İETT'nin yeni kumbaraları şoförle kavga yaptırıyor

A -
A +

İETT tarafından sahte biletlere tedbir olması amacıyla uygulamaya konulan yeni biletler ve bunların kumbaraları yüzünden şoförler ve yolcular karşı karşıya kalmaktadırlar. Piyasadaki sahte biletlere önlem amacıyla büyük paralar yatırılarak getirtilen kumbaralara atılan bilet , sinyal vermeden geçerse yolcu bir problem yaşamamaktadır. Ancak biletin katlanması, büzülmesi, terden ya da başka bir sebepten dolayı elinizde veya cebinizde aşınması ve deforme olması nedeniyle bilet kumbaraya atıldığında sinyal sesi çıkartırsa, şoförün "sahte" demesi ve biletin bizzat şoför tarafından yırtılıp iptal ettirilmesiyle karşı karşıya kalmış olacaksınız. Oysa ki, yolcular tarafından gişelerden alınan biletler sadece elinizde ya da cebinizde fazla kalmasından dolayı orijinalliğini yitirdiğinden kumbaradan geçmemektedir. Bu şekilde olunca, sahte damgası yiyen bilet hemen oracıkta yırtılmaktadır. Hatta yolcular arasında muhatap yolcu sıkıntılı anlar yaşamaktadır. Onurun zedelendiği bir duruma dahi düşülebilecek bu davranış, kişinin çileden çıkmasına bile sebep olabilir. Bugün asgari ücretle çalışan birinin 9 dakika çalışması karşılığında elde ettiği 750.000 TL'lik biletin makineden geri dönmesi yüzünden bu kez yolcu-şoför tartışması, belki ileride yumruklaşmaya varacak tartışmalara gebe olacak durumdadır. Normalde kağıt paraların bile ceplerimizde kısa sürede bozulduğu, henüz kağıt para kullanma kültürünün yerleşmediği toplumumuzda, saatlerce duraklarda gelecek otobüsün yolunu bekleyenler ellerindeki bileti rulo haline getirmesi, avucunda terden sırılksıklam etmesi, ya da fazla alınan biletin ceplerde bulundurulması gayet normal bir hal iken, yeni makinelerde problem yaşamamak çok zor olacağa benziyor. Şiddetli tartışmalar başlamadan İETT bu konuda tedbir almalıdır. > Erol Kara - İSTANBUL Bu asgari ücretle geçinilir mi? Kriz, kriz, kriz diye diye bizi uyutuyorlar. Ne "ekonomik kriz"i? Bankalara 52 milyar dolar verilirken, kamu binalarında ölçüsüzce masraf yapılırken, vekillerimiz dünyayı turlarken, bazı yetkililer son model mercedeslerle gezerken, bazıları kur farklarından servetler kazanırken, Ankara'dakiler "ekmek elden su gölden" misali refah içinde yaşarken kriz yok... Ama Asgari Ücret tesbitine sıra gelince kriz kriz kriz... Bu komisyon üyelerine ve özellikle Sayın Yaşar Okuyan ile Sayın Bayram Meral'e sesleniyorum; ilk önce kendileri bir ay boyunca 184 milyonla geçinmeyi denesinler, sonra bu rakamı biz işçilere reva görsünler. Vicdanlar sızlamıyor mu? "Sabredin, fedakarlık yapın" demek kolay! Ne sabır kaldı, ne de fedakarlık yapacak hal. Yeter artık, almayın bu garibanların ahını. Benim gibi işsiz, parasız, çaresiz bir duruma düşsünler de onlardaki sabrı ve fedakarlığı biraz biz görelim. Bunu bile istemiyoruz, işgal ettikleri koltukları terketme fedakarlıklarına bile razıyız. Bunlar yarın nasıl hesap verecek? > İsmi mahfuz - İSTANBUL Bir açıklama yapın! Sağlık Bakanlığı'nın dikkatine; Biz Sağlık Meslek Lisesi mezunları (Sağlık memurluğu) için 99 yılında yapılan DMS'ye girdik. Arada uzun süre geçmesine rağmen, ikinci bir sınav halen yapılmamıştır. Mayıs ayının ilk haftasında ÖSYM'ce internet yoluyla yapılan basın açıklamasına göre, biz Sağlık Meslek Lisesi mezunları da yapılacak sınava girecekti. Mayısın 20'sinde gelen Kamu Personel Seçme Sınavı formları bize verilmedi. Bu formlarda, sağlıkçılar için bir başka tarihte sınav yapılacağı belirtilmiş. Fakat ne Sağlık Bakanlığı, ne de ÖSYM ikinci bir sınav hakkında bilgi vermiyor. Zaten yıllardır bekliyoruz. Bu belirsizlik tüm sağlıkçı meslektaşlarımda olduğu gibi bizi çıldırtacak. Açıklama yapılmasını bekliyoruz... > Seyfettin 40 yıldır beklediğimiz Avrupa treni 40 yıldır beklenen Avrupa treni bir türlü Türkiye istasyonuna uğramadı. Ne zaman geleceği de belli değil... AB, gelişmekte olan ülkemize yatırım getirecekse, teknoloji transferi yapılacaksa, gelişme olacaksa, işsizlik azalacak, ekonomi düzelecek, insanlarımızın hayat standardı yükselecekse neden yavaş davranıyoruz? Artık siyasetçilerin, yetkililerin daha samimi ve açık konuşmaları gerekmektedir. Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, işverenler, eğitim kurumları, işçiler, memurlar ekseriyetle Avrupa Birliği'ne üye olmamızı istiyorlar. Peki neden üye olamıyoruz? 40 yıldır Avrupa Birliği'ne girmenin doğruluğu-yanlışlığı bu millete anlatılamıyorsa, bazı şeyler ters gidiyor demektir. Konu ile ilgili dersler konsun, medyamızda bilgilendirme yapılsın... AB üyesi ülkelerin kendi aralarında birbirlerine karşı bir imtiyaz hakları yoksa, yeni üyelere olacak mı? AB'nin yönetim statüsü, üye olan ve üye olacakların hak ve hukuk kurallarını ayrı ayrı mı belirlemektedir? Bilinmeyen daha bir sürü soru... Türk Milli Futbol takımı umuduyla, inancıyla, sistemiyle Avrupa'ya girdi. Şimdi ve gelecekte o yarışın içinde olacaktır. Artık siyasetçilerimiz, yöneticilerimiz, işverenlerimiz de bu yolu takip etmelidir. Bir hedef belirtmemiz gerekir... > Turan Kocaman - ERZURUM DİS'yi kazananlara da ek süre verilsin İki yıl önce işçilik için DİS'ye girdik ve kazandık. Bunun süresi de 2 yıldı ve bu süre Ağustos ayında doluyor. Bu hususta herhangi bir açıklama da yapılmadı. DMS'yi kazananlara 2 yıllık ek süre verildi. Bize de böyle bir süre verilmesini istiyoruz. Zaten çok mağdur olduk, bir de bu yönden sıkıntıya girmek istemiyoruz. Yetkililerden bir an önce böyle bir süre verildiğine dair bir açıklama bekliyoruz. > Bir grup DİS'zede - ADAPAZARI

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.