Hopa üzerinde oyun oynanmasın!

A -
A +

Hopa, Artvin'imizin iki sahil ilçesinden biri. İnsanları mert, açık sözlü ve o kadar da kadirşinas. Sözlerini evelemeden gevelemeden açıkça söyleyen, konuşulacak şeyi insanların yüzüne söyleyen insanlardan oluşmuş bir ilçe. Bu güzel ilçenin güzel insanları, 31 Mayıs 2011 tarihinde Hopa'da yapılan mitingde, marjinal bir grubun Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na karşı yaptığı terör niteliğindeki eylemlerden çok rahatsız. O tarihte, AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan,seçim kampanyası programı çerçevesinde Hopa'ya gelir. Hopa'da birtakım ideolojik gruplar HES'leri (Hidroelektrik Santral) protesto etmek niyetiyle toplanırlar. Polisin uyarılarına rağmen grup dağılmaz. Polis biber gazı sıkmak suretiyle grubu dağıtmaya çalışır fakat grup taş ve sopalarla AK Partililerin araçlarına saldırır ve araçların camlarını indirir. Bu kargaşa ortamında Başbakanımız miting alanında konuşmasını tamamlar ve geri dönmek üzere seçim otobüsüne biner. Bu arada protesto gösterisi devam etmektedir. Miting sonrası, grup otobüsü taşlamaya başlar, atılan bir taş Başbakan'ın korumasına isabet eder, koruma otobüsten düşer ve ağır yaralanır. Hopa savaş alanına döner. Astım bronşit olan bir Hopalı hemşehrimiz de aşırı heyecana bağlı olarak vefat eder. Hopa üzerinde siyasi hesap yapılmasının yanlış olduğu ve bu olayın kaşınmaması gerektiği ortada. Birtakım insanlar, (sev veya sevme) Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na "hoş geldiniz" diyeceklerine veya onu Hopalılara en yakışır bir şekilde ağırlamaları gerekirken, otobüsüne taş atarak ne derece nezaketsiz bir hareket içerisinde olduklarını gösterdiler. Bir misafiri en iyi şekilde ağırlamayı bırakın bir kenara ona karşı nezaketsiz harekette bulunmanın ne kültürümüzde yeri vardır ne de insanlığımızda.. Başbakan'ın otobüsüne taş atmaktan kasıt nedir acaba? Başbakan'ı ve ekibini korkutmak mı, yoksa Başbakan'a zarar vermek mi? Bu eşkıyalık değil de nedir? HES'leri protesto etmek demek, terör yapmak mıdır? Bu mudur demokratik tepki? Devletin otoritesini bozmak demek, terör demek değil midir? Eğer maksat HES'leri protesto etmekse veya engellemekse, demokratik hakkınızı kullanırsınız, yürürsünüz veya konuyu yargıya götürürsünüz, yargı da gerekeni yapar. Bu nasıl anlayıştır ki taşlı sopalı saldırıda bulunuyorsunuz. Gelelim olayın siyasi boyutuna... Olay sonrası Trabzon mitinginde Başbakan bu çirkin olaya değinerek olaya karışan insanları kastederek, "Hopa'ya eşkıya inmiş de haberimiz yok" dedi Başbakan, çok doğru söylemiş. Başbakan'a katılmamak mümkün değil. Otobüsüne taş atma eylemi, Türkçe'de daha nasıl izah edilir? Türkçe'de bunun adı terördür, eşkıyalıktır. Başbakan, "Hopa eşkıyadır" diye bir şey dememesine rağmen, Hopalının üzerinde siyaset yapmak adına, bazı siyasetçiler bunu malzeme olarak kullanıyorlar. Başbakan'a iftira atmak yetmezmiş gibi, Hopa'nın genel imajını da zedeliyorlar. İnanıyorum ki Hopalılar bu oyunlara gelmeyerek, var olan güzel imajlarını koruyacak, imajlarını bozmak isteyen siyasetçilere de fırsat vermeyecektir. Yüksel Kantar-ARTVİN Teşekkürler öğretmenim Bir insanın yetişmesinde, gelişmesinde, başarısında, çizdiği hayat yolunda; aileden sonra en büyük etken öğretmendir. Öğretmenlik mesleği çok kutsal bir meslektir, değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Öğrencilik yıllarında taklidini yaptığımız öğretmenlerimizi, büyüdüğümüzde saygıyla ve minnetle anarız. . Öğretmenlerimizi; sert bakışlarıyla, otoriteleriyle, gülüşleriyle, yetenekleriyle, anlatma üslûplarıyla hatırlarız. Her öğretmenin değeri ve önemi ayrıdır. Prizren gibi küçük bir kasabada, öğrenci büyüyünce, öğretmeniyle akraba, komşu, meslektaş, iş arkadaşı olabiliyor. Bu yüzden Prizren'de öğretmenlik mesleği ayrı bir önem taşır ve toplum tarafından farklı bir saygı gösterilir. Mart 2011'de savunmasını yaptığım Sınıf Yönetiminde Öğretmenlerin Liderlik Davranışlarını Gerçekleştirme Düzeyine İlişkin Karşılaştırmalı Bir Araştırma (Türkiye-Kosova Örneği) adlı yüksek lisans çalışmam da, Kosova ve Adapazarı öğretmenlerinin görüşleri arasında anlamlı bir fark ortaya çıkmıştır. Kosova'da görev yapan Türk öğretmenlerin, Adapazarı'ndaki öğretmenlere göre, öğretim liderliği davranışlarını daha yüksek seviyede gerçekleştirdikleri sonucuna varılmıştır. Bu sonucun ortaya çıkması, bir Kosovalı Türk olarak beni ayrıca mutlu etmiştir. Kosova'da Türklük yaşıyorsa, Türkçe yaşıyorsa, Türk kültürü yaşatılıyorsa, İstiklal Marşını her Türk söyleyebiliyorsa, bunu Kosova'da Türkçe eğitim veren değerli öğretmenlerimize borçluyuz. Eğitim hayatım boyunca derslerime giren öğretmenlerimin hepsine ayrı ayrı teşekkür eder, verdikleri emeklere minnettar olduğumu bildiririm. Öğrenciler, öğretmenleriyle ilgili bazı anılarını hiç unutamaz, hatırladıkça sevinir, gururlanır. Ben de sizlerle öyle bir anı paylaşmak istiyorum; Benim ilkokul sınıf öğretmenim Hamdiye Troşala idi. 1992 yılında üçüncü sınıf öğrencisi iken, öğretmenim bir matematik problemini çözmem için beni tahtaya kaldırdı, çözemedim. Öğretmenim de, "tamam Ferdi, önemli değil yerine geçebilirsin" dedi. Bütün sınıf önünde böyle bir olay gerçekleştiği için üzülerek yerime geçtim. Problemi çözemediğim için kendime kızıyordum, elimde oynarken kalemimi kırdım. Hamdiye öğretmenim yanıma gelerek, hafifçe eğildi ve sırtımı okşayarak "Ferdi sen iyi öğrencisin ve bu problemi çözebilirsin, hadi bir daha dene" dedi. Bir anda kendime güvenim geldi, öğretmenimin yaklaşımı ve güler yüzü beni çok mutlu etti. Tahtaya çıktım, problemi çözdüm ve matematikte bir daha sıkıntı yaşamadım. Teşekkürler öğretmenim. Ferdi Kovaç > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.