İki özürlü çocuğumla çaresizim

A -
A +

Sayın Yaşar Okuyan'ın dikkatine; Ben 45 yaşında, iki özürlü çocuk annesiyim. Çok çaresizim. İlkokul mezunuyum. İş Kurumu panolarına haftada 3 defa bakıp, elim boş dönüyorum. Artık utanır oldum, her sorduğumda "yok" diyorlar. Oğlum 23 yaşında, 9 yıl Niğde'de İlköğretim okulunda, 3 yıl da Kayseri'de Meslek Lisesi'nin Metal Bölümünde okudu. Özürlüler sınavına girdi, "İş Kurumu'ndan takip edin" diyorlar. Sorduğumda da çocuğuma uymadığını söylüyorlar. Çocuğum duymuyor, konuşamıyor, doğuştan yüzde elli özürlü. Ağlaya ağlaya bunun için mi okudu, bunun için mi yüzü gülmedi? 21 yaşındaki kızım da aynı durumda. Kızım ortaokul sınavını kazanamadı, ilkokulu bitirdikten sonra evde oturmaya başladı. Kızım için olmasa da olur, o bizimle oturur. Ama oğlum için birşeyler yapılsın. Ne yapacağımı şaşırdım. "Ölsem de kurtulsam" diye işaretle anlatıyor. İki yıl oldu okul biteli, evde. Zaten babası işsiz, kamyoncuydu. Ortak bir kamyonumuz vardı. Ortakla anlaşamayıp sattılar. O da vergisine ancak yetti. Şimdi ne iş olsa yapıyor, hiçbir sosyal güvencemiz yok. Bize birşey olsa çocuklarımız ne olacak? Ne olursunuz oğlum Aydın Şişman'a yardım edin. Çok akıllı, terbiyeli, hep takdir, teşekkür aldı. Bizi böyle çaresiz bırakmayın, ne olur!.. ¥ İsmi Mahfuz - AKSARAY Aileleri parçalamayın Sağlık Bakanlığı'nın dikkatine; Çanakkale'de görev yapan bir öğretmenim. Eşim DMS sonucuna göre Kastamonu'ya ebe olarak atandı. Şubat ayında göreve başladı. Birimiz Çanakkale'de, birimiz de Kastamonu'da görev yapmaktayız. Atamalarda eş durumunun kabul edilmediği belirtiliyor. Eşimin en az iki yıl çalışması gerektiği söyleniyor. Eşlerin ayrı ayrı illerde çalışması, eşleri birbirinden koparmanın mantığı nedir? Eşimden, çocuğumdan ayrı ilde görev yaparken verimli olabilmek mümkün müdür? Bugüne kadar böyle bir uygulama olmadığı halde, acaba şimdi neden böyle bir uygulama getirildi? Bu yanlış uygulamanın düzeltileceğini ümit ediyorum. ¥ İsmi Mahfuz Bir Öğretmen ÇANAKKALE Arnavutköy hep böyle sahipsiz mi kalacak? Yeter artık, çocuklarımızın çektiği; akşama kadar lağım sularının içinde top oynamaktalar. Suyumuz lağım sularıyla karışık akıyor. Ne altyapı, ne yol... Sokaklar köpek ve koyunlarla dolu. Ne zaman yüzümüz gülecek? Amerikalı uzayda geziyor, biz ise İstanbul'un yanı başında lağım sularının içinde dolaşıyoruz. Bozuk yollarımızda her gün kaza var. Arnavutköy'ümüz hep böyle sahipsiz mi kalacak? Belediyemiz ne zaman burayı yaşanır hale getirecek? ¥ Arnavutköy sakinleri - İSTANBUL Ordu'ya canavar girdi!.. Türkiye'nin en güzel ili Ordu'ya girerken büyük büyük yazılar görürsünüz: "Ordu'ya trafik canavarı giremez" diye... 20-21-22 Mayıs tarihlerinde Ordu'da canavar kol geziyordu. Bu tarihlerde gençlerin askere gitmesi, eğlenceler facialara yolaçtı. Askere giden gençlerin arkadaşları tarafından yolcu edilmesi sırasında trafik kuralları hiçe sayılarak, canavarlar Ordu sokaklarında kol gezdi. İki kayıp verdik. Her yıl bu olay böyle tekrarlanır. Sayın Valim, Sayın Emniyet Müdürüm; trafik kurallarını hiçe sayarak, insanları katledenlerle lütfen daha etkin mücadele ediniz. Bunu ölenlerin yakınları adına sizden rica ediyorum. Bu üzücü olaylar hepimizin başına gelebilir... ¥ Yalçın Malikoğlu - ORDU

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.