İbret alınması gerekmez mi?

A -
A +

Bizim sıkışınca akıl danıştığımız, akıl vericilerimizin güya korunduğu büyük stratejik ortağımız ve dostumuz ABD'de bir Yahudi, Peygamber efendimize ve İslamiyet'e hakaret eden bir film yapıyor. (Bu film oynatılıyor, internete aktarılıyor; ABD, bu doğru olmamıştır diyor fakat filmi internetten kaldırmayı reddediyor vs.) Bu filmi yaparken de yapımcı; Kur'an-ı kerimi yakan papazla 100 tane Yahudi iş adamından 5 milyon dolar yardım alıyor. Hatta yardım yapanların içinde Türkiye'den olanların da varlığından bahsediliyor... Dünyanın gündemi değişiyor. Garip Müslümanlar tabii olarak tahrik olup bazı hareketler yapıyor. Film organizatörleri hedefe ulaşıyor. İslam düşmanlığı artıyor. Kalplerin İslam'a ısınması engelleniyor. Düşündüm; bu güzel ülkemin, fakir bir köyünden, fakir bir ailenin bir çocuğu şans eseri okuyup, birkaç kuruş biriktirerek, herkesin meyve bahçeleri dikerek gelir getiren işler yaptığı bir zamanda, ülkemizin her şeyden mahrum bir yöresinde, maddi bir çıkar düşünmeden, kendi çabaları ile orman oluşturmaya kalkışıyor. 12 yıl hiç dert yanmadan ve kimseye muhtaç olmadan, tarım bile yapılamayan taşlık araziler alarak, 500 dekarlık ve 32 bin ağaçlık iki orman oluşturuyor. Oturduğu eve varana kadar satmaktan çekinmiyor, bankalardan krediler ve şahıslardan borçlar alıyor. Son iki yıldır sıkıntıya giriyor. Alacaklılar icraya veriyor. Bankalardan kredi çekemez duruma düşüyor. Yaptığı işin akamete uğramasından korkmaya başlıyor. Sıkıntısını, ilk önce "Taş üstüne taş koyanın yanındayım" diyen Başbakan'a, daha sonra Orman Bakanı'na ve Cumhurbaşkanı'na bildiriyor. Olumlu bir gelişme olmuyor. Sonra Milletvekillerimizin, sadece bir aylıklarının %1'ini borç vermelerini istiyor. Onlar da hiç ilgilenmiyor. Bu defa köşe yazarları aracılığı ile varlık sahibi insanlara duyurmak istiyor. Birkaç tane aziz duygulu ve yüksek karakterli köşe yazarı ilgilenip, köşelerinde duyuruyor. Ne yazık ki birkaç tane kıt kanaat geçinen fedakâr insanların dışında ilgilenen olmuyor Bu şaşkının (kendi kendime böyle diyorum) ödünç para bularak, ormanı yaşatması ve büyütmesi, borçlarını ödemesi gerekiyor. Varlık sahibi, sevap kazanmak için fırsat arayan güzel insanlara ulaşıp, mutlaka ödünç para bulması gerekiyor; varlık sahibi olan insanlarımızın, ödünç vermekle, bu güzel olayın yaşamasını ve gençlerimize örnek olarak sunulan bir "rolmodel" olmasını sağlayacaklarına inanıyor. ABD'li bir sanatçı, Suriyeli sığınmacılara yardım için dolaşıyor. Bizde de ne yiğit kişiler vardır kim bilir, fakat onlara ulaşılamadığı için yardımcı olamıyorlar. Sizler daha güzel önerilerde bulunabilirsiniz. Ben derdimi ancak bu kadar anlatabildim. Rahim Demirbaş-Ereğli/KONYA >> Lütfen hac ve umreye giden kardeşlerimizin dolandırılmasına müsaade etmeyin! Ulaştırma Bakanlığı'na; 27.06.2012 tarihinde, 15 günlüğüne kutsal topraklara, umre niyetiyle gittim. Gitmeden öce, bir GSM şirketinin müşteri hizmetlerini aradım. "Yurt dışına 15 günlüğüne umreye gidiyorum, kampanyanız var mı?" diye sordum. "Hemen size 2 saatlik 200 TL'ye bir ekonomik paket yapalım, eğer 2 saati geçerseniz dakikasına artı 50 kuruş ödersiniz" dediler. Kabul ettik, yola cıktık. 4 gün sonra Mekke-i Mükerreme'de bir mesaj geldi, "492.70 TL ön ödeme yapmanız gerekiyor" diye. Tabii şaşırdım, ama önemsemedim. 15 gün sonra İstanbul'a iner inmez, 1240 TL'lik 2. fatura gelince, hemen müşteri hizmetlerini aradım. Bu saçmalığın sebebini sorduğumda, "Sizin hattınızı yurt dışına açmışız, ama kampanyaya dahil gözükmüyorsunuz" dediler. "O zaman konuşma kayıtlarına bakın, bana 2 saatlik paket yapacaktınız" dediğimde, "O anda ekranlar kapalı olabilir, arıza olabilir, siz neden onay mesajı almadınız?" diye resmen dalga geçtiler. "Yani siz müşteri temsilcisinin hiçbir yetkisi yok mu, bu yanlışı düzeltme konusunda?" dediğimde, "Biz kurumsal bir şirketiz, mahkemeye gidebilirsiniz" dediler. Bunun üzerine bir araştırma yaptığımda, çok insanın bu şekilde mağdur olduğunu öğrendim. Eğer bu konuyu araştırmak isterseniz, hac ve umreye götüren şirketleri ararsanız, fazlasıyla bilgi verirler. Artık hac ve umreye giden kardeşlerimiz dolandırılmasın, Allah rızası için bu işe bir el atın... Bülent Yazıcı (Ensar Kardeş Derneği Başkanı) >> 13 Eylül'de yapılan ek öğretmen atamaları 13 Eylül 2012 günü ek öğretmen atamaları yapıldı. Tercih hakkı verilmeden, kılavuz yayımlanmadan, maalesef sadece 26'ncı tercihe göre yapılan bu atamayla, yüksek puanlıların yerine, daha düşük puanlı olan başkaları yerleşti. Ek atama için verilen 3458 öğretmen kadrolarının içinde, ilk defa ilan edilen okullar var. Bu okulların listesi, hiç kimseye duyurulmadan, ilan edilmeden aceleyle atama yapıldı. Ek atamaların 26'ncı tercihle yapılacağı ilan edilseydi, ona göre karar verirdik. Tercih hakkı verilseydi, atamalar adil olacaktı. Bundan sonra açılacak olan kadrolara, tercih yaptırılarak yerleştirme yapılmasını istiyoruz. Şu an yüksek KPSS puanlı bazı öğretmenler bu adaletsiz atama yüzünden, yatağa düştü, ağlamaktan gözleri şişti. Öğretmenlerin bir kısmına yapılan bu haksızlık yüzünden, bazılarının sağlığı bozuldu. Biz veliler ise daha fazla sıkıntı çekmekteyiz. Bundan sonraki atamaların tercihle yapılmasını umuyoruz. Buradan Sayın Başbakanımıza ve Milli Eğitim Bakanımıza sesleniyoruz, lütfen hakkımızın yenilmesine izin vermeyiniz. Çok çaresiziz, sesimizi duyarsanız ve bu adaletsizliğe engel olursanız, çok sevineceğiz. Sizden istirham ediyoruz; Anadolu Liselerine geçen ve düz liselerde boşalacak öğretmen kadrolarına tercihle, bu sene ek atama istiyoruz, ancak o zaman bu haksızlık sona erecektir. Muhterem Güleç >> Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.