T.C. Merkez Bankası Vakfı'nın yapısı, para kaynakları, bu vakıftan alınan astronomik maaşlar yazıldı çizildi. Türkiye'nin ekonomisine yön verenlerin kendi hesaplarına nasıl çalıştıklarını ibretle öğrenmiştik. Bir kısmı bugün çeşitli gazete köşelerinde ekonomi dersi veren, danışmanlık yapan kişilerin, fakir halka ait parayı, yüklü maaş almak için kendi vakıflarına nasıl aktardıklarını okurken dudaklarımız uçuklamıştı... Ama, 26 yıl Merkez Bankasında çalışmış bir vatandaşın yazdıklarını okuyunca, hayretler içinde kaldım; konunun daha iyi anlaşılması için buraya aldım. İşte ismi bende saklı okuyucumun yazdıkları: "T.C. Merkez Bankası Vakfı, milyarlık maaşlar dağıtıyor; bu maaşlar 2 milyar, hatta 20-25 milyarı bulabiliyor. Bu maaşların kimseye söylenmemesi için tembihte bulunuluyor. 1988 yılında dönemin banka başkanı, başkan yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri; banka mensuplarına emekliliklerinde destek olmak amacıyla bu vakfı kurdular. Ama ne yazık ki bu vakıf, sadece kurucularını ve bir kısım üyeyi refaha kavuşturmuş, üyeleri birbirine düşürmüş, hakkını arayan üyeleri mahkeme kapılarına sürüklemişter. İşte can alıcı sorular: 1988'de vakıf kurulurken, 20 yıl geriye dönük, yani 1968'den itibaren, 20 yılı kapsayan toplu parayı, her üye için hazine kasasından alıp, vakfın kasasına aktardılar mı? Bakan Mehmet Ali Şahin, haklı olarak biriken katrilyonların nasıl oluştuğunu soruyor. Hiç emek vermeden elde edilen bu toplu para, üye vefat edince mirasçısına verilmiş ve verilmekte midir? Biriken paralar için; üyelerden kesilen %10 üyelik aidatı ve her ay üye adına yatırılan%20 banka katkısı kaynak olarak gösteriliyor. Kaldı ki banka katkısı 1995'te bakanlıkça kesilmiştir. Hazine kasasından her üye adına vakıf kasasına konan toplu para gerçekten örtbas edilmiş midir?.. 1988'de vakıf kurulduktan sonra 1-2 ay çalışıp emekli olanlara bile, kendilerinden kesilen üyelik aidatı çok az olmasına rağmen, bunların adına aktarılan hazine parasından dolayı 4-8, hatta 20 milyara varan maaşlar verildi mi?.. Vakıf üyeliğinden çıkıp tekrar üye olanların banka katkılarına, hazineden bunlar adına konan toplu paralara el kondu. Bu üyelerden, "1988 öncesi hakkımdan, banka katkılarından feragat ettim, hak aramayacağım" şeklinde imzalı yazı alınmış. El konan para, yani hazineden alınan para, bono alınarak yine hazineye borç verilmiş ve yüksek faizler alınmış mıdır? Çeşitli oyunlarla bazı üyelere bir verilerek mağdur edilirken, kendilerine ve bir kısım üyeye on vermişler midir? 26 sene bankada çalışıp emekli olmuş yüksek tahsilli bir elemana 400 milyon verilirken (üyelikten çıkıp tekrar üye olduğu için), aynı masada oturup aynı işi yapan, daha az üyelik kesintisi olan bir üyeye 4 milyar maaş ödendiği iddia ediliyor... Bir tarafta mağdur olanlar, öbür yanda hak etmedikleri halde büyük bir paraya konanlar... Herkes yaptıklarından dolayı adalete hesap vermeli, bu çark böyle devam etmemeli. İlgili bakanların ve sorumluların, işin bu cephesini de soruşturarak gerekeni yapacaklarına inanıyorum." Birkaç ay sonra mezun olacak öğretmenler buruk Milli Eğitim Bakanlığı 10 bin öğretmenin atamasını yapacak. Ama şu anda üniversitede okuyup birkaç ay sonra mezun olacaklar ile mezun olduğu halde yeterli baraj puanını alamayanlar bu atamayla biraz daha burukluk yaşadılar. Kendileri için önemli bir fırsatın kaçtığını düşünerek üzülmekteler... Sayın Bakanın Bu kesim için de duyarlı olacağına inanıyoruz...