Hesabı Hükümet verir

A -
A +

Bir vatandaş olarak, tek bir muhatabım var; Hükümet. Demokratik bir seçimle ipi göğüsleyip, bütün sorumlulukları üstlenen, bir süre sonra da yaptıklarının kabul görüp görmediği hususunda halkın hakemliğine başvuracak olan Hükümet... Enflasyondan, faiz oranlarından, bütçe açıklarından, iç ve dış borçlardan, cari açıktan, işsizlikten, eğitimdeki aksamalardan, sağlıkta layıkıyla hizmet alamamaktan, can ve mal güvenliğinden, iç barıştan, yolların bozuk olmasından, suların akmamasından, elektriklerin kesilmesinden... Kısaca aklımıza gelebilecek her türlü problemden Hükümeti sorumlu tutarım, onlardan hesap sorarım, vatandaş olarak verdiğim görevi geri alırım. Zaten seçmen olarak 5 yılda bir bu hak bu sebeplerle bana verilmiş... Bürokratı, rektörü, doktoru, öğretmeni, polisi ya da diğer kamu görevlilerini tanımam, muhatap almam. Onlarla bir sözleşmem yok. Benim seçtiklerim, bütün sorumluluğu yüklenerek o kişileri görevlendirmişlerse, hesabını da onlar sorsun ve bana açıklamada bulunsun. Benden oy istenirken, belli alanlara karışmayacaklarını söylemediler. Üniversiteye giden çocuğumun iyi bir eğitim almasından sorumlu olmadıklarını belirtmediler, oradaki gençlerin problemleriyle ilgilenmeyeceklerini de söylemediler. Türkiye'nin bütün problemlerini çözeceklerini, hayat standardını yükselteceklerini, rahat edebileceğim bir ortam sağlanacağını belirterek oy istediler; vatandaş da 5 yıl için görevi verdi. Görevi devralanların da sorumluluğu istedikleri bürokratlarla paylaşma hakları var. Kendilerince iyi görmedikleri üniversiteleri ya da başka kuruluşları hukuki çerçevede değiştirme hakları var. Yapılan işler benim menfaatime değilse zaten ben onları değiştiririm. Demokrasinin güzelliği de burada... Ama bir bakıyorsunuz, bir vali görevden alınınca, feryadufigan ederek, rejimin ne kadar büyük bir tehdit altında olduğunu söylüyor. Düne kadar kendisi görevdeyken tehlike yoktu. Kimse onun kadar bu vatanı, bu ülkeyi sevmiyor. O görevden alınınca ülke de rejim de tehlikeye girer! Yakışır mı, bu milletin en tepe noktaya getirdiği bir bürokratına? Üniversiteye de karışamazlarmış! Bol para, bol kadro verecekler, ama en ufak bir etkide bulunamazlarmış. Fakat kendileri sabah-akşam memlekete nizam verme beyanatlarından imtina etmeyecekler! Van'daki olayı anlayan var mı? Bir iddia var; yargı da işin üzerine gitmiş, bir karar vermiş. Karar isabetli olmayabilir, sonradan düzeltilebilir de. Ama bütün bu olayları rejim konusu yapıp, bu kadar büyük fırtınalar kopartmak, ülkenin bilim adamına yakışır mı? Vatandaş olarak ne o rektörleri, ne de valileri, ya da başka bürokratları tanırım. Tanıdığım, muhatap aldığım, her şeyden sorumlu tutacağım, sandıkta hesap soracağım kişiler belli; seçilmişler. Onlar da bunu iyi hesaplasın... > Eğitim meselesi, okul kapatılarak mı çözülecek? Bir gazete haberinde, Endüstri Meslek Liseleri'nin çöktüğü, bu okullarda 166 bölümün kaldırıldığı, 41 okulun da kapatıldığı belirtiliyor. Ben, Sakarya'dan 2000'de mezun oldum, Metal İşleri Öğretmenliği Bölümü'nden. Mezun olurken, 300 milyona devlet bize Sınıf Öğretmenliği Sertifikası vermişti. Mezuniyetimden beri tayinimi alamadım. Bize verilen kadro en fazla 10 kişi, her sene 45 50 milyon sınav parası veriyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı, "Maliye kadro vermiyor" diye açıklamada bulunuyor, ama bu açıklamayı sınav sonuçları açıklandıktan sonra yapıyor, bir anlamda tokatlanıyoruz. Yazıktır ya, bizler o kadar zengin değiliz, tayini alsak, uzayı keşfetmiş gibi sevineceğiz. Dededen yok, anadan yok, babadan yok... Lütfen ya, bundan sonra Teknik Öğretmen almayacaklarsa, bari baştan söylesinler de kitap falan almayalım, yıl boyu boş yere çalışmayalım ve dolandırılmayalım. Sayın Bakan, bu olaya nasıl bir çözüm bulmayı düşünüyor acaba? Yoksa, "ne haliniz varsa görün" fikrinde mi? Bizlere de Sınıf Öğretmenliği şansı tanıyamazlar mı? Fen-Edebiyatçılara vermişlerdi. Bizler ne olacağız, eğitim meselesi okul kapatılarak mı çözülecek? ¥ Ferhat Önat-ADANA > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.