Gazetemizin 7 Temmuz 2008 tarihli bu köşesinde, "Erasmus Programına Hak Kazananlar Mağdur Ediliyor" başlığı altında O.Ç.'nin şikâyetine yer vermiştim. Konu ile ilgili, Devlet Planlama Teşkilatı AB Egt. ve Genc. Prg. Mrk. Başkanı Dr. Fatih Hasdemir imzasıyla gelen açıklama kısaca şöyle: "Erasmus programı, Türkiye'de son 4 yıldan beri uygulanmaktadır ve tüm Avrupa'da örnek olarak gösterilen bir başarı öyküsü niteliğindedir. Nitekim 2005/2006 akademik yılında, programlara üye tüm ülkelerin ortalama artış miktarı bir önceki döneme göre % 7.2 seviyesinde kalmışken, Türkiye'deki yararlanıcı öğrencilerin sayısındaki artış % 149 olmuştur. 2006/2007 yılında da, Erasmus öğrencileri Avrupa genelinde sadece % 3.2 oranında artarken, bu artış Türkiye'de % 56 olarak gerçeleşmiştir. 2007/2008 döneminde, bu artışın Avrupa'da aynı seviyede kalması, Türkiye'de ise % 40'ı aşması beklenmektedir. O.Ç. isimli öğrencinin yakındığı durum, kısaca bu yıldan itibaren başvuruda bulunan her öğrencinin Erasmus programından yararlanamayacağı gerçeğidir. Ancak, 'Ulusal Ajans'ın hibeleri önceden belirtilmemiş bir şekilde kısıtlaması ve problem çıkartmış olması' şeklindeki iddialar tamamen asılsızdır. Şu an içinde bulunduğumuz 2007-2013 dönemine ilişkin bütçe çalışmaları, 2006 yılında tamamlanmış ve Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. İlk dönemdeki performansa istinaden, 2006 yılında 39 milyon euro olan Başkanlığımızın bütçesi, yapılan ikili görüşmeler ve analizler sonucunda, 2007 yılında % 79 oranında artırılmış ve yıllık 70 milyon euro seviyelerine yükseltilmiştir. 2006 yılında 10.8 milyon euro seviyesinde olan yıllık Erasmus ödeneği, % 130'luk bir artışla 2007-2008 dönemi için 24.8 milyon euro seviyesine çıkarılmıştır. 2008 yılında, 2006 yılına göre % 130'u bulan ödeneklerdeki artış oranı, imzalanan 7 yıllık anlaşmalarla her yıl % 10'a yakın oranlarda artmaya devam edecektir. Oysa Erasmus programına gösterilen talep çok daha hızlı bir artış göstermektedir. 2007 yılında yükseköğretim kurumlarımız tarafından oluşturulan Erasmus talebi 10.000 öğrenci civarında iken, 2008 yılında bu rakam 19.000 seviyesine yükselmiştir. Yani bütçe % 10'lar seviyesinde artarken talep her yıl % 100'e yakın oranda artmaktadır. Programların Türkiye'de ilk kez uygulanmaya başlandığı 2004, 2005 ve 2006 yıllarında ödenekler talebin tamamını karşılamaya yetmekteydi. Kaynaklardaki artış oranının talebe göre düşük kalması, yeni dönemle birlikte artık Erasmus programından her başvuranın yararlanmasının mümkün olmadığını da göstermektedir. Bu durum, yükseköğretim kurumlarının, kendilerine Başkanlığımız tarafından tahsis edilen kaynağı en verimli şekilde kullanmalarını gerektirmektedir. Erasmus programının uygulanmasına ilişkin, yükseköğretim kurumları ile Başkanlığımız arasındaki bilgi akışında da bir problem olmadığının altının önemle çizilmesi gerekmektedir. Eğitim ve gençlik programlarının yürürlüğe girmesinden itibaren, geçen son dört yıl içerisinde ulusal ajans kaynaklarından yararlanan tüm yükseköğretim kurumlarında Erasmus programı ile ilgilenen koordinatörlükler ve birimler kurulmuştur. Sürece ilişkin tüm bu hususlarda olduğu gibi, ödeneklerin hangi oranlarda artacağı hususunda da yükseköğretim kurumlarımıza zamanında bilgi verilmiş; özellikle kendilerine tahsis edilecek ödenek miktarı kesinleşip açıklanmadan öğrencilere, Erasmus programına seçildikleri ve programdan yararlanmalarının kesin olduğu şeklinde bir algılamaya imkân verecek açıklamalar yapmamaları ve beklentiler doğurmamaları gerektiği hususu da açıkça bildirilmiştir. Kaynakların kısıtlı olması, neredeyse tamamının kullanılıyor olması, her yıl yurt dışına 6-7 bin öğrencimizin gönderiliyor olması ve bunların sonucunda Türkiye'nin Avrupa Birliği sistemi içerisindeki tüm ülkelerde uygulanan programlarda ilk kez bu kadar üst sıralara yükselebilmesi çok önemli gelişmelerdir." >> Hakkımı aradım, kazandım Bir bankanın kredi kartını kullanıyorum. Her kart sahibine yaptıkları gibi, benim kartım için de yıllık kullanım ücretini kestiler. İlgililerle yaptığım görüşmeler bir netice vermeyince, Büyükçekmece Hakem Heyeti'ne müracaatta bulundum. Hakem Heyeti benim lehime karar verdi, banka da bu karara uyarak, kestiği ücreti iade etti. Hakkımı aradım kazandım. Kredi kartları için yıllık kullanım ücreti ödeyen herkesi, haklarını aramaya davet ediyorum. Vatandaş olarak daha duyarlı olmalıyız, tüketici olarak hiçbir oldu-bittiyi sineye çekmemeliyiz... * Ahmet Uysal