Her şey böyle mi kalsın?

A -
A +

Aklı başında kiminle konuşulsa; sistemin tıkandığı, çağın gerisinde kaldığı, mutlaka köklü değişikliklerin yapılması gerektiğini söyler. Sistemin sağlıklı bir şekilde işlemediği ortada. Yaşadığımız onca kriz de bunun sonucunda oluştu. Hatta ülkemizin hak etmediği bir yoksulluğu yaşaması, sosyal çalkantılara düçar kalması, birçok acı olayın yaşanması, ahlâkî değerlerin erozyona uğraması hep bu sağlıklı işlemeyen sistemin sonuçları. Bunu yetkililer de kabul ediyor. Politikacılar bu durumu değiştirmek, köklü reformlar yapmak vaadiyle seçime girer; seçilenler de bu iş için uğraşır. Ama bu işi başarmak bir türlü mümkün olmamakta. İşlemez sistemden nemalanan bir kesim var. Bu kesim oldukça etkili, tamamına yakını tahsilli, yetkili... Gelen politikacıların her adımı bu güruhun sert muhalefetiyle karşılaşır. Bu reformları engellemek için her türlü mücadeleye girişirler. Toplumsal gerilim, sokaklara inme, hassas çevreleri harekete geçirme... Genellikle de belden aşağı vururlar. Bunlar da yetmezse, olayları çarpıtarak dışarıya yansıtırlar, oralardaki uzantıları vasıtasıyla engelleme yoluna girerler. Bu engellemeler karşısında çoğu zaman siyasi iktidarın enerjisi tükenir, şevki kırılır, reform çabaları bir başka bahara ertelenir. Mukavemet edip, bütün engeller aşılsa bile, genelde kuşa çevrilmiş bir düzenleme ile yetinilir... Bütün bunlar, haklar, halkın iyiliği, ülkenin dirliği, düzenin devamı kisveleriyle lanse edilir... Sağlıktaki işleyişten yıllardır bütün vatandaşlar bizar duruma düşmüştü. İki bakanın üstün gayretleriyle önemli adımlar atıldı. Zamanla aksayan yönleri de giderilirse, çok önemli neticeleri getireceği ortada. Ama doktorların bir kısmı istemiyor. Bu düzenlemelerin hiçbirisini istemiyorlar. Eski tas, eski hamam olsun istiyorlar... Bereket, bütün doktorlar böyle düşünmüyor. Bazı meslek örgütlerini ele geçirip, ideolojilerine üs yapan, çoğu tavırlarıyla 70'lere takılıp kaldıkları anlaşılan bazı meslek erbapları artık bu milletin önünü tıkamamalı. Bir fikirleri varsa onu söylesinler, ama Türkiye'nin değişmek zorunda olduğunu kabullensinler. İyi şeyleri, mutluluğu, insanca yaşamayı bu halka çok görmesinler... Tam düşünülmeden çıkarılmış kanun! 1997 yılında SSK'dan emekli oldum. 9.05.2001 tarihinde açıktan atama ile, Emekli Sandığına bağlı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olarak İngilizce öğretmenliği görevime başladım. Yasa gereği her iki kurumdan da maaşımı almaktaydım. 2005 Ocak ayında çıkan emeklilik yasasına göre, iki resmi kurumdan maaş alınamayacak: Ya SSK'dan alınan maaş kesilecek, ya da Emekli Sandığı'na tabi olduğum öğretmenlik görevimden ayrılmam gerekiyor. Ben, SSK'dan (yaşlılık) emekli maaşım kesilerek, Emekli Sandığı'na bağlı 657. maddeye tabi olarak öğretmenlik görevime devam etmeyi ve SSK'da geçen hizmetimin Emekli Sandığı'na devredilerek birleştirilmesini istedim. Ancak, Emekli Sandığı, yeni yasaya göre, SSK'dan aldığım maaşımın kesilmesi ve Emekli Sandığı'na tabi olarak çalışmaya devam etmem durumunda, yasanın uygulanmaya başladığı tarihten itibaren 15 yıl daha fiili olarak çalışmam karşılığında Emekli Sandığından emekli olabileceğimi bildiriyor. Bize gelen yazıya göre, bir önceki Emekli Sandığı ve SSK'da geçen 25 yıllık hizmetimin de dikkate alınmayacağı hükme bağlanmış. Benim daha evvelki 25 yıllık hizmetim boşa mı gidecek? İki kurumdaki önceki hizmetlerimin birleştirilerek mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Benim durumumda olup, mağdur edilmiş çok sayıda öğretmen bulunduğunu öğrendim... Bir öğretmen ------------------------------------------------------------------ Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.