Hobi olsun diye 19 yılımızı vermedik!

A -
A +

Ben, sık sık trenle seyahat eden, yaşını başını almış, vaktini doldurmuş birisiyim. Geçenlerde seyahat esnasında, bir grup üniversiteli gençle sohbet etme imkanını buldum. İlginç bir seyahat oldu benim için. Gençlerin değerlendirmelerini sizlerle paylaşmak istedim. 20-28 yaşlarında olduklarını öğrendim. 15-19 yıllarını okul sıralarında geçirmişler. Büyük imtihanı başarıp, üniversiteli olmuşlar; anfilerde sabırla bilim öğrenmişler, yurt köşelerinde sabahlamışlar... 6 kişilik gruptan, 1 Uluslararası İlişkiler, 1 Kamu Yöneticisi, 1 Coğrafya Öğretmeni, 2 Mühendis, 2 de Eğ. İletişim ve Planlamacısı mezunu var. Bu gençler dertli; "Biz 15-19 yılımızı hobi olsun diye okul sıralarında geçirmedik. Kendimize yaşanabilir bir hayat standardı hazırlayabilmek, umutla gelecek planı yapmak için bunca yılımızı harcadık" diyorlar. Haklılar da. Bir üniversite mezunu oldukları için kendilerini kutladım. Ama devam ettiler, "işsiziz!"; boğazım düğümlendi... Ne diyeceğimi şaşırdım. Devletin, personel ihtiyacını karşılamak için DMS yaptığını, her meslekten eleman alımı yapıldığını söyleyecek oldum. Onlar da bu sınava girmişler, hatta kimisi 70, kimisi de 80'in üzerinde puan almışlar. "Şimdiye kadar 5 defa alım oldu, kimi alımlarda şartlar uymadı, bazen hizmet birimlerimizde alım olmadı. Devlet bizi oyalıyor, beklemekten usandık." diye anlattılar İdari Bilimlerden mezun olan ikisi çok dertli. "En son 15 bin bankacı bize rakip yapıldı." Aynı sınıftan atama bekliyorlar. Anladığım kadarıyla gençlerimiz devletten çok şikayetçi. Onlara sahip çıkacağımıza , kaybediyoruz... Yaşadığım ilden biliyorum; trende biletçi emekli olmasına rağmen, sözleşmeli olarak tekrar aynı işi yapıyor. İlin üniversitesinde güvenlik şefi olarak emekli komiser çalıştırılıyor. Daha birçok örnek... Ne biçim bir anlayıştır ki, emekli çalışıyor, gençler işsiz... Emekliliği geldiği halde emekli olmayanlar; emekli olduğu halde kurumunda çalışanlar yüzünden gençler kaybediliyor. Sohbet koyulaştı, ama gençlerin yüzü gülmüyor. Böyle bir ortamda nasıl gülsünler ki... Bir futbol maçı saatlerce veriliyor, her pozisyon defalarca tekrarlanıyor. Ama Türkiye'nin geleceği olan gençlerle ilgili bir program görmedim... "Devlet fırsat eşitliği sağlasın" diyorlar; çok şey mi istiyorlar? Onlar bu krizin, bu yanlışlıkların sebebi ve sorumlusu değiller. Bedelini onlara ödetmek çok büyük bir haksızlık... > Hasan Hüseyin Eyin - BALIKESİR Burslarımız neden yatırılmadı? Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na; Bizler, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne burs için başvuran bir grup üniversite öğrencisiyiz. Belediyece asılan burs kazanmış öğrenci listesinde ismimiz yer aldı ve yaklaşık 25 gün önce bankamatik kartlarımızı aldık. Aldık almasına, ama hesabımıza henüz hiçbirşey yatırılmadı. Oysa birçok arkadaşımızın hesabına 80 milyon, 20 gün öncesinden yatırıldı. Bizim hesabımıza neden yatırılmadığını belediyeden sorduğumuzda bir türlü tatmin edici cevap alamadık. Aynı sıkıntıyı geçen sene de yaşamıştık.. Sayın Melih Gökçek'in durumumuzla ilgilenmesini arz ederiz. > Birkaç Gazi Üniv. Öğrencisi Ortalık tozpembe mi? Dürüst, kanunlara saygılı, vergilerini hakkıyla ödeyen esnaflar artık ayakta duramaz hale gelmiştir. Hortumcuların saltanatı ise devam etmekte; kaçırılan servetler de maalesef her gün sayıları artan yeni vergilerle bizlerden alınmaktadır. Her hafta şans oyunlarından, devlet dairelerinden vs. milyarlarca lira toplanmasına rağmen; kırılan okul camları bile biz velilere ödetilmektedir... Pahalılık, işsizlik yüzünden intihar edenler, bunalıma girenler, yıkılan aileler, cinayetler, soygunlar gazete ve televizyonlarımızda haber olmaktadır. Bunların hepsi ilgililere birer uyarıdır. Hal böyle iken, bazılarının ortamı tozpembe göstermesi ilginçtir... > Ali Şener - ZONGULDAK

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.