"Hızlı ve verimli yargı reformu için acil hedefler"e nasıl ulaşılır?

A -
A +

Adalet Bakanlığı İlgililerine; "Hızlı ve verimli yargı reformu için acil hedefler"e ulaşılması için, alınmasını gerekli görebildiğim tedbirleri aşağıda sıralıyorum; görülecektir ki, böyle bir hedefe, Adalet Bakanlığı'nın bugünkü mevcut kadrosuyla da ulaşmak mümkün olabilir. Tabii artık bu işler seçim?sonrasına kayacaktır. Önerdiğim tedbirler: 1- Ertelemeler, dosyanın çokluğuna ve yargının yavaş işlemesine sebep oluyor (9.3.2011 tarihli Serbest Kürsü'de yayınlanan bahis konusu sistemle, ertelemenin azalması, yargıyı hızlandıracak adımlardan birisidir..) 2- Hakim sayısı kadar savcıya neden gerek olduğunu anlayabilmiş değilim; savcıların bir kısmı hakimliğe kaydırılmalı.. Ticaret mahkemelerine de tek hakim bakmalı, üyeler diğer mahkemelere kaydırılmalı.. Heyet, çözümü zor davalar için, her ayın belli bir günü ayrılarak ve hukuk mahkemeleri hakimlerinden yararlanılarak çok arızi hallere hasredilmeli.. 3- Mahkemeler daha çok salı ve perşembe günleri duruşma yapıyor; duruşmalar haftanın 4 ya da 5 gününe yayılsa, her güne düşen dosya sayısı azalır. 4- Gereksiz Bürokratik Yazışmaların Kaldırılması: Her müzekkereyi savcılığa yazma ve polisi posta gibi kullanma bürokratik ve işi uzatıcı yazışmalar kaldırılmalı. Mesela, tazminat davalarında, sonuçta polis de tarafların beyanını yansıttığına göre, vatandaş direkt kendisi mahkemeye beyanda bulunmalı, polis ve savcılık bürokratik işlemlerle boğulmamalı, asli görevine ayıracağı zamanı böyle şeylerle tüketmemeli.. (Yalan beyanda bulunmaya getirilecek müeyyideler, polisin beyan almasından çok daha etkili olacak, mesai israfı önlenmiş olacaktır.) 5- Sulh Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Hukuklar arasındaki sınır iyi ayarlanmalı (harç miktarı iyi ayarlanmalı, yükselince sulh hukukta, azaltınca As. Hukukta dosya kabarıyor..) 6-Harç miktarının yükselmesiyle Sulh Hukuk Mahkemeleri'nde çoğalan dosya sayısına bir de vesayet işlerinin eklenmesi, bu mahkemelerin yükünü taşınmayacak kadar çoğaltıyor; bu sebeple vesayet işleri için ayrı mahkemeler kurulmalı.. 7- Komşu kavgaları, küçük aile kavgaları gibi uzlaşmaya müsait nizalar, -tarafların mahkemelere itiraz hakkı saklı tutularak- Muhtarlıklarda, uzlaşma ya da küçük tedbirlerle çözüme bağlanmalı.. (Bekçilerle ve nüfus daireleriyle koordineli çalışarak, Muhtarlıklar daha muhkem hale getirilmeli..) 8- Nizasız verasetlerle, kanuni hak ihtiva etmeyen anlaşmalı boşanmalar, nüfus dairelerinde her iki tarafın başvurusu ve beyanlarıyla çözümlenebilmeli, sonuçta bu konularda nüfus kaydına göre karar verilmiyor mu?.. Halil Behzat Belevi Derece alamayan memurlar haklarını bekliyor Bilindiği gibi, 5289 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerine Bir Derece Verilmesi Hakkında Kanun, 08/02/2005 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İlgili kanunla, 15/01/2005 tarihinde görevde bulunan ve daha önce kendilerine 2182, 2260 sayılı kanunlar ile 457, 458 sayılı kanun hükmünde kararnamelerle derece verilmeyen sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlar da dahil olmak üzere, devlet memurları ile diğer kamu görevlilerine bir derece verilmiştir. 5289 sayılı kanunla beraber, bugüne kadar 1979 ve 1991 yıllarında verilen bir derece imkânı, son olarak 2005 yılında verilmiş olmaktadır. Bu yeni derece sadece kanunun yürürlük tarihinde memurluk yapanları kapsadığından, yürürlük tarihinden sonra memur olan kişiler bu haktan faydalanamamaktadır. Mesela, 15.1.2005 tarihinde görevde bulunan bir memur ek dereceden faydalanabilirken, 16.01.2005 tarihinde göreve başlayan yeni bir memur bu haktan faydalanamamıştır. Durum bu şekilde olunca, 16.01.2005 tarihinde göreve başlayan bir memur yeni bir kanun çıkmasını 10-15 yıl beklemek zorunda kalmakta ve bu sürede devamlı olarak düşük maaş almakta, aynı zamanda kendisinden bir gün önce işe başlayan bir memur ile arasında kıdem bakımından bazı unvanlarda 2 yıl bazılarında ise 3 yıl haksız yere bir fark oluşmaktadır. Dolayısıyla, bir derece artışı, yeni göreve başlayan kamu görevlileri için kamudaki ücret dengesizliğini gidermekten uzaktır. Hükümetimizin, 15.1.2005 tarihinden sonra göreve başladığı için dereceden faydalanamayan memurların mağduriyetini gidermek için çalışmalar yapacağını ümitle beklemekteyiz. Bir grup memur Lütfen gelinim ve torunumun gelmesini sağlayın! Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım, Sayın Dışişleri Bakanım; 2009'da Türkmenistan uyruklu Solmaz Kurbanova turist olarak Türkiye'ye geldi; Yalova Armutlu'da oğlum Sadık Ever ile tanışmış, birbirlerini sevdiler, evlenmeye karar verdiler. Ailesinin de görüşünü alarak, Solmaz Kurbanova ile oğlumu evlendirdik. Geçen sürede, bir çocuk bekleyen gelinimin oturma süresi bitmişti, doğum için Türkmenistan'a gönderdik. Şu an doğum olalı 8 ay oldu, bütün çabalarımıza rağmen, gelinimi getirmekte başarılı olamadık. Gelinime, Türkiye'ye 5 yıl girme yasağı konmuş, ailece yıkıldık. Asgari ücretle çalışıp, geçinmekte zorlanan bir aileyiz. Bu durum da bizi iyice zora soktu. Lütfen buna bir çözüm bulun, oğlumla gelinimi Armutlu'da kavuşturun, bizi gelinimiz ve torunumuzla buluşturun... Mustafa Ever-Armutlu/YALOVA > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.