Politikacılarımız bir defacık olsun iyi bir iş yaptıkları için taktir etmiştik. Kaos ortamını dağıtmak için halka gitme kararını almışlardı... Zaten piyasa da buna olumlu tepki vermişti. Bunların gitme ihtimali bile işlerin biraz kıpırdamasına, ümit ışığının belirmesine yolaçmıştı. Ama yanılmışız; bunlar yine alttan alta bir pazarlığın içinde imiş. Yine türlü oyunlarla millete gitme işini engelleme faaliyetleri devam ediyormuş. Çünkü araştırmışlar, halk onlara güvenmiyor, başkaları seçilecekmiş. Halbuki halkı en iyi kendileri düşünürlermiş (!). Halk için gerekirse seçimi bile erteleme yoluna gidebilirlermiş. Piyasa zaten bu faaliyetlerin farkında; o sebeple de borsa iniyor, faizler çıkıyor, enflasyon yükselme trendine bir daha giriyor. Ama halkımızın çektiği sıkıntılar bunların umurunda değil... Her fırsatta halkımızın zekiliğinden, faziletlerinden dem vuranlar, ne hikmetse halkın tercihlerine güvenmiyor. Ama ne zamana kadar kaçabilirler ki... Halbuki, büyük fırsatlar kapıda. Arap işadamlarının 200 milyar dolarlarını Amerikan bankalarından çektikleri iddia ediliyor. Akıllı yönetimlerle bu sermayeyi Türkiye'ye çekmek zor olmaz. Batılı ülkeler de Ortadoğu kökenlilere vize uyguluyor. Paraları bol olan bu insanlar gezmek ve alış-veriş yapmak için ülkemize daha çok yönelebilirler. IMF'nin kapısında yıllarca yalvararak, binbir tavizle aldığımız yüksek faizli paranın birkaç misli bir anda gelebilirdi... Ama nerede... Renklere ayırarak kara listeye aldıkları kendi vatandaşımızın sermayesini dışarıya kaçırtan zihniyetten bunu nasıl bekleriz? Yıllardır dışarıda kalmış, çağdaş bir kafa yapısına sahip olduğunu ümit ettiğimiz Derviş, kalbinin yıllardır CHP için attığını açıkladı. Kanayan yaramız olan bazı özgürlükler için de "kamusal alan" gibi muamma bir tabir kullandı. Bu zihniyet, Ortadoğu kökenli turistleri, "kılık kıyafet yönetmeliğine uymuyorlar" diye sınırdışı etmez mi? Bundan nasıl emin olabiliriz? Ehliyetimizi geri istiyoruz Ben 1978 yılında B sınıfı ehliyet aldım. 1992 yılında kaza sonucu gözümün birini kaybettim. Daha sonra ehliyetim elimden alındı. Aslında ehliyetimi değil, hürriyetimi elimden aldılar... Bizim durumumuzda olanlar Avrupa ülkelerinde araç sürmekte ve bunlar kendi araçlarıyla ülkemize dahi gelebilirken, bizim bu hakkımızın gaspedilmesini anlayamıyoruz. Tek gözlü olan bizler kazara tespit edilirsek hemen canavar damgası basılmakta, haketmediğimiz muamelelere tabi tutulmaktayız. Ülkemiz bir hukuk devletidir. Dünya standartlarına aykırı olarak elimizden alınan bu hakkımızın yine yasal düzenlemeyle geri verilmesini beklemekteyiz. Sağlık Bakanımız Sayın Osman Durmuş'un bu hususta bizlere yardımcı olmasını bekliyoruz. > Kadir Kahveci Çaycuma ZONGULDAK Milletle uzlaşmak Şu son dört yıldır Türk milletinin memur olarak, esnaf olarak ve tüccar olarak, öğrenci olarak çekmediği kalmadı. Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi yaşandı birçok iş yeri kapandı, birçok kişi işsiz kaldı ve bu yüzden birçok aile dağıldı. İntiharlar; cinayetler hat safhada görüldü. Birbirleriyle ilişkileri dostane olarak götüren tüccarlar artık birbirlerine bile güvenemez hale geldiler. Seçimden önce verilen vaatleri yapmayı boş verin, ülkede bırakılan derin yarayı biz millet olarak nasıl kapatacağız. Bugün varlığını sürdüren iş sahipleri bile vergi, Bağ-Kur, sigorta ve günlük masraflarını hayli zorlanarak ödüyorlar. Tasarruf denildi, tedbir denildi bunlar sadece yazıda kalıyor, uygulamada maalesef zayıf olan bir milletiz. Millet bu kadar zorluklarla ayakta kalma mücadelesi verirken, 550 vekilimizden hiçbir tanesi "bu millet bizim yüzümüzden bu hale geldi; biz seçilmişler olarak gerektiği gibi hizmetimizi yapamadık" demedi, bu gerekçeyle istifa eden veya gezi turlarını iptal eden olmadı. Şimdi ise seçim gündeme geldi, birbuçuk aydır uzlaşma çabaları sürüyor, liderler birbirleriyle hâlâ kavgalı, yine kendilerini düşünüyorlar. Birbirleriyle uzlaşamayanlar, acaba bu milletle nasıl uzlaşacaklar, onu hiç düşünmüyorlar. Hiç birisinden ekonomiyi düzeltmek, istihdamı sağlamak işsizliği gidermek, vergiye bir çare, tüccara bir yol bulmak yönünde doyurucu bilgi alamıyoruz; bunlar neden konuşulmuyor? Sadece gündemi uzlaşma çabalarıyla meşgul ediyorlar. Millet olarak da şaşkın bir haldeyiz; yüzler yine aynı, vekilliği meslek haline getirmiş kişiler karşımızda. Bugünlerde herkesin birbirine sorduğu soru şu: "Kime oy vereceğiz?" Millet olarak artık hemen hemen hepsini denedik. Bu ülkenin ve ülke insanının içinde hizmet aşkı olan, biraz olsun rahatlığını kaybetme cesaretini gösteren yöneticilere, liderlere ihtiyacı var. Ülkesinin insanına güveni sağlayan, istikrarı getiren ve yatırımı kolaylaştıran... > Sevim Kaya - İZMİR