Hukuki altyapı ve seçim israfı

A -
A +

Pazar günü seçimler yapılacak, yeni yerel yöneticiler seçilecek; vatandaş olarak hepimiz bu hengameden ve kirlilikten kurtulacağız. Yıllardır yetkililer yeni seçim yasası, yeni siyasi partiler kanunu çıkaracaklarını söylemekteler, ama ne hikmetse gereği yapılmadı... Necdet Akman, haklı olarak, hukuksal altyapının önemine değinmekte: "Gönül arzu ederdi ki hukuksal altyapıları daha iyi hale getirildikten sonra seçime gidilsin. İsrafı önleyen, oyunu kullanan vatandaşın adayları daha iyi tanımasını, vs. sağlayacak bazı temel hükümlerin getirilmesi gerekirdi. Uygun adaylar için vatandaş açısından tatminkar referanslar bulunmalı. Partilerin hazineden aldıkları önemli miktardaki paralar da göz önüne alınınca, yapılan harcamalardaki sorumluluk daha iyi anlaşılır. Bunca televizyon varken, her köşeye gitmek için büyük paraların harcanması bir daha düşünülmeli. Muhtar adaylarının bu kadar çok olması da garip değil mi? Acaba muhtarlar da siyasi partilerin listelerinde gösterilse, partilerin kefaletiyle adaylar belirlense daha iyi olmaz mı? Siyasi partilerin bunca fazla olması, adayların yaptıkları demagoji bu ülke için zararlı değil mi?" Selahattin İnal da, ülkede yiyecek ekmeği bulmakta güçlük çeken bunca insan varken, paraların ölçüsüzce sokağa atılmasından şikayetçi: "Seçimler demokrasinin gereği, ama bu kadar israf olur mu? Sokaklara bakınca, yapılmış onca gereksiz harcamalara dikkat edince, ister istemez aç insanlarımız aklıma geliyor... Yiyecek ekmeği olmayan, ilaç alamayan, giyeceği bulunmayan yoksul insanlarımız... Çocuğuna defter-kitap alamayan işsiz insanlar... Buna rağmen sokaklardaki hesapsız israflar... Yapılan bu israfla kaç muhtaç vatandaşın sıkıntısı giderilebilirdi, hiç düşünüldü mü?" Bu durum değişmeyecek mi? İşlerimi yapmak için Ziraat Bankası'nın Konya Selçuklu Şubesi'ne gittim. Maaş günü hafta sonuna denk geldiği için, banka çok kalabalıktı. Numaramı aldım, sıramı beklemeye başladım. Bir saat kadar bekledikten sonra, sıra bana kadar geldi, ama tam bu sırada, banka memurları numaramatiklere çok hızlı basmaya başlamıştı (bunun nedeni de öğle tatilinin yaklaşması olmalı). Elimdeki numaraya sıra gelir gelmez vezneye gittiğim halde yetişemedim ve sıram geçti. Sıranın bende olduğunu söylememe rağmen, sıramın geçtiğini ve tekrar numara almam gerektiğini söylediler. Tartışmaya başladık, yaptıklarının yanlış olduğunu kibar bir şekilde söyledim, bayan memur hatasını kabul etti, işlemimi yapmaya başladı. Tam bu esnada, orda çalışan bir memurun sözlü sataşmasına uğradım. Hakaret etti, "medeni olun" dedim, tavrına devam etti ve güvenlik görevlisinden beni dışarı atmasını istedi, numaraların bulunduğu sepete vurdu ve ortalığı dağıtarak öğle tatiline gitti. Memurlar onun hep böyle hareketler yaptığını söylediler, onu hoş görmeliymişim!.. Sonuç olarak, ben hakkımı savundum; zor da olsa, tekrar o sırayı beklemeden işlemimi yaptım. Bir memurla tartışmak zorunda değildim, ama aynı şeyleri sürekli yapıyorlar. Hep kendilerini düşünüyorlar, yaptıkları hatanın ceremesini de siz çekiyorsunuz. Ben hakkımı savundum, ama her gün birçok kişinin başına aynı şeyler gelmesine rağmen susuyorlar, aynı şeyler tekrar tekrar oluyor. Bu yerlerde çalışan görevliler, o insanlara hizmet etmek için bulunduklarını unutuyorlar; sanki sadaka verir gibi bir tavır sergiliyorlar. Neden her zaman insanlarla iletişim kurmayı bilmeyen, kendilerini dev aynasında gören kişiler yükseliyor, bu durum değişmeyecek mi? > Ebubekir Acar - KONYA

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.