04.12.2002 tarihli gazetemizin bu köşesinde yer alan "Disiplin cezalarına da af gelsin" başlıklı okur mektubunda; "Cezaevinde yatan insanların bir çoğu disiplin cezasına çarptırılmıştır. Disiplin cezasının en hafifi, 3 ay mektup yasağı, 6 ay açık görüş yasağı ve ne kadar günü kalırsa kalsın 6 ay yatmak zorunda" olduğu ifade edilmekte ve disiplin cezalarının affı istenmektedir. Konu ile ilgili, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Hakim Ali Suat Ertosun imzasıyla gelen açıklama şöyle: Hükümlülere verilen disiplin cezaları; Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkifevlerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Tüzük'ün, 157. maddesinde; "Kanun, tüzük, yönetmelik ve emirlerin hükümlülerce uyulmasını zorunlu kıldığı hususlara aykırı davranışta bulunanlara veya yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre aşağıda yazılı disiplin cezalarından birisi verilir: 1- Kınama, 2- Ziyaretçi kabulünden mahrumiyet, 3- Mektup yazmak ve almaktan mahrumiyet, 4- Hücre hapsi. Ziyaretçi kabulünden ve mektup yazmak ve almaktan mahrumiyet cezaları birlikte de verilebilir". 158. maddesinde; "Kınama cezası; hükümlüye, yaptığı eylemin yolsuzluğunun ve tekerrürü halinde doğuracağı sonuçların izahıdır. Kurum müdürü tarafından aleni olmayarak yerine getirilecek olan bu cezaya itiraz edilemez". 159. maddesinde; "Ziyaretçi kabulünden mahrumiyet cezası; iç yönetmelikler gereğince hükümlülerin ziyaretçi kabul ettikleri gün ve saatlerde, hükümlünün ziyaretçi kabulünden mahrum edilmesidir. Bu ceza 3 ayı geçemez". 160. maddesinde; "Mektup yazmak ve almaktan mahrumiyet cezası; hükümlüyü, mektup yollamaktan ve kendisine gelen mektupları almaktan mahrum etmektir. Bu ceza 3 ayı geçemez. Hükümlüye gelen mektuplar, cezasının sonunda kendisine verilir. Bu ceza hükümlünün resmi mercilere yazdığı dilekçelere veya resmi mercilerden gelen yazılara teşmil olunamaz..." 161. maddesinde; "Hücre hapsi cezası; hükümlünün geceli gündüzlü her türlü ihtilattan önlenecek şekilde yalnız olarak bir hücreye konulmasıdır. Hücre, teknik standartlara uygun olarak aydınlatılır. Bu ceza her defasında 15 günü geçemez..." 171. maddesinde; "Disiplin cezasının verilmesini gerektiren eylemin işlendiği günden itibaren, 1- Verilen disiplin cezası, ziyaretçi kabulünden mahrumiyet veya mektup yazmak ve almaktan mahrumiyet cezası ise 6 ay içinde, 2- Verilen disiplin cezası, hücre hapsi (veya katıksız hapis) cezası ise 1 yıl içinde, 3- Verilen disiplin cezası, 161. maddenin 3. fıkrası kapsamına giriyorsa 1.5 yıl içinde. Başka disiplin cezası almamış olan hükümlülerin yukarıdaki bentlerde gösterilen disiplin cezaları, aynı bentlerde yazılı sürelerin sonunda, müdürün önerisi ve disiplin kurulunun kararıyla kaldırılır..." 647 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 1. fıkrasında; "... hükümlülük süresinin 1/2'sini çekmiş olup da tüzüğe göre iyi halli hükümlü niteliğinde bulundukları takdirde, talepleri olmasa dahi şartla salıverilir" ifadesi yer almaktadır. Yukarıda belirtilen hükümlülerin disiplin cezaları ile ilgili tüzük hükümleri incelendiğinde, disiplin cezası alan hükümlülerin her halükârda 6 ay daha fazla yatmak zorunda olmadıkları açıklıkla anlaşılmaktadır. Disiplin cezası kalkmış olan hükümlüler, günü geldiği zaman şartla tahliye edilirler. Disiplin cezası kalkmadan, bihakkın tahliye tarihi gelen hükümlüler disiplin cezası kaldırılmadan şartla tahliye edilemezler. Yukarıda belirtilen mevzuat çerçevesinde hükümlülerin disiplin cezalarının af edilmesi hususunda herhangi bir disiplin affı düşünülmemektedir. Bir ailenin suyu bu şekilde kesilir mi? İSKİ Genel Müdürlüğü'ne; Bir bakıyorsunuz sularınız kesilmiş. Biraz sonra komşular bir kağıt getiriyor; İSKİ suyu kesmiş. Nedeni, fatura ödeme tarihi 15 gün geçmiş. İyi faturasını ödemeyenin suyunu kes kesmesine, ama karşındakinin de bir insan olduğunu buranın bir ev olduğunu ve canlı yaşadığını unutma. TEDAŞ veya İGDAŞ fatura ödemede aksama olduğu zaman bir yazılı tebligat göndererek abonelerini ikaz etmekte, "7 gün içinde ödeme yapmazsanız gazınız veya elektriğiniz kesilecek" diye. Kardeşim fatura gelip aboneye ulaşmamış olabilir. Unutulmuş olabilir. Çünkü İSKİ'nin ne zaman sayaçları okuduğu belli değil. Bazen aylık bazen 1.5 aylık bazen 2 aylık fatura geliyor. Vatandaş nasıl takip etsin? İdam edilecek insana bile, ipi boynuna taktıktan sonra "Son bir isteğin var mı?" diye soruluyor. İSKİ'nin umurunda mı, sen banyoda kalabilirsin, misafirin olabilir... En önemlisi apartman hayatında; herkes suyunun kesildiğini öğreniyor ve rezil oluyorsun; " falanın suyunu kesmişler"... İSKİ'nin ikaz çekmesi bir maliyet gerektiriyorsa bunu da geç ödeyen abonenin faturasına ilave edebilir. İsmet Cebeci - İSTANBUL