Türkiye'nin AB'ye uyum sürecinde, Adalet Bakanlığı'nda Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlükleri kuruldu. Bu düzenleme doğrultusunda, Sosyologlar da atanmış ve görevlerine başlamışlardır. Ancak, meslekleri yan ödeme kararnamesinde yer almadığından, Sosyologların maaşı, aynı işi yapan diğer uzman personelin 114 olan meslek tazminatının aksine 56 olarak hesaplanmıştır. Çözüm mercii Adalet Bakanlığı olmasına rağmen, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü topu Maliye Bakanlığı'na atarak; Sosyologlara, Maliye Bakanlığı ile görüşülmesini önermektedir. Sosyologların çalmadığı kapı kalmamış, her kapıdan elleri boş olarak dönmüşlerdir. Aynı şubede çalışıp da aynı işi yapmalarına rağmen, birinin diğerinin 2 katı maaş alması, iş uyumunu ve barışını gölgeleyecek niteliktedir. > Bir grup Sosyolog ------ Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00